6

28.9K 2.7K 1.8K
                                    

Bir okurum yapmış, o kadar güzel ki 🥹❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir okurum yapmış, o kadar güzel ki 🥹❤️

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım,
iyi okumalar <3

Yaşar - Kumralım.

🔗

Dudaklarımı Asya'nın alnına bastırdım. Ağlamasının dinmesi için sırtını sıvazlamalarım, alnına kondurduğum sayısız öpücüklerim yavaş yavaş da olsa işe yarıyordu. Şimdi sadece omzuma yaslanmış bir şekilde ağlamanın ardından sessizce iç çekiyordu.

Biraz ilerimizde duran Yekta'ya kayan gözlerim buradan gitmem gerektiğini bir kez daha bana hatırlattı. Aslında bizim bahçemizde olduğumuz için onun gitmesi gerekiyordu ancak onun gitmeye pek niyeti yok gibiydi. Kızımı hak ettiğinden fazla onunla aynı ortamda bulundurmuştum.

Hiçbir şey söylemeden eve doğru attığım bir adım Yekta'nın dakikalar sonra konuşmasıyla yarıda kesilmişti. "Adı ne?" diye sordu tekrardan.

Cevap vermeyeceğimi bilse de tekrardan sormuştu. Bu defa sesi fısıltıyla çıkmasa da çok tok ve güçlü olduğunu da söyleyemezdim. "Seni ilgilendirmediğini söylemiştim."

Simsiyah gözleri Asya'dan ayrılarak yüzüme tırmandı. Aramızdaki mesafeye rağmen gözlerinin yaşlarla parladığını görmek çok kısa bir anlığına beni afallatmıştı. "Ben onun babasıyım." Az önceye kadar güçsüz çıkan sesi bunu söylerken öyle toktu ki hiç tereddüte düşmeden bu gerçeği böyle dile getirişine inanamamıştım. Verdiği hiçbir tepkiyi mantık çerçeveme oturtamıyordum.

"Sen onun hiçbir şeyisin."

Kafasını onaylamıyormuşçasına iki yana salladı. Kesik bir nefesle soluklanırken bize doğru bir adım atma girişiminde bulunmuştu. Bize yaklaşmasına izin vermeden geriye doğru adımladım. "Uzak dur bizden. Bebeğimi ağlatmaya hakkın yok."

Onu durduran bu dediğim oldu. Bize yaklaşmaya niyetliydi Asya'nın ağlama ihtimalini duyana kadar. "Ben onu ağlatıyor muyum?" derken zaten bildiği bir gerçeği soruyordu. Gözlerinde aksi olduğunu söylememi isteyen, resmen yalvaran, bir bakış vardı.

"Evet," dedim tereddütsüzce. "Sen onu ağlatıyorsun."

"Neden?"

Asya'nın neden ağladığını bile bilemeyecek kadar yabancıydı ona. Nasıl 'ben onun babasıyım' diyebilirdi ki? Asya hakkında ne biliyordu? Adını dahi bilmiyordu.

"Sen daha bunu bile bilmiyorsun ki," dedim buruk bir gülüşle. Pes edercesine nefesimi üfledim. "Boş ver Yekta. Bu an hiç yaşanmamış gibi devam et sen hayatına." Durgunlaşan kızıma kaydı anlık bakışlarım. "Biz de sensiz gayet mutluyuz."

HÜZÜN KOVAN KUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin