Olduğum yerde biraz daha yayıldım. Ellerimi kendime sardım. Çok üşüyordum.
"Hayatım, çok üşüdüysen eve dönelim. Zaten çekimler bitti, ben sana yollarım."
"Teşekkürler, hobi. Sende eve git, uğraşma daha fazla burada. Yarın görüşürüz."
Yanağını öpüp hoplaya zıplaya arabama gittim. Çekimlerim tamamen bitmişti. Beğendiğim bir iş olmuştu. Bu yüzden mutluydum. Mutlu olmamın diğer sebeplerinden biri de bu akşam Jungkook evdeydi. Sonunda bir boş gecesi olmuştu ve beni defalarca arayıp evime gelmek için yalvarmıştı. Her seferinde çekimde olacağımı söyleyip sert bir dille reddetmiştim. Çünkü şimdi sürpriz yapma sırası bendeydi.
Çok sevdiğim bir şarap evine gidip bizim için şarap ve birkaç atıştırmalık aldım. Keyfim çok yerindeydi. Gerçekten çok özlemiştim. O kadar yoğundu ki şirkette bile çok görememiştim, sadece ara sıra minik sarılmalar ve bakışmalar dışında yan yana gelememiştik.
Evinin önüne geldiğimde camı açıp güvenliğe ismimi söyleyecekken bariyeri kaldırdı.
"Hoşgeldiniz Bay Kim, Jungkook beye haber vermemi ister misiniz?"
"Hayır sağol. İyi akşamlar."
Arabamı evinin önüne götürdüğümde hiç park edecek yerin olmaması ile göz devirdim. Bulduğu bütün boşluklara araba veya motor koymuştu. Omuz silkip arabamı ortada bıraktım.
Poşetleri alıp kapıyı çaldım. Bir kaç havlama sesi geldi.
"Bam, dur."
Uykulu sesi ile gülümsedim. Kapı açıldığında kocaman bir köpek ve uykulu şekilde bana bakan alfamı gördüm. Şaşırmıştı.
"Senin çekimlerin yok muydu?"
"Hmm, sana sürpriz yapmak istedim." Gülümseyip kenara çekildi. Elimdekileri ona verip ceketimi çıkardım.
Bana yaklaşıp sarıldı ve dudağıma sıkı bir öpücük kondurdu. "O kadar iyi yaptın ki. Buna çok ihtiyacım vardı."
Yine içli içli bakarken bakışlarının altında ezildiğimi hissettim. "Benim de nefes almaya ihtiyacım var. Şu kollarını biraz daha sıkarsan, öleceğim koca adam." Ellerini genişletti.
"Tanıştırayım Bam, Tae yani diğer baban."
Gözümü devirip Bam'ı sevmeye başladım. Görünüşünün aksine, sevilince bebek gibi kucağımda küçülmüştü. Jungkook poşetlerle birlikte bir odaya girmişti. Genellikle kırmızı ve grinin yoğunlukta olduğu evde göz gezdirdim. Güzeldi ama benim için fazla karışıktı. Sade şeylerden daha çok hoşlanıyordum. O ise benim aksime, renk dolu olmayı seviyordu.
Peşinden gidip tepsiyi hazırlamasını bekledim.
"Yemek yaparken çok seksi gözüküyorsun."
Elleri duraksadı ve kafasını kaldırdı. "Galiba müziği bırakıp aşçı olmalıyım." Gülüp çileklerden birini aldım.
"Müziği bu yüzden bırakırsan hayranlar beni çarmıha gerer."
Bakışları daldı ve bir şeyleri ölçtü. "Seni koruyamacağım tek yer orası olur sanırım yavrum."
Hayranları, Jungkook'un sesi ve şarkıları içim her şeyi yapabilirlerdi. Haksız sayılmazlardı. Tepsiyi hazırladı, ben de şarabı ve bardakları aldım. Salondan balkona çıktı.
Çok güzel döşenmiş bir balkonu vardı. Kocamandı, yerde güzel minderler tam karşısında da projeksiyon perdesi vardı.
Ellerini çırparak hemen kuruldu. Üstüme göz gezdirdim. Pantolon yüzünden pek rahat değildim. "Odan nerede?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scintilla
أدب الهواةDünyaca ünlü Kim Taehyung ve Jeon Jungkook ödül töreninde ruh eşi çıkarlar.