Vuslat 28

1K 77 3
                                    


Kafasını sevdiği adamın omzuna yasladı Seyran. Onun omuzu Seyranın limanıydı biliyordu. Elleriyle seyranın elini birleştirdi Ferit aynı anda. Ellerinin kenetlenmesi güç veriyordu ona. Gündüzleri herşey çok iyiyken Ferit gece olsun istemiyordu. Seyranın kabusu olmak istemiyordu.

"Şirkete mi geçiyoruz?"

"Hayır sevgilim gelinlik bakmaya gidiyoruz"

Hızla kafasını kaldırdı Seyran.

"Ne gelinlik mi?"

"Evet benim güzel nişanlım. Artık düğünümüzü yapmayalım mı? Soyadımı adınla görmek en büyük mutluluk olacak benim için."

"Ferit."

Diye fısıldamıştı, böyle bişey beklemiyordu.

"Efendim güzeller güzelim."

"Seni çok seviyorum."

"Hele ben, hele ben seyran. Kurak yüreğime yağmur oldun sen, ciğerime nefes, dizlerime derman oldun, hayatıma yön oldun. Çok seviyorum sevgilim, çok."

Tekrar başını yasladı Seyran, Feritin omzuna kafasına yani evine.

***

Gelinlikçiye geldiklerinde içeri geçtiler el ele, bir sürü çeşit vardı.

"Kimse de yok ne şanslıyız."

Demişti Seyran. Ama şaşırmıştı da Nişantaşı'nın göbeğindeki bir gelinlikçinin bu denli boş olması onu şaşırtıyordu. Ferit'e döndü.

"Gelinlikçiyi kapattın değil mi?"

"Daha rahat dene diye."

"Sen iyi değilsin sevgilim, moda evi kapatan ilk erkek olabilir misin?"

"İste tüm şehrin ışıklarını kapatayım, moda evi ne ki?"

Bu kadar sevilmenin büyüsünün içinde kaydoluyordu zaman zaman Seyran. Kaybolmayı en sevdiği şehir şüphesiz ki Ferit'ti.
Birkaç gelinlik denedi çoğunda derin göğüs dekoltesi vardı, seyranın kıyafetlerine asla karışmazdı ama göğüs dekoltesini de istemiyordu.

"Bu kaçıncı gelinlik Ferit ya hiçbirini beğenmiyorsun."

"Sevgilim bu dekolte ne göbeğine kadar açık olmaz bu."

"Of Ferit of."

Seyran kabin girmişti, birkaç dakika sonra Ferit'te girdi. Seyran sadece alt iç çamaşırıyla duruyordu Feritin karşısında ufak bi çığlık attı Seyran.

"Napıyorsun Ferit ödüm patladı."

Cevap vermedi Ferit. Seyranın biçimli ve kalkık göğüslerine baktı, yutkundu. Bir sanatçının elinden çıkan sanat eseriydi Seyran. Duvarla kendi arasına aldı Seyranı.
Göğüslerinden birini sıktı, diğerini ağzına aldı. Ufak bir inleme kaçtı seyranın ağzından.

"Bu göğüsler benim."

Daha çok ezmişti göğüslerinin ucunu. Diliyle ucunu yalıyor seyranı göklere çıkarıyordu. Dilini boynuna götürdü.

"Bu gerdan benim."

Boynundan iki göğüs arasına kadar yavaşça dilimi gezdirdi.

"Bu yol benim. Başka kimse göremez"

Elini seyranın kadınlığa attı, ıslaktı. Orta parmağını seyranın ağzında döndürdü, tekrar aşağı indi, iç çamaşırını sıyırıp orta parmağını seyranın kadınlığında gezdiriyordu.

"Ipıslaksın, özledin mi beni?"

"Özledim."

"Ne kadar?"

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin