Gri "Korkak" meşhur platonik şarkısı
Medya: Bora Kandemir
Keyifli okumalar dilerim.
Batu bize doğru yaklaşırken bir türlü düşünemiyordum. Ne alaka? Konuşmuşluğumuz hiç yoktu.
"Abim, sweatshirt'ünü giydiğimi öğrenirse bu sefer beni parçalar." Duru her zamanki gibi konuyu değiştiriyordu.
Batu'yu düşünmemeye çalışarak Duru'ya gülümsedim. Abisini fazla abartıyordu. Duru'ya kızdığını dahi görmemiştim. Hem üstündeki lacivert sweatshirt gerçekten de kaçırılacak cinstendi.
"Merak etme ben kurtarırım seni." Dediğime karşılık gerçekten rahatlaması, şaşırtmıştı.
"Selam." Batu mahçup yüz ifadesiyle gülümsedi. Elini kaldırıp parmağıyla sırtını işaret etti. Az önce kalktığı masayı gösteriyordu.
Duru selamına karşılık verirken bende eliyle gösterdiği masaya baktım.
Siktir bana bakıyordu. Gün içinde ikinci bakışıydı. Oyanlanmak istemiyordum şuan olamazdı. Bakışlarımı ondan çekip Batu'ya çevirdim.Bu sefer de eliyle masadaki paketli şekeri gösterip, "Bizim masada kalmamı-" sözüne devam edecekken Duru şekerliği uzattı. Batu söyleyeceklerini kesip teşekkür etti. Ve kutunun içinden üç paket şeker çıkardı. Tekrardan bize kısaca baktı ve Duru da bir kaç saniye oyalandı. Ona tekrardan gülümsediğinde Duru, hafifçe başını salladı.
Batu gittiğinde, "Gerçekten bunun için miydi?" Kahvemden bir yudum alırken Duru'ya baktım.
"Ne bekliyorduk ki?" Dedim.
"Sen ne bekliyordun bilmiyorum ama ben Bora'nın bakışlarından sonra "konuşmak istediğini" falan söyleyeceğini düşünüyordum."
"Bir arkadaş aracılığıyla mı? Sence Bora bunu yapacak biri mi? Öyle olsaydı kendisi gelirdi. Onu tanıyorsun"
Duru dediklerime karşılık başını salladı. "Doğru diyorsun. Galiba araya yaz tatili girince Bora'nın nasıl davranacağını unuttum."
Ben unutmadım bir saniye bile aklımdan çıkmadı. Çıkmasını da istemedim.
Dediğine güldüğümde ders zili çalmaya başladı. Duru son kez çikolatalı sütünden yudum alırken bende biten kahvemin bardağını atmak için çöp kutusuna ilerledim.
"Pardon!"
Bora'nın bana bakmasına bir anlam veremiyordum. Onu düşünmeden duramıyordum. Öyle ki birinin ayağına basmıştım. Kafamı kaldıramayacak kadar utanç duyuyordum.
"Sorun değil."
Ses... Onun sesiydi. Ne oluyor şu nalet olası yerde? Nefesim kesiliyordu. Hayır olamaz! Çok güzel kokuyor şuan değil. Sakin ol! Sakin ol Lavin! Ciğerlerini onun güzel parfümüyle doldurma şansını tepme!
Gözlerimi kapatıp açtım. Derin nefes alırken güzel kokusu burnuma doldu. Sonbahardaydık ama ben neden kumsalda uzanıyormuş gibi hissediyorum?
Kafamı kaldırdım ona ilk defa bu kadar yakından bakıyordum. Gerçekten önemli olan bu muydu? Sana bakıyor Lavin! Gözlerinin içine.
Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi?
"Gerçekten çok özür dilerim. Dalmışım."
Gülümsüyor! Kumsalda değilsin. Lavin cennettesin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN | Yarı Texting
Historia CortaYeşil gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu. Bana bakıyordu, o bana bakmazdı. Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi? ***** Bilinmeyen numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin?