Merhaba arkadaşlar. Bu bölümü bu kadar geç atmamın sebebi malesef feci bir şekilde hasta olmam. Harbiden feci üşütmüşüm çünkü gözlerim akıyor, başım ağrıyor, başım dönüyor, boğazım acıyor ama öksürmeye devam ediyorum, terliyorum, üşüyorum falan üç beş gündür böyleyim. Hastaneye falan da gidemiyorum çünkü hastane artık daha tehlikeli. Her yerde virüs var, çok kalabalık. O yüzden biraz istirahat etmem gerekiyordu. Hala daha üstümden atabilmiş değilim hastalığı. Bu nedenle bölüm geç geldi.Ama biraz daha iyi hissedince son düzeltmeleri yapıp hemen göndereyim dedim. Lütfen kendinize çok dikkat edin. Salgın zaten hep var siz elinizden geldiğince tutarlı giyinmeye, sağlıklı ve bol vitaminli beslenmeye çalışın. ATLET GİYİN (Annem yazdırdı....)
Bölüm 9. bölümün 2. partı olacak. Önceki bölümde yazmıştım diye hatırlıyorum ama olsun. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.
♔♔♔♔♔
İçeri geçmiş kendi kendime şarkı mırıldanırken bir yandan da dolapta tesadüf eseri bulduğum dondurmamı kaşıklıyordum. Az önceki yaşananların moralimi bozmasına izin vermemiş, hiçbir şey olmamış gibi eğlenmeye devam ediyordum.
Dondurmam bittikten sonra da odamı düzenleyecektim. Odamı, eşyalarmı düzenledikten sonra da bir duş alırdım. Missss! Dondurmamı hızlıca bitirdikten sonra hemen odama giriştim. Odamı güzelce çekip çevirdikten sonra dolabımı açtım ve kıyafetlerimi ayıkladım. Bazı kıyafetleri anısı olduğu için atmayıp kenara ayırdım. Bazı kıyafetleri de anısı olduğu için attım. Bir kere bile elim titremedi. Ben yeni bir sayfa açalı çok olmuştu. Artık anam olsun karalatmazdım o sayfayı kimseye. Herkesten önce kendime saygı duyuyordum artık.
Odamı topladıktan, kıyafetlerimi ayırdıktan sonra odaya bir tekrar baktım. Bir kaç mobilyanın da yerini değiştirdikten sonra artık her şey içime sinmişti. Burası dedemlerin dedelerinden kalan bir ev olduğu için oldukça yaşlı bir evdi. Bu yüzden de civardaki evlere göre çok çok daha genişti. Yıllar yıllar önce dedemler buraya gelmiş ve yıkık dökük bu evin bakımını yapmıştı. O zamandan beri de bu şekilde bakımını aksatmadan burada yaşıyorduk.
(BU EVİN BİRAZ DAHA BÜYÜK OLDUĞUNU, BAHÇESİNİN OLDUĞUNU VE ETRAFINDA ÇİTLER OLDUĞUNU DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ. YA DA ANLATTIĞIMA YAKIN BİR FOTOĞRAF BULURSANIZ BANA ATABİLİRSİNİZ. )
Kapının önünde emeklerken, ilk adımımı atarken, koşarken çekilmiş fotoğraf ve videolarım vardı. İlk kez burada anne dedim, baba dedim. Kapının önünde koşturduğumuz, saklambaçlar oynadığımız, evin arkasındaki çınar ağacına salıncak yapıp birbirimizi salladığımız, çiçeklerden güya parfüm yaptığımız, annelerimizden bir iki lira alıp marketten aburcubur aldıktan sonra yaptığımız pikniklerimiz,bayram sabahı şeker toplamak için cici cici giyindiğimiz günlerimiz, razaman akşamları hep beraber açtığımız iftarlarımız...sanki.. elimi uzatsam dokunabilecekmişim gibi yakınlar şimdi. Oysa şimdi her birimiz küçük bir cam parçası gibi koptuk birbirimizden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM YEMİNİ
Romance"En büyük intikam sessizliktir..." Geçmişi yüzünden kendisine miras kalan güvensizlik, geçmişini aşamayan toy gencin mezarı olmuştu. En büyük hatasıydı zaaflarını belli etmek Ali Asaf'ın. Şüphe aklında vesvese misali yer edinirken, dışarıdaki sesler...