Oy verip, yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizi seviyorum 🖤GİRİFT
23
ESKİ DEFTERLER
Yarkın, karşında duran adamın gözlerine öldürücü bir tavırla bakarken, adamın bana vurmak için kalktığı eli havada asılı kaldı.
Zehra'nın dudaklarından kopan o tiz ses, kulaklarımı tırmaladı. Ellerini dudaklarına örterek, 'hih" diye çıkarttığı o iğrenç ses daha da öfkelenmemi sağladı.
Sanki, olan hiçbir şeyin sorumlusu kendisi değilmiş gibi birde, şimdi herkesi sakinleştirmeye çalışması var olan, taze öfkemi körükledi.
Rafet ağa Yarkın'ın tuttuğu eline bakıp, "pişman olacaksın ağa" dedi tehtit vari sesiyle. Zümrüt hanım hemen araya girip, müdahale etmek istese de Yarkın müsade etmedi.
"Elinden gelen neyse..." Diyerek tuttuğu elini savurarak itti. "Ardına kalmasın Ağa" diye yanıtladı. Tehtidinin hiç bir anlam ifade etmediğini gözüne sokarak dile getirmişti.
Bu zamana kadar tanıdığım Yarkın, uslanmaz, kendi bildiğini okuyan ve kontrol edilmesi zor bir adamdı. Ama görüyorum ki aslında, daha fazlasıydı.
Belki de bu yüzden annemi koruyamamış olmasına katlanamıyordum. Onun herşeyi halledebilecek güce sahip olduğunu bildiğimdendi bu öfkem belki de.
"Oğul!" Dedi Zümrüt hanım Yarkın'ı uyaramak için ama Yarkın annesini duymadı bile. "Benim karım!" Dedi üzerine üzerine basa basa sahiplenici bir tavırla tuttuğu elimi daha sıkı kavrayarak.
"Herkes, benden önce onun önünde ilikleyecek o düğmelerini. Sen, o arkandaki yalaklarına çok güvenme! Dişlerini sıktığından sebep, çene kemikleri belirginleşti.
"Baba lütfen!" Diye yalvardı Zehra ama yaşlı adam onu duymadı bile.
Ağladı ağlayacak bir tavırla, babasının koluna tutundu.
"Salih, Mardine haber salın. Rafet ağa ile bütün ilişkimiz bitmiştir, bundan sonra kendisi en büyük hasmımdır. Herkes ona göre yerini yurdunu belli etsin!" Diye buyurdu.
"Emredersin abi." Salih, hemen Yarkın'ın dediğini yapmak için bahçeye çıkarken, Rafet Ağa'nın kaşları böyle bir tavır beklememiş olduğundan şaşkınlıkla çatıldı.
"Yarkın" dedi Zehra uyarı niteliğinde olan bu seslenmeye tepkisiz kaldı Yarkın. Zehra, babasıyla ikisinin arasındaki bağ kopsun istemiyordu. Gözlerinde gördüğüm o korku, bunun son şansını da elinden kaçırdığını gösteriyordu.
Babası, bir hışımla kızına dönerek, bileğini kavradı. "Yürü gidiyoruz!" Diye sert bir tonla konuştu. Sanki herşeyin suçlusu sensin demek istiyordu.
Zehra, bileğini şımarık bir çocuk gibi babasından kurtarıp, Zümrüt hanımın yanına sığındı. "Baba, gelmiyorum ben" diye itiraz etti. Hâlâ ne yüzle gelmiyorum diye biliyordu anlamıyordum ama daha fazla olanlara seyirci kalamayacaktım.
"Bence," dedim bana el kaldıran adamın gözlerine bakarak, elimde Zehra'nın saçlarından kalan tutamlarını sirkeledim. "Kızınızı alın götürün zira bu evde ona koca olacak kimse yok! Biraz önce ayaklarıyla çıkacakken, bir sonraki sefere allah korusun başına bir kaza falan gelir" dedim nerden almıştım bu gücü bilmiyordum ama o cesaretle devam ettim konuşmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT
General Fictionİki mezar kazıldı bu gece, birine kardeşimi, birine sevdiğimi gömdüm. İki mezar kazıldı bu gece, birine masumiyetimi birine güvenimi gömdüm. İki mezar kazıldı bu gece birine kalbimi, birine eski Bahar'ı gömdüm. Artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayac...