12. BÖLÜM

98 12 37
                                    

Merhaba arkadaşlarrrr. Sonunda gelebildim. Bu bölümü atmak için cebelleştim diyebiliriz. Bazı okuyucularımın da bildiği üzere yorum atabiliyordum ama bölümü atamıyordum. Tabi ben her zamanki naifliğim ile bu durumu oldukça sakin atlattım 😇🔪 Her neyse zaten bölümü geç attım bir de daha fazla konuşarak uzatmayayım. Umarım bölümü seversiniz. Yorumlarınızı merakla bekliyorum 🥰

BÖLÜM ŞARKISI

(Bölümü okurken dinleyebilirsiniz.)



🌊🌊🌊🌊🌊


Bir insan nasıl bahtsız olabilirse o kadar bahtsızdım gerçekten. Hatta ben bahtsız bedeviydim yani. Ne demişler Bahtı beter insanı çölde kutup ayısı siker. Çok doğru bir cümle cidden. Muhtemelen doğrusu bu bile değil ama ben şuan bu şekilde kurunca mantıklı geldi ve böyle de kalacak. Her neyse... Şuan ne mi yapıyordum? Şuan karşımda yıllar önce kardeşim dediğim,beni sırtımdan gayet de güzel bıçaklayan kadınla, Deniz ile tekrar tanışıyordum. Evet doğru duydunuz. İçeri aşırı hızlı girişinden sonra bir an kal gelse bile en azından ilk olarak bana bakmak yerine Feride'ye bakması işime gelmişti. O Sırada ayağa kalkan Feride ise "Tam da vaktinde...Hadi tanışın." demişti. Gözleri bana dönen kız ile aklımdaki düşünceleri susturmaya çalışmıştım ama nafile.

Karşımdaki kız...pardon, artık kadın gözlerimin içine gözleri dolu dolu bakarken profesyonelce ayağa kalktım. Sessiz kalışından anladığım kadarıyla Feride, Deniz'in hallerinden dolayı ortamdaki olayı anlamlandırmaya çalışıyordu muhtemelen. Akmamak için direnen göz yaşları ve konuşmak için ağzını açıp kapaması ile istediğim şeyin birazdan geleceğini farkettim ve onu tanımıyormuş gibi elimi uzattım. Elimi uzattığımı görmeyen Deniz neredeyse ağlayacak halde yüzüme ve saçlarıma kitlenmiş bir şekilde bakarken "Sadem'im..." dedi. 

Midem bulanıyordu. Gerçekten midem bulanıyordu şuan. Bir kelime ile kafamdan trilyon tane anının geçmesinden nefret etmiştim. Bir kelimenin, bir kokunun, bir gülüşün beni bundan 18 sene öncesine götürmesinden nefret etmiştim. Tek istediğim şey kusmaktı, başka bir şey değil. Dediği şey ile kafamdan trilyonlarca anı geçmesine rağmen suratımdaki ifadeyi sabit tuttum. 

"Birisiyle karıştırdınız sanırım. Adım Ahu. Memnun oldum." dedim ve uzattığım elimi fartketmesini sağlamak için haraket ettirdim. Söylediklerimden sonra Deniz'in ağlamamak için verdiği direnç tamamen sona ermiş ve gözyaşları akmaya başlamıştı. Gözlerinden yaşlar akmasına rağmen uzattığım elimi tuttu ve " Kusura bakma...Ahu. Seni çok özlediğim birisine benzettim. O yüzden duygularıma hakim olamadım." dedi. Özlemek mi? Dilimin ucuna gelen bütün küfürleri yuttum ve gülümsedim. 

"Önemi yok. Siz iyi misiniz?" diye sordum Feride'nin daha çok dikkatini çekmemek için. Gözlerime özlemle bakıp kafa salladığında tiksindiğimi belli etmemek için çaba harcadım. Olanları hala tam olarak anlayamayan canım arkadaşıma döndüm ve "Ayrıntıları burada mı konuşacağız canım?" dedim. Sanki bana bakmayı kestiği anda kaybolacakmışım gibi gözlerini benden ayırmayan Deniz, Feride ile konuşurken canım demem ile kafasını yere eğmişti. Kendini sıktığının farkındaydım. Küçükken mahalledeki kızlarla, hatta abisi ile bile paylaşamazdı zaten beni.

" Burada yapamayız. Yukarı kattaki toplantı odasına çıkacağız. Zaten Deniz de buraya geldiğine göre ekip toplanmış demektir. Seni ekiple tanıştırdıktan ve dosyaları tamamiyle sana devrettikten sonra ben de kocama gideceğim sonunda Allah'ıma şükür. Bir iş evlenmemi bile erteletebilir mi ya? Biz o kadar her şeyi ayarlamışken...Hayır Tayfun'dan ertlemek zorunda kaldığımız için özür bile dileyemedim. Ailesine, akrabalarına, bizimkilere o ladar mahcup oldum ki. Gidip gönlünü almam lazım. " dedi morali yerine gelmiş bir şekilde. Dediklerine hem üzülüp hem de sinirlenerek  "E hadi çabuk göster bari yolu mahcup aşık." dedim. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNTİKAM YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin