20.Bölüm-sezon finali

166 10 5
                                    

Selam arkadaşlar. Nasılsınız? Sizden, kitabı okurken vote atmanızıda rica ediyorum. Diğer kitablarım gayet başarılı, fakat bu kitap için aynısını söyleyemeyeceğim.

Biliyorum, sezon finali ani oldu ama 3 kitabı birden yetiştiremem. Ama kitabın dönüşü efsane olucak. Kitap 4k ya ulaştığında, yeniden yazacağım. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum❤

Kayadan:
Gece uyandıktan sonra biraz başında beklemiştim ve sonunda uyumuştu. Benimde mekana gitmem gerekiyordu. Rüzgarı aradım. "Adamlar hazırmı?"
"Hepsi hazır abi! Seni bekliyoz"
Kafamı sallayarak "güzel" dedim.
"Bekleyin geliyorum. Her hangi bir aksilik olmasın! Yoksa hiç iyi olmaz" "merak etme abi her şey yolunda olucak ve intikamımızı alacağız. Tanıtalım kendimizi!"

Hiç bir şey demeden telefonu kapadım ve çıktım. Gecenin olduğu katı tamamen kapattırdım ve yalnızca bir tek doktorun gire bilme izni olduğunu söylerek 10 adam koydum. Gecenin güvenliği her şeyden daha önemliydi. Hastaneden çıktıktan sonra arabama bindim ve gaza bastım. Toplanacağımız yeri gittim. Adamlar hazırdı. İndikten sonra karşılarında durdum. "Bana yanlış yapanlar..." diyerek sustum
"AFFEDİLEMEZ" diyerek hepsi bağırdı. "Şimdi, yengenizin intikamı alınacak! Yengenize yanlış yapan..." "BİZEDE YAPMIŞTIR!" "O zaman her kes yapacağını biliyor! O şerefsizi yakalamadan burdan ayrılmayak yok!" Hepsi "anlaşıldı" diye bağırdı.

Daha sonra arabalara bindiler ve şerefsizin mekanına doğru gitmeye başladık.

Vardığımızda ilk önce adamlardan 1 kaçı indi ve etrafı kontrol etti. Hiç bir tuzağın olmadığından emin olduktan sonra el işareti yaparak diğerlerinide çağırdı.

Diğer adamlar da indikten sonra ben de indim. Sen şimdi kork benden Fırat Alaz! İntikamım acı olucak!

Tüm adamlar silahlarını hazırladıktan sonra mekana baktım. Aslında evdi. Sadece fazla karanlıktı. Ve yer altındaydı. Yıllar önce gelmiştim bu eve. O zamanlar dostuk...

Fakat şimdi düşman...

Daha fazla durmadan susturucu ile dışardaki adamları indirmelerini söyledim. Kafa sallayarak hall ettiler. Daha sonra içerde bir hareketlilik oldu.

Galiba anladılar ve adamlar yavaş yavaş dışarıya akmaya başladılar.
Bizim adamlar ise susturucu ile hepsini tek tek indiriyordu. Benim de artık ortaya çıkma vaktim gelmişti.

Ben tek gidecekim. Bunu gören Rüzgar, "abi gidiyormuyuz? Vakit geldimi?" Ona baktım. "Yalnızca ben gidiyorum Rüzgar. Siz buranı halledin." Kafasını iki yana salladı
"Hayır abi ya, saçmalama. Ya başına bir şey gelirse? Ne derim ben yengeye? Bari 10-15 adam götür ne olur ne olmaz diye"
"Ne kadar konuştun Rüzgar! Tamam 10-15 tane adamı yoll-" bana şirin şirin bakıyordu. "İyi sen de gel Allahın cezası!"

Bu cevabımdan sonra gitti ve çabuk döndü. Arkasında adamlar vardı. "Hadi," ben önde onlar ise arkamdan geliyorlardı. "Benden habersiz, hiç bir şey yapmak yok, anlaşıldımı?" Hepsi evet diye yanıtladı.

Evin yanına vardığımızda evin içini gözetledim. Güzel, ortalıkta hiç kimse yoktu. Bunda bir terslik var. Allah Allah!

Dikkatlice eve girdik. Oturma odasında kimse yoktu. Adamlar bölündüler ve dağıldılar. Her biri 1ci kattaki odalarda kimsenin olmadığını söylediler ve 2-ci kata indik. Fıratın odası bu kattaydı ve büyük ihtimal oradaydı şerefsiz!

Adamlara döndüm, "ben Fıratın odasına gireceğim. Sizde dağılıp odalara bakın! Fıratın çalışma odasındaki tüm evraklara bakın. Bize ait olan ne varsa, yakın ve yırtın!" Kafalarını sallayarak ayrıldılar. Bir tek Rüzgar kalmıştı.

Ona baktım. "Abi, tek girme ben de seninle geleyim." Endişeliydi. Rüzgar tüm ailesini kaybetmiş bir gençti. Beni de kaybekten korkuyordu. Onuda ölümden ben kurtarmıştım.

Yanına gititm ve elimi omzuna koydum. "Rüzgar, abiciğim, bana Gece hayattayken hiç bir şey olmaz, olamaz! Diyelim, ya vuruldum, ya da yaralandım. Ama kesinlikle ölmeyeceğim. Senin için bile olsa ölmeyeceğim!"

Yüzüme ciddimiyim diye baktı. Ciddi olduğumu görünce kafa salladı. "Abi ama söz verdin haa!"
"Lan tamam işte! Allah Allah ya!"
Daha sonra oda dağıldı. Bende yavaş yavaş Fıratın odasına yaklaşıyordum.

İlk önce kulağımı kapısına dayadım. İçerden ses gelmiyordu. Güzel. Demekki tekti. Bu sırada dışardan silah sesleri geliyordu. Bu korkak hala odasından nasıl çıkmadı aklım almıyor. Bunda tuzak olduğundan eminim.

Telefonumu çıkararak adamlarla olan gruba "ben odaya giriyorum, eğerki benden 7 dakika sonrasın da, haber alamazsanız, bu odaya gelin!" diye yolladıktan sonra telefonu cebime geri koydum.

Kapıyı yavaşca araladım ve içeri baktım. İçerde kimse yoktu. İçeri girdim. Odası hala aynıydı. Eski günlerdeki gibi. O an eskileri hatırladəm. Ne kadarda yakın dosttuk onunla. Daha sonra bana düşman oldu. Sebebini ise anlamamıştım.

Kafamı sallayarak düşüncelerden ayrıldım. Sessiz olunca bir su sesi duydum. Odanın içine baktığımda bir kapı daha olduğunu gördüm. Banyoydu bu. Dışarda çatışma var ken bu salak banyomu yapıyordu.
Hem de şarkı söyleyerek?

Çok garip. Banyoya doğru yürüdüm. Her halde onu banyo yaparken öldürecektim. Kapıyı yavaşca açtığımda küvette yoktu. Ne bir dakika! Nasıl banyoda değil! Sesi geliyordu? O sırada odanın içinde bir ses duydum.

Tam arkamı dönecektimki, enseme sert bir şey değdi ve gözüm karardı. Yere düşmeden duyduğum son şey Fıratın sesiydi.
"Yine ve yine görüştük eski dostum. Seninle çok eğlenicez..."

MAFYANIN KÜÇÜK AŞKI (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin