21. Bölüm: Sürpriz 🔅 (Nihodar)

79 29 26
                                    

Kapıdan gelen tak tak sesleriyle gözlerimi kırpıştırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıdan gelen tak tak sesleriyle gözlerimi kırpıştırdım.

Kaşlarımı çatıp ışığa alışmaya çalışırken sabah sabah beni derin uykumdan uyandıran anlayışsız mahlukata içimden küfrettim.

Ama tatmin olamadım.

Dışımdan, fazla yüksek sayılamayacak bir sesle kapıdakine seslendim. "Bekle biraz, moruk!"

Bu sefer dışımdan küfrederek yataktan kalktım. "Ne istiyorsun sabah sabah benden!?"

Kaşlarımı çatıp kapıdakinin cevabını bekledim.

"Şşşt! Sessiz ol!"

Aaa... İşte şimdi işin rengi değişti.

Sevinçle kapıya koştum ve yüzüme heyecanlı bir ifade katarak kapıyı açtım.

Göz göze gelince ağzımı açarak gülümsedim. "Hoş geldin hayatım!"

Pleier bana baktı. "Sensin o moruk."

Güldüm ve ellerimi iki yana açtım. "Demos geldi zannettim! Sana öyle bir şey demeyeceğimi biliyorsun!"

Pleier sırtıma vurup gülümsedi. "Nasılsın?"

Elimi saçlarımın arasına atıp gülümsedim. "İyi... Seni sormalı."

Gözlerini kısıp bana şüpheli bir bakış attı. Biraz eğildi. "Yaklaşsana biraz..."

Kulağımı Pleier'in ağzına doğru yaklaştırdım.

Pleier sesin dışarı çıkmasını engellemek için ağzının çevresini eliyle çevreledi ve kulağıma fısıldadı. "Birazdan sana göstereceklerimi kimseye söylemeyeceksin."

Gülümsedim. Seviyordum bu kızı. Gizemliydi. Sürprizlerle doluydu. Her zaman beni şaşırtacak bir şeyleri vardı. Saçları çok güzeldi. Gözlerine baktığınızda içlerinde kayboluyordunuz. Yaralandığınızda, hastalandığınızda size çok iyi bakıyordu. Çok güzel yemek pişiriyordu. Kıyafetleri çok güzeldi. Onunla sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordunuz.

"Merak etme Pleier," dedim. "Konuştuğumuz şeylerin aramızda kaldığını biliyorsun."

Gülümsedi ve kaşlarını kaldırdı. Ellerini iki yana açtı. "Benden söylemesi..."

"Kız niye güvenmiyo'n kız," dedim. Kolumu yavaşça Pleier'in beline doladım. "Aşk olsun sana."

Sesli gülerek kolumu belinden çekti. "Gel hadi benimle, ama sessiz ol."

Pleier'e inat olsun diye kolumu tekrar beline doladım ve birlikte aşağı indik.

"Zemin katta duracağımızı sanıyordum," dedim, Pleier beni bodrum kata indirirken. "Bodrumda ne işimiz var?"

"Şşşşt!" dedi fısıldayarak, işaret parmağını ağzına doğru yaklaştırdı. "Sessiz ol!"

"Tamam canım," dedim sitemle, omuzlarımı kaldırdım. "Bir şey demedim..."

Graqenshel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin