Perdenin Ardındakiler "Derdime"
Medya: Duru Özer
Keyifli okumalar dilerim.
Ne? Bana mı bakıyordu?
bana bakıyordu.
O bana bakmazdı ne olursa olsun dönüpte bana bakmazdı.
Benden mi etkilenmişti? Yeni halimden. Hayır! o öyle birisi değildi. O dış görünüşe aldanacak biri değildi.
Ne kadar tanıyorsun ki Lavin?
Onu tanımıyordum. Onu tanımam için onunla konuşmam gerekiyordu.
Gerçekten bir insanı tanımak için konuşmak gerekiyor muydu?
Gerekmemeliydi, bir insanı bakışından, hareketinden, yaptıklarından da tanıyabilirsiniz.Zaten ben de onu öyle tanıyordum.
Bakışlarından, gülüşünden, hareketlerinden.
Onunla ilgili o kadar çok şey biliyordum ki
onu çok iyi tanıyordum. İç sesim yanılıyordu.Onu tanıyorum, tanıdığım o'yla onu seviyorum.
Iyi ki onu seviyorum.Karnımda kelebekler cirit atıyordu. Kalp atışlarımın, göğsümün kafesine zarar verdiğini hissediyorum. Acıyordu. Normal mi?
Gözlerini gözlerimden çekmemeye yemin etmiş gibiydi. Onun ettiği yeminini ben bozacaktım.
Sanki orda yokmuşçasına, sanki sevdiğim o değilmişcesine soğuk bir şekilde bakışlarımı ondan çekip Duru'ya çevirdim. Biraz daha yüzüme baksaydı muhtemelen Yüzümün alev aldığını görürdü.
Dört yıl sonra ilk defa gözleri bende oyalandı.
Yanaklarım hala yanıyor. Kalp atışlarım kulağımda uğulduyordu. Duru, fark etti halimi. Destek verircesine koluma girdi. Hiçbir şey olmamış gibi ilk derse hangi öğretmenin gideceğinden bahsediyordu.
Hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Çünkü beni tanıyordu.Okulun içerisine Duru'yla birlikte giriş yaptım. Az önceki titremelerim durmuştu. Daha yeni kendime geldiğimi hissediyordum.
Duru'yla aynı sınıftaydık. Onunla değildik. Duru ile birlikte aynı sıraya oturduk ve öğretmenin gelmesini bekledik.
Herkes, sanki sınıfa yeni biri gelmiş gibi bakıyordu. Değişmiştim. Hemde çok Değişmiştim.
Değmişti değişmeme, herkesin üzerimde olan bakışları bunu haykırıyordu. Sen değiştin Lavin.
O eski kişi yok artık.Nihayet öğretmen sınıfa giriş yaparken her yıl ki geleneksel, okulun ilk günü yapılan selamlaşma konuşması yapıldı. Dersin kalan 20 dakikasında ise derse giriş yapmıştı.
Ders zili çoktan çalmıştı. farkına bile varmamıştım çünkü ders boyunca telefondan gizlice onu çektiğim fotoğraflara bakıyordum. Fotoğrafların bazılarında yakışıklı yüzü, tam olarak görünmüyordu, bazılarında ise elim titremiş, bulanık çıkmıştı. Olsun, yine de onun olduğu karelerdi ve ben hepsini çok seviyordum.
Sonunda Duru'nun ısrarlarına boyun eğip kantine ilerledik. Burası okulun en geniş alanlarından biriydi. Ne kadar öğrenci de olsa çok kalabalık görünmezdi.
Birden bir elin kolumu sardığını hissettim. İrkilerek sağıma döndüğümde Esin'i gördüm."Ooo burda hangi güzellik varmış? Vay be Lavin. Kızım yüzünü görmesem tanımazdım" yüzüne kondurduğu samimiyetsiz gülümsemesiyle söylenip devam etti. "Kızım var yaa taş gibi olmuşsun, sonunda insanların dediklerine kulak asmışsın."
Diyemedim. İnsanlar bana öneride bulunmadı diyemedim. Sadece alay ettiler. Kendimden nefret etmeme sebep oldular diyemedim.
Cümlesini bitirmesiyle araya girdim. "Ee Esin ne demeye getiriyorsun? Koluma da girmişsin. Hayırdır? Ben hiç bu samimiyete eriştiğimizi hatırlamıyorum." Cümlemin bitmesiyle derin nefes çekecekken kaşlarım çatıldı. "Kızım kim bu yetkiyi sana veriyor" Hah! Şimdi olmuştu.
Dumura uğramış yüz ifadesiyle Esin, yüzüme bakıyordu. "kızım sen böyle değildin, değiştin. Hemen terslemeye başlamışsın bile. Çok değiştin çook" deyip kolumdan çıktı ve bana bakmaya devam etti.
Tam lafa girecekken, Duru'nun sinirli tavrıyla, Esin'e cevap vermesiyle ağzımı kapadım. "Pardon da Esin, sen hiç Lavin'le konuştun mu? 4 yıldır aynı sınıftayız bir kere yüzüne bakıp günaydın dedin mi? Şimdi ne bu ayaklar, koluna girmeler falan. Hayırdır kızım. Şimdi yıllarca üç maymunu oynadığın gibi yine Lavin'i görmeyecek duymayacak ve bilmeyeceksin oldu mu!" Yüzüne kısaca baktım. Duru'nun dediklerini ciddiye almamıştı ya da çok iyi oyuncuydu. Duru'nun bitirdiği konuşmaya devam ederek "Şimdi de ikile hadi bakayım." Dedim alaylı ifademle. Kız deliye dönmüş bir şekilde bize baktı gardını düşürdüğünü fark etmiş olacak ki çirkin gülümsemesiyle yanımızdan ayrıldı.
Duru'ya en tatlı gülümsememle gülümserken aynı şekilde karşılık verdi. "Bu kadar yüksek bir tepki vermeni beklemiyordum." Duru ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Normalde alaylı ifadesiyle nazikçe defol derdi.
Konuşmamla yüzüme bakıp göz kırpmıştı. "Birden koluna girince bir an dedim ki noluyor?" Ben hala onu dinlerken kahkaha atıp konuşmasını böldü. Devam edeceğini bilerek öylece yüzüne bakmaya devam ettim.
"Biliyorsun ki ben kıskanç bir kızım."
Bu cevabı vereceğini biliyordum. Gözlerimi kısıp sesime cilve eklemiştim. "Aşkım bana güvenmiyor musun? Gereksiz kıskançlık yapmana gerek yok. Hadi ama." Ama'yı uzattığımda birbirimize bakıp gülme krizine girmiştik.
"Yürüyen cilvesin biliyorsun değil mi? Bazen gerçekten acaba en yakın arkadaşıma mı aşığım? Diye düşünmüyor değilim." Dediklerine şaşırmıyordum. Genel olarak birbirimize yürüyorduk.
"Bir tık abarttın sanki."
"Yok yok öylesin."
"Peki."
Kantinden kahve aldım. Duru da çikolatalı süt alıp yanımdaki sandalyeye oturdu. Biz konuşmaya dalmışken kantinin kapısından o ve grubunu gördüm. 4 kişilik bir gruptu. Her zaman birlikte takılırlardı. Onları hiç ayrı görmemiştim. Bir insan nasıl birden fazla kişiyle yakın olabiliyordu? Aklım almıyordu. Benim için şimdiye kadar sadece Duru vardı. tek arkadaşımdı.
Ona sanki bakmıyormuşum gibi Duru'yla olan sohbetimize devam ettim. Ne dediğimi de bilmiyordum. Duru da tabiki anlamıştı onun geldiğini. Anlamamasının ihtimali olamazdı. Onun gelişiyle Cenk'te geliyordu.
Duru benim arkadaşımdı. Arkadaşım olmakla birlikte bir de bana benziyordu. Hiçbir şey yokmuş gibi konuşmasına devam ediyordu. İçten içe elleri titriyor heyecanlanıyor ama hiç belli etmiyordu.
Konuşmamıza devam ederken birden onun grubundaki Batu'nun masamıza gelmesiyle şaşkına uğradım ama belli etmedim. Duru da aynı şekil neden buraya geldiğini merak ediyor, çıldırıyor ama tepki vermiyordu.
🩶
Bölümü beğendiyseniz oy ve yorum atmayı çok görmeyin:)
Yeni bölümde görüşmek üzere
Kendinize iyi bakın bebekler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN | Yarı Texting
NouvellesYeşil gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu. Bana bakıyordu, o bana bakmazdı. Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi? ***** Bilinmeyen numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin?