Z:"Dışarıda taşınan koliler ne için?"
Geldiğinden beri kafasına takılan soruyu sormuştu.
Zeynep'in sorusu üzerine Birgül, önce kafasını ne olduğunu anlamak için pencereden dışarıya çevirmiş ardından tekrardan meraklı gözlerle ona bakan yeğenine dönmüştü.B:"Arif söylemişti, hanımlar bölümüne yeni rahleler alınmış."
Z:"Neden ki diğerlerinin nesi var?"
Birgül bilmediğini belirtircesine omuz silkmişti.
B:"Bilmem. Feyza'nın nişanlısı almış bayram hediyesi diye."
Zeynep cevap vermemiş, kafasını sallamakla yetinmişti.
Bunların hepsinin israf olduğunu düşünüyordu. Bunca paranın gösteriş parçası değil de, fakir fukaranın karnını doyurabilecek birer vesile olması daha iyiydi onun için.
Ne diyordu Peygamber efendimiz (s.a.v):
'Komşusu açken tok yatan bizden değildir.'
Düşündü Zeynep. Peki onlar ne yapıyordu? En güzel rahleleriyle, en pahalı seccadeleri ile durumu olmayanlar için dualar ediyorlardı.
Gerçeği elbette ki görüyorlar, sadece görmek istemiyorlardı. Yok sayınca yok olur sanıyorlardı.Yanılıyorlardı.
Düşüncelere dalmış Zeynep, kapının açılma sesi ile kendine gelmişti.
İçeri giren Hümeyra ve bir kaç arkadaşı Zeynep'i görmüş, koşarak yanına ilerlemişlerdi.Ç:"Hanımanne!"
Kollarının yettiğince kucakladı onları Zeynep.
Bu küçük kızları her sarışında aynı düşünce peydah ediyordu zihninin tam orta yerine.
'Keşke' diyordu. 'Keşke sizleri kurtarabilsem'
Lakin bu düşüncesi beynindeki zehirli dikenler ile her defasında soluyordu.
'Kendin bile kurtulamazken, kimi kurtarıyorsun?'***
Dersin bitiminde daha fazla durmak istemeyen Zeynep, eşyalarını toplamaya başlamıştı.
Elini hareket ettirdikçe canı yanmaya devam ediyordu. Eve gidip tekrardan merhem sürmeliydi.Sınıftan dışarı çıkan Zeynep, Müyesser ile karşılaşmıştı.
Zeynep'in sargılı elini fark eden Müyesser çatık kaşları ile hızla yanına adımlamıştı.M:"Zeynep? Eline ne oldu?"
Sorusunun ardından fevri bir hareketle elini tutmuştu. Bu hareketiyle Zeynep'in canı daha çok yanmış, acıyla yüzünü buruşturmuştu.
Z:"Önemli bir şey yok. Dün gece yandı biraz."
Zeynep'in güç bela kurduğu bir kaç cümlenin ardından Müyesser, mümkünmüş gibi kaşlarını biraz daha çatmıştı.
M:"Olmaz ki böyle. Dikkat etmen lazım. Ya Cüneyd efendiye bir şey olsaydı?"
Başını eğdi Zeynep.
Z:"Dikkat ederim."
M:"İyi edersin."
Ardından bir şey dememiş, yanından ayrılmıştı.
Tepkisiz kalan Zeynep ise yoluna devam etmişti. Zira biliyordu, Cüneyd efendinin gücü ne kadarsa Zeynep de o kadardı onlar için.
Lakin emindi de, Cüneyd'in gücüne güç katarak ilerleyecek, bu bozuk düzenin çarkına çomak sokacaktı.***
Eve giren Zeynep kapıyı ardından kapatmış, çantasını asarak salona ilerlemişti. Daha dün gece sehpaya bıraktığı ilk yardım çantasını eline alarak koltuğa oturdu.
Müyesser'in ani tutuşu üzerine canı çok acımıştı.Yavaşça elinden sargıyı sıyırarak düne göre daha iyi olduğunu görmüştü. Ardından kapağını açtığı merhemden eline biraz sürmüş, dağıtmaya başlamıştı. Eş zamanlı olarak üflüyordu ki merdivenlerden inen Cüneyd ile olduğu yerde sıçramıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cübbeli Kekim
FanfictionCünzey için yazılan bir hikayedir. 13. Bölümden itibaren yazılacaktır. Linçleyenler ağlayarak günlüğüne yazabilir.