10. Bölüm | İftar

99 7 0
                                    


Burak'ın salona geçmesiyle annem beni kolumdan tuttuğu gibi mutfağa çekerken "neredesin sen?" dedi.

"Burak'laydım, neden?" dedim.

"bir de neden diyor, sen beni çıldırtacak mısın kızım? Birazdan görücüler gelecek, bir de üstüne Burak'ı getirmişsin." Dedi annem.

"anne, Burak benim kocam ve görücüler de beni gerçekten ilgilendirmiyor. İkimizin de size söylemek istedikleri var. İstersen önce içeri geçip kimse gelmeden konuşalım." Dedim.

"Bora evde değil." Dedi annem.

"babam evde mi?" dedim merakla.

"salonda işte."

"tamam, ben Bora'ya sonradan ayrıntısını geçerim." Dedim.

"iyi geç içeriye, ne konuşacaksanız konuşalım, vallahi geriliyorum ben sizin yüzünüzden, el aleme rezil olucaz, başka bir şey değil." Dedi annem söylenerek mutfaktan çıkarken.

Salona güler yüzle girerken "nasılsın oğlum?" diye sordu annem.

Arkasından onun bir anda bu kadar değişmesine şaşırırken "teşekkür ederim, iyiyim çok şükür. Siz nasılsınız?" Dedi Burak.

"ben de iyiyim şükür." Dedi annem.

Burak ben gelmeden başlamamış, havadan sudan muhabbet ediyordu. Annemleri bu durum meraklandırsa da az çok ne konuda ve nasıl sonuçlanacağını anlamışlardı sanırım.

Tekli koltuğa otururken Burak da bana ufak bir bakış atmasıyla söze girdi.

"aslında bir aile yemeğinde daha detaylı konuşuruz ama Tuana bana hoşumuza gitmeyen bir haber verince bir açıklık getirmek istedik. Biz aslında devam etmeye karar verdik. Süreç nasıl ilerler şu anda çok bir fikrimiz yok ama eğer izin verirseniz gelecek misafirlerin yanında ben de olmak isterim." Dedi Burak.

"tabi oğlum, zaten siz evlisiniz, ben de anlam veremedim bu işe ama olmuş bir şeyler." Dedi babam.

Burak evet anlamında başını sallarken saatini kontrol etti. "ben ufak bir mesaj atayım, ezanı bir arkadaşım okusun." Dedi telefonu eline alırken. Mesleği bu açıdan zordu. Günlük hayatını belirli saatlere göre düzenliyordu herkes ama onun saatleri vakit geldiğinde sorumlulukla orada olmaktı.

Telefonda bir şeyler yaptıktan sonrasında orta sehpaya bırakırken "hallettim, kusuruma bakmayın, sizi de beklettim." Dedi.

Burak gerçekten anne ve babamın ideal, hayalindeki damat adayıydı, gerçi direkt damatlarıydı ama olsun.

"ne kusuru oğlum, böyle şeyin kusuru mu olur?" dediği sırada annemin telefonu çaldı. Annem orta sehpa üzerinden uzanıp telefonunu alırken "Hülya arıyor." Dedi.

Kimseden ses çıkmazken annem telefonu yanıtladı.

"efendim Hülya'cım?" dedi annem.

"hı hı, anladım. Hiç sıkıntı değil çünkü geldiklerinde zaten biz biraz oturup geri yollayacaktık." Dedi annem. Tekrar karşıyı dinlemeye başlarken kaşları çatıldı önce.

"hayır Hülya'cım ne alakası var Allah aşkına. Benim kızım daha birkaç gün önce sözlendi ama konuşmama fırsat vermedin ki anlatayım. Aşk olsun yani, bir daha kızım hakkında böyle konuştuğunu duymuyayım." Dedi annem.

Dedikoducu Hülyayı dinlerken bir yandan da onaylarcasına başını sallıyor, bir eli yanağında ciddiyetle onu dinlerken biz de ne konuşacağına bakıyorduk. "tamam, görmüş olman çok normal hayatım, zaten bizim damat o." Dedi annem.

KavuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin