7

5.6K 460 115
                                    


Toplantı odasında gerginlik hakimdi. Jungkook ne kadar yanımda oturmak istese de buna cesaret edememiş, Seokjin'in yanına oturmuştum. Annem Jungkook'a çok kötü bakıyordu ve bu beni deli gibi utandırıyordu.

Jungkook'a karşı hissettiklerimle annemin tepkisi arasında sıkışıp kalmıştım. Bir yandan annemin beklentilerini karşılamaya çalışırken diğer yandan kendi duygularımı anlamaya çalışıyordum. Jungkook'un sessizliği, annemin soğuk bakışlarıyla karşılaştıkça daha da belirginleşiyordu.

"Daha fazla burada bulunmak istemiyorum. Ya bu saçma ilişki haberini kesersiniz ya da oğlumu bu şirketten alırım."

Gözlerim tekrar doldu ve ellerim titreyerek anneme baktım. "Bugün sana ne söyledim? Bu kadar mı ciddiye almıyorsun beni. Karışma artık hayatıma."

Annem yüzüme bile bakmıyordu. Şu an sinir krizi geçirme eşiğindeydim ve umurunda değildi. Ama beni uzak tutmaya çalıştığı adam gergin bir şekilde yerinde duruyor, herhangi bir hareketimle beni sıkıca sarmak için tetikte bekliyordu.

Seokjin derin bir nefes aldı. "Tae kendi kararlarını verebilecek yaşta. Bu yüzden onun istemediği hiçbir şeyi yapmayacağım."

Annem elleriyle yüzünü kapattı. Gözlerini açtığında saf öfke vardı. Elini kaldırıp tehdit eder gibi Jungkook'a savurdu. "Onun beynini yıkamana izin vermeyeceğim! Duydun mu beni?" Jungkook ağzını açacakken bana bakmış ve derin bir nefes alıp susmuştu. Benim için laflarını yutmuştu.

Annem yerinden kalktı ve bana doğru yürüdü. Sanki bilerek morarttığı yeri sıkıca tutup beni çekiştirdi.

Sıkmasıyla acıyla inledim ve bu alfam için son nokta oldu. Yerinden kalkıp annemi benden uzaklaştırdı. Kolumu ellerinin arasına alıp morarmış kısma baktı. Gözlerine bakınca sanki kendi kolu acıyormuş gibi bakıyordu.

Annem delirmiş gibi bu sefer Jungkook'u itmeye çalıştı. Yıllarca canımı yaktığında sabretmiştim. Ama şimdi gerçekten canımı yakmaya çalışıyordu. Vücudumda güç kalmayınca omegam kendini ortaya çıkardı. O benden daha güçlüydü. Bu yüzden omegamı serbest bıraktım.

Derin bir nefes alıp sonunda hakim olmuştum bedenime. Hızlıca Jungkook'un önüne geçip bütün gücümle ona zarar vermeye çalışan annemi ittim. "Sakın alfama dokunma."

Şaşkınlıkla yüzüme bakmaya başladı. Jungkook gözlerime baktı. "Siktir! Gözlerin... griler."

Annem şaşkınlıkla bakıyordu. "Bu iş burada bitmedi. Sen benim oğlumsun. Kaç yaşına gelirsen gel benim oğlumsun, tamam mı? Benim sayemde kazandığın şeyleri kaybetmene izin vermeyeceğim!" Bağırarak konuşmuş ve odadan çıkmıştı.

Herkesin şok olmuş bir şekilde bana baktığını görüyordum. Uzun yıllardır tanışmamıza rağmen benimle hiç tanışmamışlardı. Tae beni hep geride tutmuştu. Alfama baktığımda hayranlıkla bana bakıyordu. Gururum okşanırken elinden tutup odadan çıkardım. Hemen onu kendi odama çekip koltuğa ittim. Kucağına oturup kollarımı boynuna doladım.

"Seni o kadar uzun zamandır bekliyorum ki, alfam."

Parlak gözleri ile yüzüme bakıyordu. "Çok güzelsin." Gülümseyip kafa salladım.

"Biliyorum." Ona yaklaşıp boynuna öpücükler kondurdum. "Dur, şimdi bunu yapmamalıyız. Taehyung nasıl?" Gözlerimi devirip boynunu öperken konuştum.

"Yorgun... düştü.. bu... yüzden beni serbest bıraktı." Her kelimenin sonunda öpücüklerimi bırakıyordum. "Evde ona vurdu mu?" Sesi sinirli çıkarken bu sefer yüzünü öpmeye başladım. Sert çene hattı boyunca öpücüklerimi konduruyordum. "Kolunu sıktı. Ufak ufak temaslar dışında... pek ileri gitmez."

ScintillaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin