17

3.3K 324 64
                                    

Her insanın hayatında bir dönüm noktası olurdu. Bu dönüm noktasında insan suratına sert bir tokat yer ve gerçek dünyanın kollarına düşerdi.

Annemi kaybettikten sonra hissettiğim o sert tokat yıllarca yanağımda kalmıştı. Daha üçüncü günde ağlarken kendini omzuma bırakan kardeşim ile rüyadan uyanır gibi olmuştum.

Güçlü olmam gerekiyordu. Her ne kadar canımdan can gitmiş olsa bile güneş yeniden doğuyordu. Yine sabah oluyor, annem için her gün aldığım şekersiz ve tuzsuz ekmekler yine raflara diziliyordu. Her gün çocuk gülüşleri ile içimi ısıtan parkın önünden geçerken bu sefer gülmeyin diye bağırmak, ağlamak istiyordum.

Ama yapamadım. Bende bu düzenin içine kendimi attım. O gittikten sonra hayat bitmemişti. Hatta daha yeni başlıyordu. Ne kadar acımasızcaydı düşününce.

Yatağa artık aç girmesine göz yumamadığım kardeşim için bütün sevdiğim şeyleri bir kenara bırakmış ve işe girmiştim. Üstüme büyük gelen çalışan kimliğimde yaşadığım zorluklar için ağlayamadan yenisi ile karşılaşıyordum.

İşten geç gelip kendimi odama attığımda kardeşimi yatakta ağlarken bulmuştum. Alışık olduğum bu görüntü ile yavaşça yanına sokulup omzunu öptüm. Göz yaşlarım akarken kardeşimin beyaz ve ince kolundan teker teker süzülüyordu. İnce elini kaldırarak bir kağıt uzattı.

Gördüğüm güzel yazı ile gözlerimi kapatıp titrekçe ofladım. "Abi.. oku."

Titreyen elim ile kağıdın kenarını kavradım nazikçe. Biraz sert sıksam, annemin canı yanacakmış gibi davranıyordum.

"Merhaba bebeklerim,

Bunu okuduğunuza göre benim için ayrılan vaktin sonuna geldik demektir. Üzülmeyin, demiyorum. Üzüleceksiniz. Hatta şu an ağlıyorsunuz. Ben bebeklerimi iyi tanırım.

Size bunları yaşattığım için ne kadar özür dilesem az. Böyle bir şeyin içinde olmanızı istemezdim. Böyle büyümek zorunda olduğunuz için beni affedin, yalvarıyorum.

Sahi ne güzel büyüdünüz ama. Ben elimi bile sürmedim size. Siz hep çok güzeldiniz. Saf bir güzellikle büyüdünüz.

Yunjin, güzeller güzeli mis kokulu çiçeğim. Çizdiğin bütün resimleri dolabın üstüne koydum. Eğer çizmeye devam etmezsen sana buradan bolca kızarım. Ellerinin her hareketi başka bir güzellik çıkaracak kızım.

Jeongguk, güçlü oğlanım. Kardeşinin çizimlerinin olduğu kutuda senin de yazdığın şiirler ve besteler duruyor. Söylememe bile gerek yok, onlara devam etmek zorundasın. Omuzlarında böyle bir yük bıraktığım için üzgünüm bebeğim. Kardeşine mükemmel bakacağından hiç şüphem yok. Onu güzelce büyüt. Kendin gibi. Güzel sesin ruhumu iyileştirdi. Bütün dünyayı iyileştirecek gücün var. Sakın bundan vazgeçme.

İkiniz de benim başıma gelmiş en güzel tek şeysiniz. Sizi her an izleyip destekleyeceğimden emin olabilirsiniz. Siz küçükken kar yağdığında yüzünüze değen her tanede bir öpücük bırakırdım. Birbirinize bu geleneği devam ettirin.
Sizi çok seviyorum.

Anneniz."

Göz yaşlarımız kağıtta birçok yere damlarken kardeşim titrekçe ayağa kalktı. Dolabı açıp arkada duran kırmızı kutuyu alıp ortamımıza yerleştirdi. İçindeki kağıtları çıkarıp seslice ağlamaya başladı. Alnına bir öpücük kondurup ipek saçlarını ensesinde topladım.

İlk bestemi o geceden bir hafta sonra yayınladım. 'Stay Alive' yayınladığım ilk şarkımdı. Annem için yazdığım şarkı dünyada rekorlar kırdı. Oldukça hızlıca ilerleyen kariyerim Jin adında bir adamın şirketine gelmem için attığı mail ile arşa yükseldi.

ScintillaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin