Medya da kimse yok lahskashsmsn
Keyifli okumalar dilerim.
Duygularım hep yok sayılmıştı. Sadece bedenimi görmüşlerdi ve tek yaptıkları şey alay etmek olmuştu. Hiç bir zaman kendimi sevmeyen ya da öz güvensiz biri olmamıştım. Ama bir yerden sonra bedenim hakkında o kadar ağır şeyler söylendi ki duygularım gibi fiziğiminde görünmez olmasını istemiştim.
Bilinmeyen Numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin? (19.27)
Kafam karışmıştı. Dışardan kimsenin ilgisinin üstümde olduğunu hiç hissetmemiştim. Etrafımda bana ilgi duyan birinin olduğunu düşünmüyordum.
Siz: Benim kimseyi görmezden falan geldiğim yok. (19.45)
Bilinmeyen Numara: Etrafına baksana (19.45)
Bilinmeyen Numara: Hata bende
Bilinmeyen Numara: Bora'nın olduğu yerden başka hiçbir yere bakmıyorsun. (19.46)
Haklılık payı vardı. Boradan hariç kimseyi görmezdim. Her yere Bora'yı görür müyüm? Diye bakardım ama yine de birinin ilgisininin bende olup olmayacağını da anlardım. Ve kimsenin bende ilgisi yoktu.
Siz: Bu demek oluyor ki bizim okuldasın.
Siz: Kimsin? (19.50)
Bilinmeyen Numara: Buna cevap veremem. (19.50)
Siz: Öyleyse konuşacak bir şey yok.
(Görüldü)Bora'yı düşünmek zaten başlı başına beni yorarken şimdi de bilinmeyen çıkmıştı. Eğer ki konuşmamızda Bora geçmeseydi. Bora'nın garip davranışlarından sonra o diyebilirdim ama değildi.
Başka biriydi. Belki de duygularımla oynamak isteyen Esin'di.Dış kapının açılma sesini duyduğumda babamın geldiğini anladım. Yatağımdan kalkıp aşağıya indim. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bilinmeyen Numara yeterince karıştırmıştı. Kim olabilirdi? Düşün! Düşün! Hayır düşünme!
"Neden bu kadar geç geldin" önce hoşgeldin mi deseydik. Babam sorumu umursamadan gelip bana sarılarak selamlaşmıştı.
"Ah! Kemiklerim kırılacak yeteeer." Bir yandan nazlanıyor bir yandan da gülüyordum. Babam söylediklerime karşın daha sıkı sarılınca nefesim kesildi.
"Gerçekten bu kadarı yeterli." Deyip benden ayrıldı.
"Soruma cevap verir misin? Neredeydin?"
"Bu evde kim kimin babası?" Gözlerimi devirerek cevap beklemeye devam ettim.
" Arabamı çarpmış olabilirim." Endişeli gözlerle ona bakarken, "Bir sorun var mı?" Vücuduna bakmaya devam ederken gözle görülürde bir şey yoktu.
"Endişelenmene gerek yok sadece araba birazcık pelt olmuş olabilir." Bu sefer ben ona sıkıca sarıldım. Onu da kaybedersem kimsem kalmazdı. Annemle aynı sekilde benden ayrılmasını istemiyordum.
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Başka bir hayatım olsaydı bu kadar etkilenir miydim? bilmiyorum. Arabalar korkutucuydu. Trafiği sevmezdim. Benden annemi almıştı. Babamı da almasın.
"Sana bir şey olmadı ya. Önemli olan bu."
"Hey, sen ağlıyor musun? Burdayım bebeğim. Hiçbir yere gitmiyorum." Kendini benden uzaklaştırıp gözlerimin içine baktı. Elleriyle yanaklarımı kavrayıp gözyaşlarımı sildi. "Burdayım."
Burda Lavin! Burda gitmeyecek bir yere."Tamam ya ağlamıyorum. Toz kaçtı." Gözlerimi olabildiğince açıp gözlerinin içine baktım. "Bak! Bak toz kaçmış görüyor musun?" Dediğime gülerek pörtlemiş gözlerimi daha da açtı.
"Gerçekten de toz varmış. Dur çıkarayım."
"Ya baba! Alay etme benle." Babam kahkaha atarken Kırışan kaz ayaklarına, sakalsız yüzüne baktım. Şükürler olsun. O burda ve gülüyor. Sesi kulaklarımdan hiç çıkmasın.
"Yeterince baktıysan, odama çıkacağım." Kafamı salladım. Merdivenlere geldiğinde arkasını dönüp kızarmaya başlamış yanaklarımdan ve burnumun ucundan öptü.
"Yemeği dışarda yemiştim. Açsan dolaptan çıkarıp ısıtırsın." Konuşamıyordum. Kafamı sallamakla yetindim. Tekrardan arkasını dönüp odasına doğru ilerledi.
Annem trafik kazası geçirmişti. Aracını hızlı kullanan alkollü tır şoföru, kırmızı ışıklarda bekleyen annemin aracına çarpmış. Oracıkta canını vermiş.
Babama "Annem Cennete gitmemiş. Ölmüş" Demiştim. Babamın şoka girmesini falan bekliyordum. Ama girmedi. Eninde sonunda öğreneceğimi biliyordu. Beni yanına çekip oturmuştu. Ağlamaktan gözlerim acıyordu. Babamın yüzünü dahi görmekte zorlanıyordum.
"Evet annen öldü ve bizde bir gün onun yanına gidip kavuşacağız." Demişti. Bu cümle beni mutlu etmişti. Şimdi düşününce babamın annemin yanına hemen gitmesini istemiyordum.
Tekrardan odama çıktığımda boğazımdaki yumru canımı acıtmaya başlamıştı. Kapımı kilitledikten sonra aynanın karşına oturmuştum. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Daha fazla dayanamadan ağlamaya başlamıştım.
Ne kadar süre ağladım bilmiyorum, gözlerimden artık yaş gelmiyordu. Ağlamam kısık hıçkırıklara dönüşmüştü.Bir bildirim sesi odamın içini doldurmuştu. Muhtemelen Duru'dandı.
Telefonumun ekranını açtığımda bilinmeyen numara olduğunu gördüm.
Mesajına bakmak istemedim. Bugün yeterince olaylı geçmişti. Bir de bilinmeyen birini çekezmedim. Benimle eğlenen biriydi sadece.Telefonumu yatağın üzerinde bırakıp pencerenin önüne geçtim, odam çatı katındaydı özellikle burayı istemiştim. Sadece benim odamdan ibaretti ve oldukça büyüktü. Pencerinin kolunu indirip çatıya çıktım. Öncelerde güvenli değildi. Babam arada buraya çıkıp yıldızları izlediğimi gördüğünde çatıdan düşme ihtimalime karşın trabzan yaptırmıştı.
Pencereden atlayıp odamdan çıktığımda serin hava birazcık iyi gelmişti, hafif esiyordu. Her zaman orda duran turuncu pofuduk minderimin üstüne oturup yıldızları izlemeye başladım.
Yıldızlar bu saatte şehrin ışıklarından dolayı pek görünmezdi, gece 3 sularında bütün yıldızları seçebiliyordum.
Öylece bakıyordum yıldızlara annemi düşünüyordum sonra birden onun yeşil gözleri gözümün önüne geliyordu, bana bakmayan gözleri, her zaman ışıl ışıldı.
4 yıl oldu onu seveli. Çok uzun bir süre değildi benim için. Belki karşılıksız olduğu için uzun sayılabilirdi.
Onu ilk gördüğümde okula yeni başlamıştık. Muhtemelen Ekim ayıydı. Tarihi net hatırlamıyorum çünkü hoşlandığımı inkar ediyordum.
Düşününce bunca yıl nasıl ona aşık olduğumu düşünüyorum. Onu tanımıyorum bile sadece iyi bir takipçi oldum. Nerde ne yapar kimlerle takılır en son kimle sevgili oldu. Her şeyini biliyorum ama hiçbir şeyini bilmiyorum da
Paradoksta gibiyim hem çok yakın bir o kadar uzağım ona. Yeni yeni bugün iletişime geçmişti. Gözlerimin içine bakmıştı. konuşmuştu.
Allah'ım ya aşık olduğum kişi o değilse?
Ya bir hayal için yıllarımı çürütmüşsem?
Lütfen öyle olmasın! Lütfen!🩶
Bölümü beğendiyseniz oy ve yorum atmayı çok görmeyin:)
Yeni bölümde görüşmek üzere
Kendinize iyi bakın bebekler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN | Yarı Texting
KurzgeschichtenYeşil gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu. Bana bakıyordu, o bana bakmazdı. Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi? ***** Bilinmeyen numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin?