BELALI TAYFA

12|MASAYA DÜŞEN 'METE'OR

Bölüm 12

Bölüm Adı: MASAYA DÜŞEN 'METE'OR

*Yazım yanlışları için özür dilerim. En altaki açıklamayı okumayı unutmayın. İyi okumalar... :)

&&&

ÖZGE'DEN

Kollarımı göğsümde birleştirdim ve önümde kızlarla cilveleşen Mert'e bakmaya devam ettim.

Kızım ne duruyorsun kovalasana şu yamyamları dedi iç sesim.

Gözlerimi devirip salona doğru ilerledim ve koltuklara oturdum. Şu anda Mertlerin evindeydik. Süsleri halletmiş, müzik işini de tek bir telefonla halletmiştik. Son düzenlemeler için eve gelmiştik. Burada en az 50 kişi vardı ve neredeyse hepsi kızdı. Ya abi hiç mi erkek olmaz. Yan tarafımda topuklarını takur tukur yere vurarak Mert'in yanına koşan kıza yandan bir bakış attım.

"Ayy Mert Bey bunu nereye koyalım." her ne kadar götüne sok! demek istesem de susmayı tercih ettim. Ben terbiyeli bir kızım sonuçta.

Yanıma biri oturduğunda hafifçe döndüm ve Mert'i gördüm. Bana baktı ve bir şey demeden arkasına yaslandı. "Çok yoruldum ya." dedi.

"Masaj yapayım mı Mort Boy?" dedim dalga geçercesine, bana bakıp güldü. "Yap Ozgo." dedi. Gözlerimi devirdim. Bu sırada aklıma gelen fikirle ayağa kalktım ve Mert'in arkasına geçtim. Mert hafif bir sırıtmayla bana bakıyordu. "Beni ellemek için bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum."

Ellerimi omuzlarına koyup önce yavaş yavaş ovdum. Koltukta iyice yayılınca "Ben bir dakikaya geliyorum." deyip bir şey demesine izin vermeden mutfağa gittim. Dolaptan birkaç buz çıkartıp tezgahın üstünde ki su dolu suya attım. Biraz bekleyip suyun iyice soğuduğuna emin olduğumda salona geri geçtim. Mert başını geriye doğru yaslamış ve gözlerini yummuştu. Şimdi görürsünüz Mort Boy. Elimde ki buz dolu sürahiyi Mert'in boynuna bir anda dökmeye başladım.

"Hasss.tir" diye bağırarak ayağa fırlayan Mert'e bakarak kahkaha atmaya başladım. Kendimi durdurmaya başlarken Mert'in o bakışlarından hiç iyi şeylerin olmayacağından emindim. Mert bana doğru bir adım attığında -normalde olsa bana doğru bir adım attığında ben ona koşarak giderdim ama şimdi koşarak kaçmam gerekiyor malesef- koşarak mutfağa doğru kaçtım. Arkamdan "Bittin sen kızım sağ çıkamayacaksın bu evden" diyerek peşimden koşuyordu. Çalışanların arasından geçerken elinde ki tepsiyle önümden geçen kızı durdurdum. "Ovv onlar kanepe mi karnımda acıkmıştı." diyerek bir tane aldım. Ne yani aç karnına mı öleyim?

Mert'in buraya doğru geldiğini görünce koşarak mutfak kapısından bahçeye çıktım. Masaları yerleştiren çalışanların arasından geçerek arka bahçeye doğru yol aldım. Arkama baktığımda Mert'i göremedim. Kafamı kaşıyıp etrafa göz gezdirdim. Acaba vaz mı geçti?

Ben Mert'i tanıyorsam ki tanıyorum kesin bir şeylik düşünüyordur. dediğim sırada Mert elinde sulama hortumuyla karşıma çıktı. Çağlar ve Doğa ise musluğun yanında bize gülerek bakıyorlardı. Bunlar ne ara gelmişti ya?

Tam karşıma geldi aramızda ki bir kaç adımlık mesafe arkamda havuz. "Özür dile." dedi. Bir dakika o bana emir mi verdi? Nah. dilerim senden özür.

Elimi belime koydum. "Sen bana emir mi verdin? Emir mi verdin sen bana? Bana emir mi verdin sen? Sen emir mi verdin bana? Bana sen emir mi...-" tabi ki cümlemi tamamlayamamamın -bu kelimeyi en az 15 kere silip tekrar yazdım- sebebi Mert'İn o pembiş dudakları değildi. Bu arada sizene lan Mert'in dudaklarından. Neyse... Malesef ki susmamın sebebi Mert'in yüzüme tuttuğu hortum ve o hortumdan çıkan fizik kurallarını yıkacak bir şekilde hızla yüzüme gelen ve yer çekimine meydan okuyan su tanecikleriydi. -Fiziği hiç sevmem sjsjs Sürtünme kuvvetini fizik dersinde mi görmüştük yoksa biyoloji dersi mi sjsjsj-