15. Bölüm | Planlar

82 7 0
                                    


Namazdan sonrasında ileride oturacağımız eve gelirken başta biraz enerjim düşük olsa da Burak'ın heyecanla bir şeyler anlatması benim de enerjimi yükseltmeye yetmişti. Burak daha önceden de bu kadar enerjik miydi orasını tam olarak hatırlayamıyordum ama değildi sanki. Onu gördüğümde ne kadar ağır bir beyefendi olduğu izlenimini almıştım ondan. hala öyleydi ama daha enerjik geliyordu şu an bana.

"burayı da bana bırak, ben baya iyi birkaç şey düşündüm. Sadece sürpriz olsun ama beğeneceğine eminim." Dedi Burak.

"tamam, sana bırakıyorum o zaman girişi, yatak odasının yanındaki odayı da giyinme odası yapmaya ne dersin?" diye sordum merakla.

"güzel olur aslında. Hem oda küçülmez hem de büyük bir alanımız olur." dedi.

"bence aradaki duvardan bir kapı şeklinde kırdıralım. Zaten koridorun sonunda kör noktaya denk geliyor. O kapıyı da kapatırız, normal duvar gibi gözükür." Dedim.

"o zaman iki taraflı duvara da dolap yaptıralım ölçülere göre, ortaya da ada şeklinde çekmeceli bir şey yaptıralım, olur mu?" diye sordu biraz düşünceli bir şekilde.

"olur, bana uyar. Terasın üstünü kapatmak mümkün mü peki? En azından açılıp kapanılabilen bir şey olursa yaz kış kullanabiliriz." Dedim.

"oraya ben bir şeyler düşündüm zaten senin dediğin gibi, hatta bir arkadaşımla da konuştum yarın ölçü almaya gelecekti zaten." Dedi.

"süper o zaman, geriye de çok bir şey kalmıyor o zaman." Dedim.

"bahçeye bir şey düşünmedik." Dediğinde cama yaklaşıp dışarı baktım.

"çok da bir şey yapmaya gerek yok. Yarın arkadaşın oraya göre de bahçe takımının sığabileceği ölçülerde bir şey yaparsa süper olur." dedim.

"ne gibi mesela, aklında bir şey var mı?"

"şemsiye olur, ya da sabit bir şey de olur ama her yerini kapatmaya da gerek yok. Teras yeterli olur bize." Dedim.

"tamam, ben konuşurum o zaman, sana da anlatırım." Dedi.

"tamam." Dedim iç çekerken.

Birlikte boş odayla bakışırken buraların bizim düşündüğümüz tarzda dizayn edeceğimiz gerçeği beynimde dönüp duruyordu. Ayrıca burada yaşamaya başlayacaktık ve Allah izin verirse bu bir ömür sürecekti.

"gidelim mi yoksa biraz daha gezmek ister misin?" diye sordu.

"gezilecek pek de bir yer kalmadı. Aklımda hemen hemen bir fikir de oluştu, bundan sonrasını ayarlarım büyük ihtimalle." Dedim.

"bu anahtar senin." Dedi cebinden çıkarttığı anahtarı bana uzatırken. "istediğin zaman gelebilirsin ama bana söylersen ben de getiririm seni."

"tamam." Dedim elindeki anahtarı alırken. Gerçekten iş ciddi bir hal alıyordu. Bazen kaçıp gitmek geçiyordu içimden ama o kadar da değildi. Biraz karışık hissediyordum kendimi. Konfor alanımdan çıktığım için olmalıydı bu. Başka bir sebebi ya da açıklaması da yoktu zaten.

Birlikte evden çıkarken evin önüne park ettiği arabaya binerken yola çıktık.

Beni evime bırakıp camiye geçerken ben de evde ikindi namazımı kılacaktım. Yarın nişanımız olacaktı aslında. Annem sanırım şu an evde kafayı yiyor olabilirdi. Anahtarla eve girerken annemin Bora'ya bağırmasını duymamla sessizce ve seri hareketlerle üzerimi çıkartıp salona geçtim.

Bora başına bağladığı tülbentle camları silerken bir yandan söylenmeyi ihmal etmiyordu, annemse etrafın tozunu alıp Bora'ya laf yetiştirmekle meşguldü.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin