Hayatımda büyük kararlar verirken duygusal olarak değil, mantığım ile düşünürdüm. Duygusallığın olaylara bakış açımı bozduğunu ve beni yanlışa sürüklediğini hissederdim.
Şimdi ise durum tamamen farklıydı. Ona bir haftadır ulaşmaya çalışmış, her seferinde aramıza duvarlar örmüştü. Yaptığım şeyin aynısını bana yapınca o da bu kadar kötü mü hissediyordu, diye içim içimi yemiştim.
Evine gitmiyordu çünkü ona ulaşacağım ilk yer orasıydı. Şirkete geldiğinde hemen odasına giriyor ve kapısını kitliyordu. Ona seslendiğimi duymamak için yüksek sesle müzik açıyor, feromon yaydığımda ise oda spreyini boşaltıyordu resmen.
Ulaşmamam için elinden geleni yapıyordu kısacası. Ama ben de vazgeçmiyordum.
Kaçta geleceğini bilmediğim için saat 6'dan beri odasının kapısının önünde oturuyordum. Sandalyemi kapının önüne koymuş, gelen geçeni süzüp arada esniyordum çünkü onu göreceğim için heyecandan pek uyuyamamış, sabahı erken kalkmıştım.
İnsanlar geçerken çokça şaşırıyor, bunu belli etmekten kaçınmıyorlardı.
Koridorda gördüğüm iki bedenle gözlerimi devirdim.
"Sakin, dalga geçmeyin!"
İkisi de halime bakıp kahkaha atmaktan birbirlerine tutunmaya başlamıştı.
"Seni kovacağım, Hobi. Yoongi'nin de başkasıyla ruh eşi çıkması için büyü yaptıracağım, Jimin, göreceksiniz!"
Sinirle söylediğim şeylerle Hobi umursamazken, Jimin anında susmuştu. Bu sefer gülen kişi benken, sinirlendiğini görmüştüm.
"Köpek yavrularına benziyorsun."
Oflayıp dizlerimi kendime çektim. Hobi yanıma yaklaşıp elini omzuma koydu.
"Dalga geçmiyoruz, sadece gerçekten mutluyuz, Tae. Seni duygularına sahip çıkarken görmek mükemmel."
Omzumdaki elinden çekip beline sarıldım. Dudaklarımı büzüp Jimin'i gösterdim.
"O orospu, dalga geçiyor ama."
Hissettiğim bakışlarla, koridorun başına baktığımda ağlayacakmış gibi hissettim.
Dudaklarım daha da büzülürken, kafasını benden başka tarafa çevirmiş, yutkunmuştu.
Bize yaklaşıp yüzüme bile bakmadan konuştu. "Çekil."
"Hayır, konuşalım lüt-"
Sandalyemi tutup kaldırdı, ben ne olduğunu anlamadan kenara koymuştu, bir eşya gibi. Odasına girip kapıyı kilitlemesiyle ayağa fırlayıp kapıyı açmaya çalıştım. "Kapattığın kapıları tek tek açacağım, göreceksin!"
Yavaşça geri çekilirken, demir kapının soğuk dokusunu ellerimde hissediyordum. Onun sessizliği daha da fazla hüznü içime dolduruyordu. Kilitli kapının arkasında bana dönüp dönmediğini bilmiyordum, ama onun acı dolu sessizliği kalbimi daha fazla parçalıyordu.
Gözlerimi sıkıca kapattım, derin bir nefes aldım ve kendime sakinleşmeyi hatırlattım. Onun duygularını anlamaya çalışmalıydım, ama içimdeki öfke duvarları yıkıyordu. Kendimi kontrol altına almalıydım.
Sonunda, kapının önünde diz çöktüm, ellerimi yüzüme götürdüm ve derin bir iç çektim. Onunla konuşmamız gerekiyordu, ama nasıl başlayacağımı bilemiyordum. Belki de onunla olan tüm ilişkimiz, birbirimize yabancılaşmıştı ve bu duvarları yıkmak için daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyordu. Ve ben de çaba neymiş gösterecektim.
——
"Çaba diyince ben de bir şey yapacağını sandım, oturduk adamın röportajını bekliyoruz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scintilla
أدب الهواةDünyaca ünlü Kim Taehyung ve Jeon Jungkook ödül töreninde ruh eşi çıkarlar.