6 yıl sonra
Selim ve Sidelya altı yaşına girmişlerdi. Bu yıllarda bir kardeşleri daha olmuştu. Şehzade Bayezid. Henüz üç yaşındaydı. Şehzade Mehmed ise yedi yaşında, büyüme çağına gelmeye başlayan bir çocuktu. O genelde kendi kardeşleri ile değil, on üç yaşlarına gelmiş büyük abisi Mustafa ile vakit geçirmeyi severdi.
Selim zatürre olmuştu. Bu yüzen Sultan Süleyman onu ayrı ve hijyenik bir şifahane odasına aldırmış, hekimler dışında yanına birisinin gitmesini yasaklamıştı. Selim haftalardır sidelyayı göremediği için çok üzgündü. Aynı şekilde Sidelya da öyleydi. Daha önce hiç bu kadar ayrı kalmamışlardı. Aynı odada kalır, aynı yatakta sarılarak yatar, aynı dersleri aynı anlarda görürler hatta aynı tabaktan yemek yerlerdi. Her şeylerini birlikte yaparlardı. Bu yüzden selim üzüldükçe durumu daha da kötüye gidiyordu.
Sidelya, kaç haftadır Selim ile beraber bahçede çiçekler arasında oynamıyordu. Mehmed, ağabeyi Mustafa ile talimdeydi. Bayezid ise daha bahçede oynamak için çok küçüktü bu yüzden tek başına çıkmaya karar verdi.
Hürrem o sırada Rüstem ağa ile birlikte ağırda atları ile ilgili konuşuyordu. Küçük kız, bu durumdan istifade cariyesi Nilüfer hatundan yalvar yakar dışarı çıkmak için izin istedi. Mecburen Nilüfer de birkaç saatlik olmak şartıyla kabul etti.
Sidelya, çiçeklerin arasında koşturuyordu. Alev turuncusu saçları o koşarken uçuşuyordu. Durdu ve çiçek toplamaya karar verdi.
O sırada Mahidevran sultan onun tam arkasındaydı. Nilüfer hatun u oradan yolladı ve Sidelyanın yanına çömeldi.
Mahidevran: Sidelya, ne yapıyorsun bakalım burada?
Sidelya bakışlarını kadın a çevirdi.
Sidelya: Çiçek topluyorum Mahidevran.
Sidelya topladığı çiçekleri Mahidevran a uzattı.
Mahidevran: Bunlar benim için mi?
Sidelya: Papatyalar senin zambaklar benim!
Mahidevran papatlayaları aldı ve uzun çimenlerin arasına oturup sideylayı kucağına çekti ardından papatyalardan ona bir taç yapmaya başladı.
Sidelya: Ne yapıyorsun Mahidevran?
Mahidevran: Sana bir taç yapıyorum.
Mahidevran papatyalardan tacı örerken bir şarkı söylemeye başladı.
Mahidevran: Papatya'm beyazım, poleni arı'nın bal yapar bebeğime, o tatlı gülüşüne.
Sidelya şarkıyı dinleyip gülüyor ve yanına konan kelebeklere bakıyordu. Onları yakalamaya çalışmıyordu zira yakalamaya çalışırsa kötü kelebekler onu uzun ve yorucu bir koşuya tutardı.
Sultan Süleyman has bahçede Has odabaşı İbrahim ile yürüyorken Mahidevran ve Sidelyanın şarkısı duydu. İkisi de Mahidevranın çocuk özleminden yazdığı papatya balı şarkısını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Çiçeği
FanfictionSidelya, Annesi Hürrem Sultan'ın gölgesi. Onun ruhunun bir parçası. İkizi Şehzade Selim ile annelerinin kudretli yükselişini sağladıktan sonra kendisini tarihin unutulmaz sayfalarına yazdıracak yıldız çiçeği. Yok olsa bile tarihin sayfalarında hep...