22. Bölüm: Ziyaret 🔅 (Jatfer)

57 21 52
                                    

Öğlen canım sıkıldı ve karnımın guruldamasının üzerine mutfağa girip yiyecek bir şeyler aradım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Öğlen canım sıkıldı ve karnımın guruldamasının üzerine mutfağa girip yiyecek bir şeyler aradım.

Alnımdan akan terleri elimin tersiyle sildim. "Off, çok sıcak!"

Hemen mutfağın girişinde duran buzdolabını açtım.

"Ohh," dedim. Buzdolabından çıkan soğuk esinti içimi ferahlatmıştı. "Ne güzel serinletiyor."

İçgüdülerim bana tüm dolabı boşaltıp içine girmemi söylese de bunu yapmadım tabi ki.

Buzdolabının raflarına şöyle bir göz gezdirdim. "Hmmm..."

Canım soğuk bir şeyler yemek istiyordu, dışarıda cehennem sıcağı vardı.

Bir süre raflara daldım. Ne yiyeceğime karar veremiyordum. Elimi çeneme götürüp bir süre çenemi sıvazladım. "Ne yesem aceba..."

Gözüme dolabın köşesinde duran ananas çarptı.

"Aha," dedim. "İşte bu!"

Sulu sulu, pırıl pırıl, taze ananas...

Ananas yemeyi fazla sevmiyorum, ama ananası seviyorum.

Komik geldiğini biliyorum.

Ananası sevmek ama yemeyi sevmemek.

Ananasın tadını pek de fazla sevmiyorum, ama ananası seviyorum çünkü Saphire ananasa bayılır.

Saphire çok tatlı bir kız.

Onu seviyorum. Hem de çok.

Ama arkadaşça bir sevgi değil bu. Daha güçlü.

Bilmiyorum, o da bana karşı böyle hissediyor mu bilmiyorum ama Saphire'e karşı çok yoğun duygular hissediyorum.

Onu düşününce midem kıpır kıpır oluyor.

Gözlerine bakınca bayılacak gibi oluyorum.

Onun yanında kendimi hiç olmadığım kadar iyi ve mutlu hissediyorum.

Bilmiyorum, insanlar buna "aşk" diyorlar.

Ama benim hissettiklerim daha yoğun.

Daha güçlü.

Boşverin, hepsini unutun. Saphire'i anlatmak mümkün değil. O o kadar masum ve temiz bir kız ki bazen onun gökten inmiş bir melek olduğunu düşünüyorum.

Ananası seyrediyorum.

Silkelendim. "Güzel ananas..."

Ananası dolaptan çıkarıp tezgaha koydum ve yukarıdaki dolaptan iki geniş tabak çıkardım. Kenarında bembeyaz, ağzında zeytin dalı taşıyan bir güvercin deseninin olduğu o beyaz tabaklardan.

Saphire son doğum gününde odama geldiğinde ona yaptığım doğum günü pastasını bu tabakta yemişti.

Çekmeceden bir bıçak çıkarıp ananası soydum ve dilimlemeye başladım. Ananasın taze olduğu belliydi, bu beni mutlu etmişti. Sulu suluydu ve şireliydi. Parlak görünüyordu. Her bıçak darbesinde ananasın içine hapsolmuş kokusu burnuma doluyordu. Kokusu güzeldi. "Ben tazeyim," diyordu. "Gel beni ye," diyordu. Ananas yemeyi sevmeyen biri olarak benim bile canım çektiğine göre Saphire bunu ayıla bayıla yerdi.

Graqenshel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin