Vuslat - 34

938 90 11
                                    

Feritin özel jetiyle İtalyaya uçuyorlardı. Abidinin vefatıyla düğünü ertelemişlerdi, bu ölüm hepsini derinden sarsmışken, sunayı tamamen yaralamıştı. Hayatı boyunca kalbinde Abidini taşıyacaktı, kendi hataları yüzünden aşkımı yaşayamamış olmanın acısı da cabasıydı. Normal hayata dönmeye başlamışlardı, ufak bir davetle evleneceklerdi. Onlara suikastı düzenleyenler içeri artırdıkları masanın diğer üyelerinin kalan çocuklarıydı, hepsinin icabına bakılmıştı. Yanında oturan Seyrana baktı Ferit, karnı daha çıkmamıştı, bu süreçte hamileliği olumsuz etkilenmemişti. Süreç iyi ilerliyordu, özel bir sağlık ekibiyle beraberlerdi, yemesine içmesine herşeyi dengeliydi. Ferit evlerinin bahçesine ufak bir sağlık hanesi açtırmıştı. İtalya da hiç sağlıkçı yokmuş gibi diğer uçakta sağlık ekibi de onlarla geliyordu. Gözü Ömer ve Ezgiye takıldı, Ezgi Ömerin omzuna yatıyordu, onların mutluluklarına şahit olmak paha biçilemezdi. Gözü sunaya kaydığında içini hüzün kapladı. Eski suna yoktu, kendini işine vermişti. İtalya'daki tüm organizasyonu o halletmişti. Sunanın yanı boştu, eğer Abidin yaşasaydı o olurdu. Gerçekler yüzüne bir tokat gibi çarptı. Seyran yaşasın diye siper etmişti kendini. Canı, Cananını o kurtarmıştı. Derin bir nefes aldığında pilottan ses yükseldi.

"İniyor muyuz?"

"Evet bitanem."

"Heyecanlı mısın Ferit?"

"İlkinden daha çok."

"Neden?"

"İlkinde beni sevmiyordun Seyran, ama şimdi beni seviyorsun. Kalbim nu gerçekle atıyor."

"Seni çok seviyorum Ferit Korhan."

"Ben daha çok."

***

İtalyaya indiklerinde onlar için özel bir araçlar kalacakları otele geldiler, nikahları bu otelin bahçesinde kıyılacaktı. Seyrandan önce gelinliği gelmişti odasına, odasına girince gördüğü gelinlikle gülümsedi. Sade bir gelinlikti, balık formundaydı. Seyranı yansıtıyordu. Feritin damatlığında siyah bir smokindi. Sağ tarafta duran duvarına baktı, ucunda Mr&Mrs Korhan işlemesi vardı. Özel olarak Ferit istemişti. Seyranda bu fikri sevmişti. Ertesi gün nikahları kıyılacaktı, balayı fikrini ertelemişlerdi. Bebeklerinin sağlığı daha önemliydi. Bebek doğduktan sonra anne ve babasıyla beraber onların balayına katılabilirdi, ilerde onun için güzel bir anı olacaktı. Sonuçta kaç tane bebek anne ve babasının balayına katılırdı ki? Akşam olduğunda hazırlanıp aşağı inmek için uzandığı yataktan kalktı Seyran, Ferit son hazırlıkları halletmek için odaya gelememişti. Kapının çalınmasıyla durmuştu.

"Gel."

Gelen Ezgiydi.

"Seyran, aşagıdan bekliyorlar."

"Geliyorum birazdan."

"Bekleyeyim mi seni?"

"Çok iyi olur beraber ineriz."

Dediğinde odaya girip tekli koltuğa oturdu Ezgi.

"Nasıl gidiyor Ömer'le."

"Çok güzel, sanki bir gün büyüsü bozulacak gibi."

Anlamaz gözlerle baktı Seyran Ezgiye.

"Bakma öyle, inanamıyorum hala. Ömer gibi biri benim gibi sıradan birine nasıl bakar? Seyran, bebek mişim gibi seviyor beni. Hayatımda sadece filmlerde gördüğüm erkekler gibi seviyor. Gözlerimin içine bakıp kalbimden geçeni görüyor."

Seyran eliyle gel işareti yaptı ona, aynanın önüne aldı arkasında geçti. Ellerini ezginin omzuna oydu.

"Güzelliğinin o kadar farkında değilsin ki."

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin