-32- JongSang ( M )

250 22 17
                                    


Jongho*

Saat gece on ikiyi geçmiş , sabrımın sonlarına gelirken " Biz kalkalım artık " dedim . Sevgilimin elinden tuttuğum gibi çıkışa yöneldim . Yeosang kendi arabasıyla gelmediğinden ayrı ayrı gitmemize gerek kalmamıştı direk benim arabaya binip onun evine doğru sürmeye başladım . Gereksiz sorulara sinirlendiğim yetmiyormuş gibi sevgilimin dibinden ayrılmayan ve adının Jake olduğunu öğrendiğim çocukta sabrımın son noktası olmuştu. Ben geldiğim halde gözlerini çekmemeside son noktaydı . Biraz daha otursaydım , o çocuğu orda bir güzel döver sonra öyle çıkardım o mekandan .

Aklım , sevgilimin bacağına konan o elleri düşündükçe deli oluyordu. Gözlerimi yoldan ayırmadan direksiyonda olmayan elimi Yeosang'ın bacağına attım , olduğu yeri hafifçe okşarken yola odaklıydım onun ise bana odaklı olduğundan adım kadar emindim .

" Sana böyle dokundu." Dedim , sinirle sıktığım dişlerimin arasından. Sesli nefes verdi. Elim daha da yukarlara çıkarken sıklaştı nefesleri.

" Bana neden söylemedin ? " dedim ellerim değdiği yerleri yakıp geçerken. San hyung , Seonghwa hyung , Mingi hyung ; hepsi sevgilisine akşam barda olacağını söylemişti ama benim çocuklardan haberim oluyordu. Sevgilime güveniyorum desem bile en başta bana söylemesini beklerdim.
Yeosang güvenimi boşa çıkarmamıştı , tek suçu bana haber vermemesiydi.

" Bana neden söylemedin güzelim ? " dedim bastırarak . Elim kasıklarına kadar çıktığında , derin bir soluk aldı.

" Ben- söyleyecektim , gitme gibi bir düşüncem yoktu bir anda-" hızlı hızlı kendini açıklama çabasına girerken "Tamam" dedim biraz yüksek çıkan sesimle .

" Jongho , bana kızdın mı ? "

" Sana güveniyorum ama ne olursa olsun bana söylemeni beklerdim , nerede olduğunu çocuklardan öğreniyorum , tamam diyorum ben güveniyorum sonra Yunho dayanamyınca bara geliyoruz , tanımadığım adam bacağına dokunuyor ." Sinirle söylenirken , yatışması için iç cektim . Benim sinirim sevgilime değildi , o çocuğaydı .

" Özür dilerim . "

" Senin suçun yok , sadece etrafına sinirleniyorum , bana haber vermeden bir yere gitme bundan sonra . " Ben Kang Yeosang'a asla kıyamıyordum .

Eve geldiğimizde sevgilim anahtarla kapıyı açtı , ceketlerimizi girişteki vestiyere asıp içeri geçtik. Koltuğa oturduğumda , eş zamanlı olarak kucağıma oturdu oda.

" Jongho . " adımı mırıldanırken daha da ileri kaydı kucağımda , kaşlarım onun hareketi ile havalanırken konuşmaya devam etti .

" Bu beni ikinci kez zor durumda bırakışın ve ben bu sefer ellerini değil seni istiyorum." dedi . Ben hala dediklerini idrak etmeye çalışıyordum . Dudaklarımız değdiğinde kendime gelip , ıslak bir öpüşme başlattım . Üst dudağını hırçınca emerken ellerim kasıkları va bacakları arasında mekik dokuyordu . Baldırlarını sıkıp onu dahada kendime çektim ve dillerimizi de buluşturdum . Üst bacağını sertçe okşarken " Bu şekilde sana sadece ben dokunabilirim ." dedim dudaklarımızı iki saniyelik ayırırken sonra aynı hızla geri yapıştım. Şehvet ve arzu doluydu öpüşlerimiz , sertçe dudaklarımızı ezmemize izin veriyorduk her ikimizde. Dili ağzımın içini talan ederken , dilini emip geri çekildim . Ellerim kasıklarından yol çizerek kalçalarına ulaştı , ara ara nefeslenerek öpüşürken , kalçalarını sıktım her iki elimle. Dudaklarıma doğru inlerken, kucağımdaki bedenle ayağa kalktım . Ezbere bildiğim odanın yoluna koyuldum. Kucağımdaki bedeni yatağa bıraktım ve yatağın ucunda dikilerek gözlerimi ondan ayırmadan gömleğimin düğmelerini açmaya başladım. Dudaklarını dişleyerek beni izleyen beden ise üzerindeki beyaz tişörtü bir çırpıda çıkarıp kenara fırlattı .

Are You Drunk? • YunGi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin