Final

813 90 28
                                    

Bebek doğalı 1 hafta olmuştu, ziyaretleri kabul etmemişlerdi ancak hediyeler tabiri caizse yağıyordu. Hiçbirini açmadan çocuk esirgeme kurumuna bağışlamaya karar vermişlerdi, onların ihtiyacı yoktu ama orada ihtiyacı olan çok çocuk vardı. Suna eve geldiklerinden beri onların yanındaydı, seyrana her konuda yardımcı oluyordu. Bebekle ilgilenip dinlenmesini istiyordu. Şuan da da bebeği yeni uyutmuş tam koltuğa oturacakken zilin çalmasıyla sinirle ayağa kalktı Seyran.

"Bebekli eve zil çalarak mı gelinir? Kim Allah aşkına bu?"

Tam bir lohusa queendi, herşeye çatıyor. Ağlıyor, hiçbir şeyi beğenmiyordu. Bebeğini herkesten korumaya çalışması da cabasıydı. Bazen sunayla Ferit'e zorla veriyordu.

"Bakayım sevgilim ben."

"Yok yok o güzel poponu kaldırma hiç kapıyı da ben açarım. Çocukla hep ben ilgilendiğim gibi kapıyla da ben ilgilenirim.

"Hayatım, sen bırakmıyorsun bebeği."

Dediğinde sinirle baktı Ferit'e.

"Sus Ferit kapıyı acıcam."

Kapıya ilerleyip açtı, karşısında bavullarıyla duran Ömer ve Ezgi çifti duruyordu.

"Biz geldik."

"Hoşgeldiniz."

Deyip sarılmıştı Ezgiye, aynı şekilde Ömer'e de.
İçeri geçtiler.

"Hani benim yeğenim hani hani."

"Ömercim yukarı çıkıp kıyafetlerimizi değiştirelim elimizi yüzümüzü yıkayalım lütfen hijyen."

Diyerek uyarmıştı onu Ezgi.

"Ne var canım boka mı bastık."

Deyip bebeğe yönelirken Seyranın öksürmesiyle geri çekildi.

"Üst kattaki sağdaki oda müsait ezgicim."

Hadi uzatma yukarı çık temizken demek istiyordu kısacası itiraz etmeden yukarı çıktılar.

"Hayatım eşofman takımı mı vereyim sana ne vereyim."

Demişti ezgi önünde açık olan bavula bakıp.
Ömerse arkadan sarılmıştı ona.

"Çok özledim seni."

Ömerin kollarından sıyrıldı Ezgi.

"Bana bak Ömer abartma tamam balayı dedim bişey demedim de günde 3 kere de yapılmaz yani."

"Ne var doyamamak suç mu?"

"Hayır anlamıyorum da tüm işi sen yapıyorsun ben yorgunluktan ölüyorum."

"Eee kızım belimiz kuvvetli."

Ömerin omzuna geçirmişti bi tane.

"Edepsiz. Hadi giyinde çıkalım."

***

Aşağı indiklerinde kıyafetleri değişmişti, ama Ömerin elinde bir çanta vardı.

"Getirin bakalım yeğenimi."

Suna kucağında olan Mert Efeyi Ömerin kucağına verdi.

"oy maşallah tosunum."

Eğilip Mert Efeyi kokladı.

"Çok güzel kokuyor lan."

Demişti Ferit'e bakıp.

"Alır mısın Ezgi?"

Dediğinde Ezgi almıştı Merti.

"Şimdi sıra hediyemizde."

Seyrana baktı.

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin