Vuslat 17

1K 62 8
                                    



"Götüreyim mi seni evimize?"

"Bizim bir evimiz yok Ferit, otele lütfen."

Arabaya binmeden döndü.

"Handeyi de lütfen, hastaneye götürün hemen. Çocuğa bişey olmasın."

Arabaya bindiğinde başını cama yasladı, yolu izlemeye başladı Seyran. Elini radyoyu açmak için uzattı. Feritle konuşmak istemiyordu. Çıkan şarkı, kalbini ağrıttı.

(Sezen Aksu-Biliyorsun)

Yol akıp gidiyordu, Seyransa sadece izliyordu. Neye kızacaktı? Neye kızsa içindeki boşluk dolardı. Dolamazdı, yaşadığı acıyı unutamazdı. Şarkının nakaratında Ferit'e baktı Ferit'te ona bakıyordu. O da biliyordu beraber olamazlardı artık. Masum sevgileri bebekleriyle beraber toprağa girmişti. Ferit'e her baktığında ölen oğlunu hatırlayacak ona da yazık edecekti. Zaten bir daha anne olmakta istemiyordu, birini koruyamamıştı başka birinin vebaline giremezdi. Bu yükün ağırlığıyla nefesi daraldı.

"Fe-Ferit nolur d-dur."

Sağa çekti Ferit. Seyran araban indi olduğu yere çöktü. Hıçkırarak ağlıyordu, arada nefesi yetmiyor öksürüyordu ama ağlaması geçmiyordu. Geçmişine ayrı geleceğine ayrı ağlıyordu. Ferit'te onunla birlikte ağlamak istercesine ağlıyordu. Sarıldı Seyrana, omzu Seyranın gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Ne denir bilmiyordu. Bu yetememezlik onu öldürüyordu. Daha sıkı sarıldı Seyrana. Seyranda ona. Sığınmak istercesine, saklanmak istercesine sarılıyordu.

"Şu göğsümü kessem içine saklasam keşke seni, bir daha üzülmesen, kırılmasan, ömür boyu orada kalsan."

Dedi Seyrana. Daha çok ağladı Seyran. Bunu çok isterdi, asla olamayacağını düşündüğü için ağladı.

"Keşke, keşke yapabilsem."

Diye devam etti. Yerdeki taştan, havadaki rüzgardan, tepedeki güneşten yağan yağmurdan bile korumak istiyordu onu. Başını kaldırdı Seyran.

"Yosun gözlerinden akan yaşa kurban olurum Seyran. Ağlama, ağlama ki yakmayayım bu şehri."

***

Otele geldiklerin durdu Ferit. İstemiyordu Seyranın inmesini, bişeyde diyemiyordu. Gerçekleri öğrenmişlerdi ya istemezse bir daha beni düşüncesi mahvediyordu onu. Belki de Seyran bir daha onu asla istemezdi. Sormadı, gitme demedi, bize ne olacak demedi sustu.

"Geldik."

"Görüyorum."

"Ferit."

"Seyran."

Derin bir nefes aldı.

"Bende artık sevilecek bişey kalmadı inan, vaktini benimle harcama, birini sev, aşık ol, mutlu ol, çocuk yap hayatın tadını çıkar. Ama beni bekleme. Benim kendime bile hayrım yok. Olmaz."

"Sen olmazsan bende olmam. Senden başkasını yanımda düşünemiyorum. Bir gün bir çocuğum olursa senden olsun istiyorum. Bu kadar."

Sesi çok netti. Sıkıntıyla nefes verdi Seyran.

"Kahve içelim mi?"

Mutlulukla kıvrıldı dudakları Feritin.

"İçelim."

***

"Oda biraz dağınık olabilir kusura bakma."

"Sen dağınıklığı sevmezsin ki Seyran."

"Yıllar benden çok şey götürdü."

Odaya girdiğinde içeri ilerledi Ferit. Ondan önce davranıp yatak odasının kapısını kapatmıştı. Bu bu gece hiçbir şey olmayacak demekti onun için. Suit oda olduğu için çok genişti. Koltuklardan birine oturdu Ferit. Seyransa onlar için kahve söylemişti. Bir süre sonra kahveleri geldi.

VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin