Maddie zahm "Fat funny friends"
Keyifli okumalar dilerim.
Hayatım boyunca kilolu olan bir insan değildim. Her şey annemin ölümünü öğrenmemle başlamıştı. Annemin ölümünü öğrendiğimde ve bir masaldan uyandığımda 12 yaşlarındaydım. Sınıfın sessiz çocuğu, "Annen Cennet'e gitmedi. Annen ölmüş Lavin. Benim annem gibi." demişti.
Eskiden ağlama sebebim babamla beni bir başımıza bırakmasındandı. Gerçeği öğrendikten sonra ölümü içindi gözyaşlarım. Mezarlığa gittiğimde gördüğüm tek şey solan çiçekler oluyordu. Sonra düşününce annem bizi masalda anlattığı o Cennet için bile terk etmeyeceği gerçeğiydi.
Onun Cenneti bizdik.Kilo alma sürecim böyle başlamıştı. Hayata bir şekilde tutunmam gerekiyordu. Bende bütün hıncını yemeklerden çıkarmıştım. Liseye geçtiğimde ise tamamıyla mutsuz kendinden nefret eden özgüvensiz o kıza dönüşmüştüm. Çünkü lisedeki herkes beni görünüşümle yargıladı. Kimse neden bu hale geldiğimi sormadı bile.
Elbette eski halime tekrardan dönmek istiyordum mutlu, özgüvenli ve güzel hissettiğim hale dönmeyi.
Eninde sonunda şuan olduğum hale geleceğimi biliyordum ama Bora'nın gözlerinin bir türlü bana çevrilmeyişi bunu hızlandırmış oldu.
11. Sınıftayken her zamanki gibi sırf Bora'yı görmek için Duru'yu da çekiştirerek bahçeye çıkmıştım. 40 dakika boyunca onu izleyeceğim zaman dilimine gelmiştik.
Kulağımda annemin olan hiç çıkarmadığım inci küpelerle oturuyordum bankta. Bunun bana şans getireceğine inanıyordum. Ne şansı getirecekse?
Bora voleybol takımındaydı. Öğle arasındaydık, hiçbir zaman boş geçirmezlerdi ve ben de seve seve onları izlerdim. Babam eğitmenleri olduğu için joker kartım var sayılırdı.
Antrenmanlara devam ederken Bora'nın pası attığı çocuk karşı takıma atacağına yanlışlıkla topu benim kafama atmıştı. Gözüm anlık olarak kararsa da kendime gelmem çok uzun sürmemişti.
Babam hemen yanıma gelip beni revire götürürken gözlerim Boradaydı. Bana bakmak yerine arkadaşına kızmıştı.
Benim için değil!
Antremanın ilk yarısında nasıl böyle hata yapıpta maçın yarıda kesilmesine sebep olmasıydı.Revirde, sedyenin üstünde oturmaya devam ederken ağrıyan şakaklarımı ovuştururken sol kulağımdaki inci küpenin yerinde olmadığını gördüm.
Babamla revirden ayrıldıktan sonra sınıfa gitmek yerine Duru'yla oturduğumuz banka ilerlemiştik. Topun çarpmasıyla küpem düşmüş olmalıydı.
Oturduğumuz bankın etrafını ararken, gözüm ilerimizde Bora'nın bir kızla konuştuğunu gördüm. Gülümsüyordu.
Alya, okulun popüler kızlarındandı saçları sapsarı ve mavi gözlü. Üstelik oldukça başarılıydı. Öğretmenlerin gözbebeği. Erkeklerin ise rüyalarını süsleyen kişiydi.
O kadar yakındalardı ki konuşmalarını duyabiliyordum. Onları dinlemiyormuş gibi yapıp hala küpemi aramaya devam ediyordum.
"Geçen teneffüs burda oturuyordun değil mi?"
Bora'nın oturduğum banktan söz ettiğini biliyordum. Bahçenin olduğumuz köşesinde sadece bu bank vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN | Yarı Texting
ContoYeşil gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu. Bana bakıyordu, o bana bakmazdı. Gözlerimizin aynı renk olduğunu fark etti mi? ***** Bilinmeyen numara: Daha ne kadar beni görmezden geleceksin?