Final

3.6K 314 37
                                    

Soğuk bir kış günüydü, kar taneleri yavaşça mezar taşlarının üzerine düşüyordu.

Taehyung,sevgilisinin ölmüş annesinin mezarının başında dururken, içindeki sıcaklığı hissetti. Eline aldığı çiçekleri dikkatlice mezar taşının önüne yerleştirirken, yüreğinde birikmiş tüm duygularını ifade etmeye çalışacaktı.

Her bir harfi, her bir tarihi zihnine kazımıştı. Soğuk, kemiklerine işliyordu ama içindeki sıcaklık her şeyi unutturuyordu. Sevgilisinin annesine duyduğu minnettarlık, onunla hiç tanışmamış olmasına rağmen derindi. Sevgilisinin gözlerinde gördüğü sevgiyi, sadakati ve bağlılığı, bu kadının ona öğrettiğini biliyordu.

"Sizinle yüz yüze konuşabilmeyi çok isterdim," diye başladı. "Oğlunuzla tanıştığımda hayatımda büyük bir boşluk vardı. Onunla bu boşluğu doldurmak için çok çaba sarf ettim ama başaramadım. İlk başta korktum, kaçtım. Ama o hiç vazgeçmedi. Her defasında beni geri kazandı. Şimdi anlıyorum ki, bu onun size olan sevgisinden geliyor."

Taehyung'un gözlerinden yaşlar süzüldü. "Ona olan sevgim, sizin ona duyduğunuz sevgiden güç alıyor. Onun her hareketinde, her sözünde sizi görüyorum. Beni en zor zamanlarımda bile destekledi, bana inandı. Sizden öğrendiği sabrı ve anlayışı bana da gösterdi."

Rüzgar, mezarlığın sessizliğini bozuyordu ama Taehyung'un zihni, yaşadıklarını bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiriyordu. "Sizi tanıyamadım ama sizinle ilgili hikayeleri dinlemek bana güç veriyor. Oğlunuzun bana anlattığı anılar, sizin ne kadar güçlü ve sevgi dolu bir insan olduğunuzu gösteriyor. Bunu hep hissettim."

Taehyung mezar taşına yaklaşıp, usulca dokundu. "Oğlunuz, benim hayatımın en değerli parçası oldu. Bana kendimi sevmeyi, güvenmeyi ve en önemlisi, koşulsuz sevmeyi öğretti. Bunu sizin ona öğrettiğinizden eminim. Sizi kaybetmiş olmanın acısını taşıyor ama aynı zamanda sizinle gurur duyuyor. Bu gururu bana da hissettiriyor."

Gözlerinden süzülen yaşları sildi ve derin bir nefes aldı. "Sizin öğretilerinizle büyüyen bir insanı sevdiğim için çok şanslıyım. Ona her baktığımda, sizin sevginizi ve emeğinizi görüyorum. Onu nasıl sevdiyseniz, ben de öyle seviyorum. Bize bıraktığınız miras, sevgi ve bağlılık oldu. Bunun için size minnettarım."

Taehyung, kar tanelerinin mezar taşına düşüşünü izlerken, sessizliğin içinde huzur buldu. "Huzur içinde yatın," diye fısıldadı bir kez daha. "Sizi hiç unutmayacağız. Sevginiz ve anılarınız bizimle yaşamaya devam edecek. Size söz veriyorum, ona iyi bakacağım. Onunla geçirdiğimiz her an, sizinle olan bağımızı daha da güçlendiriyor. Teşekkür ederim, her şey için."

Eli karlarla kaplanmış mermerin üstündeyken göz yaşları yavaşça süzülüyordu.

Tam kalkıp gitmeye hazırlanırken, arkasından bir ses duydu. "Taehyung?"

Taehyung, sesin sahibini hemen tanıdı. Jungkook, karla kaplanmış patikadan yavaşça ona doğru yaklaşıyordu. Gözlerinde bir şaşkınlık ve merak vardı. Taehyung, sevgilisinin yüzündeki ifadeyi görünce, kalbi daha hızlı çarpmaya başladı. Jungkook'un yaklaşmasıyla, Taehyung bir adım geri çekildi ve hafifçe gülümsedi.

"Bebeğim sen çekime gidecektin?" Bir kaç adım sonra artık burun burunalardı. "Sabaha kadar uyuyamadım ben Jungkook."

Ellerini tutup dolu gözlerini kırpıştırarak sevgilisine baktı. "Sen gece uykunda annenin ismini sayıklayıp durdun."

"Sen rüyanda bizi tanıştırıyordun sevgilim." Cümlesi bittiğinde yanaklarından inen göz yaşlarının ısısını hissetti. Jungkook ellerini hemen omegasının yanağına yasladı. "Bende tanışmaya geldim."

ScintillaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin