Beşinci Bölüm

39 11 3
                                    

James'le aynı evde yaşamanın zor olacağını düşünmek büyük bir hataydı.
"Ben o şeyi çalıştırmayı bile bilmiyorum." Kalıplı kolları arasında sıkıca tuttuğu son model televizyonu Regulus'un uyuduğu yatak odasına taşırken "Öğrenirsin," dedi nefes nefese olsa da sakince. "James sen ne izleyeceksin?" Televizyonu yüksek dolabın üzerine koyup kollarını kalçalarına koyarak kablolara bakarken "Televizyon izlemeden de yaşayabilirim," dedi ve gözüne kestirdiği kablolar için eğildi. "Burada uzun süre kalmayacağım bile."
James o an duraksadı, elleri kabloların üzerinde kalakalmıştı. Regulus kendini kelimeler ağzından çıktığı an kötü hissetti, hem James'in tepkisi için, hem de gerçekleri tekrar hatırladığı için. "Bunu şimdi konuşmayalım," dedi James kendini toparlayıp kablolarla ilgilenmeye devam ederken. Dakikalarca öyle kaldı, o kadar ki Regulus sadece zaman harcamak için bunu yaptığını fark etmişti. Sonunda dizlerinin üzerinde oturmayı bırakıp ayağa kalktığında kumandaya bastı ve ekranda çıkan kırmızı büyük yazıyla gülümseyerek baktı. "İşte oldu. İçeride sana gösterdiğim gibi, tamam mı?" Regulus sadece başını salladı, James'in esmer yüzü arkasındaki yıldızlı gece kadar parlak görünüyordu gözüne. Günün nasıl geçtiğini anlamamış, küçük bir çocuk gibi James nereye gitse peşine gitmişti. Sonunda ela gözlü geçici ev arkadaşı ona istediğini yapabileceğini söylediğinde fazlasıyla rahat görünen koltuğa oturmuş, James'in Netflix'inde gözüne değen bir diziyi izlemeye başlarken birkaç saatliğine fark etmeden düşüncelerini susturmuştu. Onun ilgisini çektiğini fark eden James sadece ona özel bir profil oluşturmuş, profil fotoğrafına da Charlie Spring'in fotoğrafını koymuştu. Regulus onun kim olduğunu bilmiyordu ama ufak izleme listesine eklenen yeni dizi için minnettardı.
"Sabah uyandığında muhtemelen işte olacağım. Kahvaltın dolapta, uyandığında mikrodalgaya atabilirsin. Kapıyı her ihtimale karşı kilitleyip çıkacağım ama yedek anahtar ayakkabılıkta." Regulus onun her şeyi düşünmesine gülümsemeden edemedi, başını sallayıp "Biliyorum James," dedi. "Kapıyı çalarken veya ikimizden birisi iyi hissetmezken zemini Star Wars melodisinde tıklatacağız." James gururla gülümseyip "İşte bu," dediğinde Regulus kalbinin gururla dolduğunu hissetti, bu da ona fazlasıyla aptal hissettirmişti. "Her şey yolunda olacak, beni düşünme." Ela gözlü çocuğun elleri tekrar kalçalarındaydı, yeşillere uzun uzun bakıp "Tamam," dedi pes eder bir sesle. "Ama numaram-" Regulus kucağındaki yastığı ona attı. "Gidip uyu." Sesi gülümser haldeydi, bu da James'i güldürmüş gibiydi. "İyi geceler Regulus." Kalbi hızla attı. "İyi geceler James."
James çıktığında odadaki bütün ışığı da götürmüştü adeta, başını yumuşak yastığa koyduğunda burnuna dolan odunsu yumuşak kokuyu içine çekti. Kısa bir zamanda her şeyi geride bırakmış gibi hissetmesine engel olamıyordu ama gerçekler oradaydı. Yara izleriyle dolu sırtında, seneler önce defalarca kez denediği kurtulma çabasının sonucu olan parlak izlerle süslü bileklerinde, morarmış vücudunda ve sarılı bileklerinde. Hiçbirinden hiçbir zaman kaçamayacaktı, her zaman vücudu ve aklı ona kim olduğunu hatırlatacak, asıl kimliğini ortaya koyacaktı. Midesinin çalkalandığını hissederek yorganı üzerine çektiğinde sıyrılan pijamasından bacaklarına değen yumuşak kumaş gözlerinde akmayı bekleyen yaşlara izin vererek beyaz yastığı ıslatmaya başladı. Kalbi büyük bir karmaşayla zayıfça atıyor, adeta durmak için izin istiyordu ve Regulus bu izni ona neden vermediğini bilmiyordu bile. Yaşasa bile ne olacaktı ki? Koca bir yıkımdan ibaretti, hiçbir bilgisi veya eğitimi yoktu, iletişim kurmayı bile unutmuş haldeydi. Başucundaki çerçevede duran ela gözlü esmer gence baktı. James bu fotoğraf sırasında on beş, belki on altı yaşında olmalıydı. Yanında kızıl saçlı bir kız vardı, başında bir kovboy şapkasıyla kıvırcık saçlı bir kızın kucağındaydı. James'in omuzlarında asılı gitar salondakinin aynısıydı, dudaklarında çapkın bir gülüşle kameraya göz kırpmıştı. Canlıydı, gerçekti. Eğer odadan çıkıp salona giderse de aynı James'i bulacağını biliyordu. Düşüncelerinin ağırlığını bastırmak için James'in televizyonundan gözüne çarpan ilk filmin oynatma tuşuna basarak başını yastığa tekrar yerleştirerek gözlerini sıkıca yumdu ve düşüncelerini bastırmak için uykuya sığınmaya karar verdi.

a boy with one eyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin