Zehra hala yerde hareketsiz duruyor. Konuşmuyor, ağlamıyor ama canının yandığı ve korktuğu belliydi.
Kimin öldüğünü anlamak için Zehra'nın yere düşen telefonunu aldım ve tam ekrana bakarken Zehra konuştu.
"ESEL ÖLMÜŞ!"
Zehra'nın sözü biter bitmez yer çöktüm. Hissettiğim şey neydi bilmiyorum. Acı mı? Üzüntü mü? Korku mu ? Şaşkınlık mı ? Bilmiyordum. Hiç konuşamadım.
Zehra yavaş yavaş yerden kalkıp yanıma yaklaştı.
"Süsen, lütfen aklımdaki şeyleri düşünme," dedi.
"Aklındaki şeyler her neyse eğer onları düşünmüyorum Zehra, çünkü hic birsey düşünemiyorum şuan da" Dedim..
Zehra yanıma oturdu ve çaresizce "şimdi ne olacak Süsen?" dedi.
"Bu soruyu hep ben sorardım. başkası eğer bana sorduysa kıyamet yakındır" dedim ve bu sefer kuzenime doğru dönüp ona bakarak konuşmaya devam ettim.
"Bu durumu çözmemiz gerekiyor. Ama benim elim kolum bağlı olabilir Zehra."
"Neden, ben sen olmadan bu olayları çözemem. Süsen sen yanımda yokken ben korkuyorum. Çünkü o hem seni hemde ben senin yanındayım diye beni de koruyor" dedi.
Hayal kırıklığıyla gülümsedim.
"Ben de buna inanırdım. Ama kaç gün geçti kuzen, kaç gündür yanımdan gitti ve geri gelmedi. Ne sesi, ne de bedeni. Her yolu denedim. Kendimi suçladım olmadı, kendimi suçlamadım olmadı yine gelmedi."
"Sen ona çok alışmışşın Süsen."
"Şuan da bu konuları konuşmak istemiyorum. Bir ölüm var ve bizim bu ölümü bulmamız gerekiyor. Eğer Melis gelirse bir daha senin yüzünden derse, ben onu öldürürüm ve hiç kimse onu elimden alamaz. Alanı silerim."
"Haklısın, sonuçta Esel senden hoşlanmış. Kabak sana patlayabilir, ama buna hem ben hemde İris izin vermez."
"Varlığı varsa vermez. Yok ki,"
"Geri gelir merak etme."
"Can'ı ara yada burayı çağır. Bu durumu çözmemiz gerekiyor" dedim.
"Arayayım ilk önce gelme durumu varsa gelir yoksa telefondan konuşuruz"dedi.
Telefonu çıkarıp Can'ı aradı. İçimden umarım hemen açar dedim ve öyle de oldu, açtı.
"Efendim atarlı ergen?"
Can'ın sözlerini duyar duymaz Zehra yüzünü asıp gözlerini devirdi ve "biz bunları halletmiştik" dedi.
"Tamam, tamam şaka yapıyorum. Nasılsın?"
"Bazı olaylar oldu ve bu olaylar çok korkunç Can, Süsen'in evindeyiz gelmen gerekiyor."
Duraksadı. "Bir saniye bekle" dedi.
"Gelmeden anlatabileceğiniz birşey mi?"
"Evet ama gelirsen daha iyi olur Can" dedi Zehra.
Yine bir saniye deyip duraksadı.
Zehra o an bana baktı, sessize alıp " sen de benim düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun ?" diye sordu.
Gülümseyerek evet dedim.
Sonra Can'ın sesini duyar duymaz Zehra sessizden aldı.
"Tamam geleyim o zaman, 20 dakikaya oradayım" diyerek kapattı.
Kapatır kapatmaz yine Zehra ile göz göze geldik..
"Sanki birinden izin alıyor gibiydi" dedi Zehra imalı bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSEN ÇİÇEĞİ
FantasyTanıtım: Ben Süsen, süsen gülen. İsmimin anlamı annemin arkadaşının çiçeklere olan sevgisinden geliyormuş. İsmini taşıdığım çiçeğin görünüşünü bile bilmiyorum, ama kokusuna aşinayım. Çünkü annem, süsen çiçeği kokulu parfümüyle dolaşır evin içerisind...