Bu kitabda geçen bütün kişi ve kurumlar tamamen hayel ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumalarla hiç bir ilgisi yokdur.
Bölüme başlamadan önce yıldıza basarmısınız? Ve rica ediyorum satır arasında yorumlarınızı belirtin. Sizlerin fikirleri benim için önemli:))
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Yüksek Sadakat-Belki üstümüzden bir kuş geçer.
🦋
Avuçlarımı dizlerime basdırıb öne doğru eğildim ve kafamı eğdim. Gözlerimi sıkıca kapatarak derin bir nefes aldığımda ayaklarım da sallanmaya başlamışdı.
Noluyordu bana ya? Bu girdiğim tiripler niyeydi? Bana ne Evrenin Sedaya nasıl bakdığından? Ben kimdim ki? Ben Evrenin nesiydim de böyle triplere giriyordum?
Girdiğim tripler kıskançlık değildi, olamazdı da çünkü onu kıskanmıyordum. Ama işte içimde ki bu garip hisse bir ad bulamıyordum.
"İyimisin?" Evrenin meraklı çıkan sesiyle gözlerimi açmış ve sert bakışlarla kara gözlerine bakmışdım.
"Sana ne?" Sesim de gözlerim kadar sertdi. Yapma Gülce. O nasıl cevab verme şekli?
Evren kaşlarını çatdığında muhtemelen neye bu kadar öfkelendiğimi merak ediyordu.
Dudaklarını aralayıb tam bir şey söyleyecekdi ki Damla ve Poyrazın masaya dönmesiyle aralanan dudaklarını kapatmışdı ama bakışlarını yüzümden çekmemişdi.
"Buyrun bakalım." Poyraz her kesin içkisini kendisine dağıtdığında elimde ki tadını daha yeni öğreneciğim içeceği tek seferde kafama dikmişdim.
Poyraz şaşkınlıkla "Oha." Dediğinde Evren de sinirle "Napıyorsun kızım?" Diyerek doğrulmuş ve elimde ki bardağı alarak masaya bırakmışdı.
Yüzümü buruşdurarak "Bu ne ya?" Diye mırıldandığımda kusmamak için kendimi zor tutuyordum.
Tadı o kadar acıydı ki bu zıkkımı içdiğim için pişman olmuşdum ama yine getirseler yine içe bilirdim.
Ayağa kalkarak "Lavaboya gidicem." Dediğimde Damla endişeyle "Geleyimi bende?" Diye sormuşdu ama ben sadece kafamı 'Hayır' anlamında sallayrak ona yanıt vermişdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Sevmeyi Öğret
Fiksi UmumSevgi nedir diye sordum kendime. İki kelebekdir dedi yüreğim. İki mutlu, raks eden kelebek. Peki sevilmemek, sevilememek nedir? İşte ona bir cevab bulamadım. Nasıl anlatayım. Her kes güzel yollarda, ben adım bile atamamışım gibi. Her kes sevilmiş...