Vuslat 5

1K 59 3
                                    


"Sarılmak için yürek gerek, kollar sonraki iş."

Genç adam karşısında ona gülümseyen yeşil gözlere baktı, ondan güzel söz duymak isteyen yosun gözlere.

"Ne değişti? Daha geçen hafta olmaz, deneyemem sevemem diyordun?"

"Neyi sorguladığını anlamadım Ferit. Bir haftadır benimle konuşmuyorsun resmen görmezden geliyorsun bu durum başlarda beni kızdırmasa da sonradan kızdırmaya daha sonra da mutsuzluğa sürükledi."

Bir adım attı genç adam kıza doğru.

"Neyden mutsuz oldun tam olarak?"

"Ya bir daha hiç konuşmazsan diye mutsuz oldum."

"Konuşmazsam ne olurdu mesela?"

Sesi gittikçe çekici bir hal alıyordu genç adamın, karşısında heyecanlanan kıza baktı onu heyecanlandırdığını bilmek onu mutlu etti.

"Yani ne bileyim işte mutsuz olurdum."

Kafasını eğip parmaklarıyla oynamaya başladı genç kız. Sanki böyle bir konuşma olmaz Ferit mutlulukla onu kucaklar sanıyordu. Feritin onu sorgulaması hesaplarında yoktu. Ama uzun zamandır onun için heyecanlanmasını beklediği kızı bir anda bırakmak Ferit Korhan'ın lügatında tabiki yoktu. Belinden tutup kendisine çekti genç kızı. Bedenleri birbirine değiyor, heyecandan inip kalkan göğüs kafesleri birbirine çarpıyordu. Kafasını kaldırdı genç kız ilk defa bir erkekle bu denli yakındığ Ferit hafif eğilerek burunlarının birbirine değmesini sağladı.

"Yani benden hoşlanıyorsun öyle mi?"

Dudakları konuşurken birbirine değmişti. Genç kızın vücudundaki tüm kan yanaklarına toplanmıştı. Bırak bir erkekle dudaklarını hissetmeyi elini bile hissetmemişti ki. Evet birkaç kez konuştuğu insanlar olmuştu ama hiçbir zaman onların dokunmalarına izin vermemişti. Ama Ferit, genç kızı sanki girdabının içine çekiyordu. Hemde hiç zorlanmadan.

"Hoşlanıyorum."

Dedi genç kız kısık sesiyle sonra devam etti.

"Galiba."

"Demek galiba o zaman sen emin olunca gelirsin yanıma biz böyle devam edelim."

Anlamayarak baktı genç kız nasıl böyle devam edeceklerdi hani seviyordu onu?

"Beni sevdiğini söyledin bende sana şans veriyorum dedim ne demek emin ol ya?"

"Bana gelip ben senden hoşlanıyorum demiyorsun ki galiba diyorsun odada yalnız kalıp mı diyorsun bunu ya da gerçekten hoşlanıyor musun benden ne bileyim."

"İyi bilme Ferit."

"İyi bilmem Seyran."

Birbirlerinden uzaklaştılar, ama yürekleri artık bir aradaydı.

"Yarın bir davete katılmamız lazım. Eşim olarak yanımda olmam lazım."

"Ne daveti bu?"

"Seyrancım çok detaya gerek yok. Bir gidip boy göstermemiz lazım işte."

"İyi nasıl giyineyim?"

"Sade ve şık lütfen."

"Peki."

***

Gözlerini odasına dolan ışıkla açmıştı genç kız. Daha kendine gelemeden kapısı çalışmıştı.

"Girin."

"Seyrancım nasılsın bakalım?"

Gelen kayınvalidesiydi. Hemen toparlandı Seyran. Gülgün hanımı çok seviyordu. Bu yalıda ona en iyi davranan insanlardan biriydi.

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin