"Taura da Saphire'le beraber aynaya daldı herhalde," diye düşündüm. Taura gideli aradan bir hayli zaman geçmişti ve Taura'yla Saphire hala gelmemişlerdi.
Dirseklerimi masaya çıkartıp enfes görünen kahvaltı sofrasını seyrettim. Peynirler... Zeytinler... Mis gibi kokuyorlardı. Kenara bırakılan tavadaki omlet çoktan soğumuştu. Sağ tarafta yeşillikler vardı; maydanoz, nane, semizotu, dereotu... Hepsi taze görünüyorlardı ve yeni yıkanmışlardı, suları hala üzerlerinde damlalar halinde duruyordu. Diğer tarafta şık bir sunumla sofrada duran bal, tahin-pekmez ve çilek reçeli vardı.
Baktıkça ağzımın suyunun aktığını hissettim ve baktıkça daha çok acıkmaya başladığımdan yüzümü çevirdim ve başımı bir elimin üzerine koydum.
Düşünmeye başladım.
Hayır, kahvaltıyı değil.
Nerdes'i.
Nerdes için üzülüyorum.
Bu günlerde kendini parçalıyor.
Onu böyle keyifsiz ve üzgün görmek canımı o kadar sıkıyor ki...
Nerdes sosyal bir insan. Yeni insanlar tanımayı seviyor. Konuşmayı seviyor. Çok kaliteli espriler yapabiliyor. Yeri geldiğinde hepimizi kahkahalara boğabiliyor.
Zeki.
Yakışıklı.
Güvenilir.
Tatlı.
İyi kalpli.
Cana yakın.
Yani... İyi hissettiği zamanlarda.
Bu günlerde değil. Bu günlerde bunalım takılıyor. Asık suratlı, asi, agresif, inatçı ve sinir bozucu.
Nerdes tuhaflaştı. Garip davranıyor. Bizden uzaklaştı. Artık bizle eskisi kadar çok konuşmuyor. Fırsat buldukça odasına kapanıyor.
Eskiden susturamadığımız Nerdes'i şimdi konuşturamıyoruz.
Nerdes'le yakın bir dostluğumuz vardı, birbirimizle vakit geçirmeye bayılırdık. Nerdes beni güldürüyordu. Bazı geceler uyku tutmadığında Nerdes'in yanına giderdim. Ne zaman gelirsem geleyim beni asla terslemezdi. Gecenin ikisinde, üçünde bile odasının kapısını tıklattığımı bilirim, ki o zamanlar bile beni asla geri çevirmezdi. Beni içeri davet ederdi. Aç olup olmadığımı sorardı. Aç değilim desem bile bana bir şeyler hazırlar getirirdi. Çay demlerdi. Yanına bisküvi koyardı. Bazen kahve yapardı. Geç saatlere kadar oturup ve sohbet ederdik. Doğum günlerimde o benim odama gelirdi. Doğum günümü asla unutmazdı. Yanıma geldiğinde elinde mutlaka bir hediye olurdu. Nasıl şeyleri beğeneceğimi, hangi renkleri sevdiğimi, hangi yemeklere bayıldığımı çok iyi bilirdi. Asla yanılmazdı.
Birdenbire seslerle irkildim. Tanıdık bir ses... Bağrışmalar.
"YARDIM EDİN!" diyordu ses. "YARDIM EDİN!"
Korkuyla arkamı döndüğümde sesin sahibini gördüm. "Saphire!"
"Kselia yardım et n'olur," dedi. Neredeyse nefes alamıyordu. Rengi bembeyaz olmuştu.
"Kız n'oldu sana," dedim. "Gel otur sofraya."
"Vakit yok," dedi Saphire. "Nerdes kaçtı. Saka Ormanı'na doğru gittiğini gördüm. "
"Sakin ol, Saphire. Gittiyse mutlaka geri gelir. Gidip ormanda yatacak hali yok ya!"
"Sorun Nerdes değil," dedi kaşlarını kaldırarak. "Yani, Nerdes de sorun ama şu an daha acil bir problemimiz var."
Başını eğdi. "Nerdes Taura'yı dövdü..."
"NE!" dedim. "Nerede o?"
Sofradakiler de kalktılar.
"Gelin," dedi Saphire ve her insanın kolay kolay erişemeyeceği bir hızla konağa doğru koştu.
Zümrüdüankalar olarak hepimiz konağa fırladık.
"Gelin," dedi Saphire tekrar. "Merdivenlerin ucunda yatıyor."
Taura'nın yanına koştuk.
Yok artık...
Taura o kadar kötü görünüyordu ki bir an için onun ölmüş olmasındam korktum.
"O yaşıyor mu..." dedi Ellia, dehşete düşmüş gibi görünüyordu.
"Yaşıyor," diye fısıldadım. "Yaşıyor. Göğsüne bak, inip kalkıyor."
Ellia bir süre korkuyla Taura'nın göğsünü kontrol etti. Kendi gözleriyle de gördükten sonra rahat bir nefes verdi.
"Bunu Nerdes mi yaptı şimdi," dedim. Tanıdığım Nerdes'in bunu yapmayacağına emin olabilirdim ama şu günlerde onu şu halde gördükten sonra ondan her şeyi bekler olmuştum.
"Gördüm," dedi Saphire, hala zar zor nefes alıyordu. "Önce Taura'ya tokat attı ve sonra merdivenlerden aşağı tekmeledi."
Gözlerim doldu. Nerdes beni her geçen gün, hatta her geçen saniye daha çok hayal kırıklığına uğratıyordu. "İnanamıyorum..."
"Lütfen Kselia," dedi Saphire, ellerimi tutup gözlerime baktı. "Nerdes seni seviyor, ona kendini daha iyi hissettireceğini biliyorum. Nerdes'in sana ihtiyacı var. Bir erkek kötü hissettiğinde sevdiği kıza ihtiyaç duyar."
Jatfer'e kısa bir bakış attı. Sonra yeniden bana döndü.
"Biz Taura'yı kendine getirene ve yaralarını sarana kadar gidip Nerdes'i bul. Onunla konuş. İçimizde onun elini asla kaldıramayacağı bir tek sen varsın. Nerdes sevgiye ihanet etti, ama aşka ihanet edemez."
Korkuyordum. "Nerdes bana aşık mı ki..."
Saphire gülümsedi. "Tabi ki."
Derin bir nefes verdim. "Pekala... Onu bulacağım. Onunla konuşacağım."
Zümrüdüankalar beni alkışladı.
Kaşlarımı endişeyle kaldırdım. "Taura'ya iyi bakın."
Saphire kafa salladı. "Kendine dikkat et. Kuzgunlardan uzak dur."
Kafa salladım. "Allah'a emanet olun."
"Sen de."
Herkesle tek tek sarıldım.
Korkuyordum.
Kötü düşüncelerimi bir kenara bırakmaya çalışarak hızlı adımlarla konaktan uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graqenshel (Türkçe)
FantasiaGraqenshel evreninde asırlardır süren bir savaş vardır. Zümrüdüankalar ve Kuzgunlar olarak iki taraf vardır ve bu taraflar Graqenshel hükümdarlığı için mücadele etmektedirler. #1 haksızlık --> 05.04.2024 #1 haksızlıklar --> 19.05.2024 #1 ihanetler...