Keyifli okumalar dilerim.
Yatakta bağdaş kurup ellerimle yüzümü kapattım. Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Eğer ki yazmazsa bugünlük konuşmamız bu kadar demekti. Çünkü yazacak bir şey bulamıyordum.
Onun yazıp yazmayacağını düşünürken. Neden bunu düşünüyorum ki? Bildirim sesi, gelmesiyle kendime sorduğum soruyu yanıtsız bırakıp telefonumun kilidini açtım.
Çınar: Anladığını biliyorum ve bu yüzden yazmadığını. (19.45)
Çınar: Tamam gel. Konuyu değiştireceğim.
Çınar: Toprak (19.46)
Siz: Burdayım (19.46)
Çınar: Bugün o it neden yanına geldi?
Siz: Konuyu değiştirmekten kastın bu muydu???
Çınar: Evet
Çınar: Sorduğun bütün sorulara cevap verdim.
Çınar: Aynı performansı senden de bekliyorum. (19.48)
Siz: pekalaaa, Voleybol antrenmanları vardı normalde asla kaçırmam ama çok uykum vardı bende yarısında bırakıp sınıfa gidecekken neden izlemediğimi falan sordu.(19.53)
Siz: Öyle işte
Siz: Sıra bende
Siz: Aynı okulda olduğumuz tescillendi zaten
Siz: Voleybol takımında mısın?(19.54)
Görüldü.
Yazıyor...
Çınar: He aynen hatta geçen sene kafana topu atan kişi bendim. (19.57)
Siz: Ne(yankili)
Siz: Engel bb
Çınar: Şakaydı
Siz: Gerçek olsaydı Engel demek yerine engellerdim.
Siz: Yüzüme top atandan nefret etmiştim
Çınar: Çok mu sert çarptı
Çınar: Levent hoca'yla revire gittiğinizi görmüştüm
Siz: Hayır ya ondan değil. Annemin küpesi gelen top yüzünden düştü falan
Çınar: Bulabildin mi peki
Siz: Bora bulmuştu
Görüldü.
Siz: Tabi benim olduğunu bilmediği için başka kıza vermeye çalıştı sonra en yakın arkadaşım gidip ondan aldı öyle işte.
Çınar: O it piçliğine bu konuşmayı yapmışsa ona cümlelerini tek tek yedirmezsem bana da Çınar demesinler (Gönderilmedi)
Siz: Topun çarpmasına öfkelenmedim de küpe olayı kötü oldu.
Siz: Yazıp yazıp ne siliyorsun?
Çınar: Yarın okulda olmayacağım Bora itine dikkat et çok yanaştırma kendine
Siz: Pardon?
Çınar: Sana tek bir şey diyeceğim. Bora'ya boşuna it demiyorum. Bunu bil yeter. (20.05)
Saat akşam dokuza gelirken baştan sona mesajlarımızı bir kaç kez daha okumuştum. İçimden bir ses bazı söylediği cümlelerin öylesine kurulmadığını söylüyordu.
Ya da ben kafaya takmak için yer arıyordum. Benim, mesajları değil! Bora'yı düşünmem gerekiyordu. Doksan gün boyunca onu görmenin hayalini kurmuştum.
Bana bakacak mı? Sorusuyla günlerimi geçirmiştim. Şimdi ise bana bakıyor, beni görüyor, benimle konuşuyor ama sanki Bora'nın bunları yapması eksik puzzle parçalarını birleştirmeye yetmiyordu. Hala boşluklar vardı ve bu kafamı kurcalıyordu.
Bilinmeyene tabii ki güvenmiyordum ama söylediği cümlelerin, sonunda doğru çıkacağı hissini veriyordu bana. Bu da güven sayılmaz mıydı?
Daha fazla yatağımın üstünde oturmaya devam edersem düşüncelerimde boğulacaktım.
Yataktan kalktığım gibi babama bakmak için bir kat aşağıya indim. Odanın kapısına yaklaştığımda aralık olduğunu fark ettim.Odanın kapısı kapalıysa, çalmadan girmezdik. Muhtemelen bu yüzden aralık bırakmıştı. Çalıpta rahatsız etmeyeyim diye nitekim de aralık kapıdan içeriye baktığımda uyuyan babamı görmüştüm.
Tekrardan odama çıkmak için ilerleyecekken karnımın feci şekilde guruldadığını duydum. Adımlarımı odama yönlendirmek yerine merdivenlere yönelttim. Sessiz adımlarla aşağıya indim. Açık mutfağın köşesinde, duran buzdolabının, kapağını açıp içindeki malzemelerle salata hazırladım.
Her ne kadar istediğim kiloya ulaşsam da tekrardan aynı kilolaları almamak için olabildiğince sağlıklı besleniyordum.
Karnımın guruldaması durduğunda tekrardan odama çıktım. Uyusam mı yoksa film mi izlesem? Diye düşünürken tercihimi uyumakta karar kıldım. Yarın bilinmeyen yokken okul nasıl geçecekti merak ediyordum.
Tabiki bilinmeyenin okulda olup olmaması benim açımdan çok bir şey değiştirmezdi. Sonuçta tanımadığım biri, varlığı yok ki yokluğu fark edilsin.
Ama söyledikleri düşündürüyordu. İçimden bir ses Bora ile bilinmeyenin birbirilerini tanıdıklarını fısıldıyordu. Belki de Bora bilinmeyenin kim olduğunu biliyordu. Bora'nın, bilinmeyen olmadan bana nasıl davranacağını merak ediyordum.
🩶
Bölümü beğendiyseniz oy ve yorum atmayı çok görmeyin:)
Yeni bölümde görüşmek üzere
Kendinize iyi bakın bebekler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN | Yarı Texting
Storie breviYeşil gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu. Bana bakıyordu, o bana bakmazdı. Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi? ***** Bilinmeyen numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin?