Biraz oy, biraz da yorum rica etsem..
<3
'Polisler, cesedin failini henüz bulamasalar da araştırmaların son hızla devam ettiğini bildirdi. Olay yerinde herhangi bir DNA'ya rastlanmasa da-'
Kaan dayanamayarak televizyonu kapattı. Bir aydır sürekli toplu katliam haberleri çıkıyordu ve hiçbirinde faile dair bir iz çıkmamıştı. Birkaç defa hastaneye gelen katil tipli heriflere pansuman veya dikiş gibi şeyler yaptığı için göze batmış olmaktan korkuyordu.
Yaklaşık iki hafta önce bu durumu Yiğit'e açmıştı ve o günden sonra o tarz adamlarla uğraşması için hiç görevlendirilmemişti. Kendi içinde bunu evrene sesli mesaj göndermesi gibi saçma bir sebebe bağlamıştı.
Yan tarafında masumca uyuyan oğlana baktı. Eymen'in teşvikleriyle bir aydır yürümeye çalışıyordu. Ancak ya Yiğit salaktı ya da kendisi belli edemiyordu. Nedense anlayıp da siklemiyor olmasına ihtimal vermek istemiyordu.
Birkaç gün önce ergenler gibi Yiğit'i duvarla kendi arasına sıkıştırıp yanağına yumuşak bir öpücük kondurmuştu. Tabii ki utançtan kıvranıuordu iki gündür.
Teşekkür niyetine diye zırvalamıştı fakat hangi erkek, arkadaşını öperdi ki? Anlaması gerekti!
Dolgun pembe dudaklarda gezdirdi bakışlarını. Dokunmamak için kendi içerisinde verdiği savaşları bir bilseydi...
Eymen'in dediklerini anımsadı. 'Yiğit abim homofobik değil, hatta biraz yavşasan üstüne atlayabilir.' demişti. Biraz yavşamıştı sanki, neden kucağında değil de koltuğun diğer köşesinde uyuyordu?
Dayanamayarak ayaklandı ve Yiğit'in yan tarafında durdu. Uyuyor olmasının verdiği cesaretle elini usulca pürüzsüz yanakta gezdirirken kaşlarını çattı. Yorganın altındaki beden, biraz fazla mı sıcaktı?
Yorganı hızla kenarıya itelerken titreyen beden karşısında soğuklanlılığını korumaya çalıştı. Acilde bin kat fazlasıyla karşılaşıyordu zaten...
Üzerinden giden yorganla uyanan Yiğit'in yorgana ulaşma çabaları alnına değen Kaan'ın dudaklarıyla son buldu.
"Hassiktir lan! Çok pis yanıyorsun."
Kaan bir anlık gafletle Yiğit'i kucaklayıp kaldırabileceğini düşündü fakat kıpırdayamayınca geri bıraktı. Spora başlamalıydı, acilen!
"Koluma gir lütfen, duş almalısın. Yaz ayında nasıl hasta oldun?"
Yiğit kendini kalkmaya zorlayarak Kaan'ın kolları arasına girdi. Kaan'ın yönlendirmesiyle Yiğit'in odasındaki banyoya girmeyi başardılar.
Kaan, Yiğit'i klozetin üzerine oturturken mırıldandı. "Soyun."
"Hmm?" Yiğit kızararak karşısındaki adama baktı. Ne demekti soyun?
"Bir duş almalısın. Yapabilirsin değil mi? Ben de sana ilaç ayarlayacağım. Yakınlarda eczane var mıdır?"
Yiğit kapıya doğru yönelen Kaan'ın koluna yapıştı. "Oldukça halsizim kolumu kaldıramıyorum bak... Yardım et!"
Koluna sardığı ellerini salarak iki yanına bıraktı.
"Çok hastayım!"
Kaan kararsızca bir bakış attı. Bir yerlerinin uçuşa geçmesinden korkuyordu. Üstelik çocuğun hasta halinden yararlanmış gibi falan olurdu...
Umutsuzca Yiğit'in siyah tişörtüne uzandı. Pürüzsüz esmer göğse karşı yutkunmasına engel olamamıştı. Üstelik, bir dakika, biraz baklavası mı vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başa Gelen Çekilir~Abilerim
Dla nastolatków‼️Homofobikseniz kibarca burayı terk edin plz. Gay warning!!! Abilerim erkek versiyon. Tanrı çektirdiği her acının bir karşılığını verirdi. O Yiğit'i unutmamıştı, sadece doğru zamanı bekliyordu. Yiğit beklemese de beklettirirdi.