Şah sultan: Saraya mektubum iletildi değil mi?
Mercan ağa: Elbette sultanım, taşınma istediğiniz ve mahidevran sultan ile ilgili hususlar aynen iletildi.
Şah: Alâ, çekilebilirsin.
Mercan ağa daireden ayrıldı. Şah sultan, konyadaki sarayında epey bir süredir mahidevran ile iletişimdeydi. Onu saraya geri döndürmek için canla başla çalışıyordu.
Esmehan: Validem, her şeyimi hazırladım.
Şah: Güzel, bir kaç vakte kadar yola çıkıyoruz söyle yolluklarımızı ziyadesiyle hazır etsinler hususi olarak mercan ağadan bize yataklı araba tahsis etmesini buyurdum.
Esmehan: Ne güzel validem rahat gideceğiz. Ben yollukları halledeyim.
Esmehan daireden ayrılınca şah sultan çekmecesinden çıkardığı bir tüp etkili zehiri de sandığına koymayı unutmadı.
Şah: Hadi bakalım Hürrem, bunu başladığımız şekilde bitireceğiz. Kızını da seni de parçalara ayıracağım.
******************
Sidelya artık en yakın arkadaşı haline gelmiş Olan güneş hatunla beraber tatlılar yiyip önlerine sunulan müceferler, elbiseler, ayakkabılardan beğendiklerini satın alıyorlardı. Sarayın en yetenekli dikişçisi Melek hatun bilhassa kendisi sunuyordu.Melek: İşte bu sultanım, uçları elmaslarla, göğüs kısmı yakutlarla beslendi.
Sidelya: Çok ucuz cariye kıyafeti mi seçiyoruz? geç bunu.
Güneş: Bakın sultanım, şuradaki taçtan kendimizi bile görebiliyoruz.
Sidelya: Bunda çok fazla elmas kullanılmış, ne dersin güzel mi?
Sidelya başına taktı.
Güneş: Fevkalade sultanım.
Sidelya: Bak şuradaki akik kolye sana çok yakışır tak bakayım.
Güneş kolyeyi alıp taktı ve yanlarına koyulan dev aynaya baktı sonra sidelyaya döndü.
Sidelya: Çok güzel oldu. Bunu da ayıralım.
Güneş hatun ona minnettardı. Sidelya ona kendisini küçük bir sultan gibi hissettiriyordu. Sarayda artık gülfem hatundan bile daha fazla saygı görüyor, kraliyet rengi olan mor u giyebiliyordu. Bir kaç ay içerisinde birbirlerinin çok ortak noktası olduğunu keşfetmişler ve yakın olmuşlardı. Sidelya onu ya selim ya da mehmed için seçtirmeye, hatta evlendirmeye bile istekliydi.
Sidelya: Sence şeritli kol mu şeritsiz kol mu?
Güneş: Hımm, ikisi de güzel. Peki tüylü papuç mu yoksa incili mi bana daha çok yakıştı?
Sidelya: Kesinlikle incili olan.
Güneş: Bence de. Hey, Rengin! Bize biraz daha pasta ve kek getir hemen.
Rengin hatun: Emredersiniz güneş hatun.
Sidelya kendisini incili takılara kaptırmıştı ki odağı sadece onlardaydı. Elbette kendisinin s harfli inci kolyesi favorisiydi ancak diğerleri de çok hoşlardı. Zümrütler, elmaslar, yakutlar, akikler... Sınır bilmeksizin harcıyorlardı.
Güneş: Sultanım, melek hatun eserlerinin bittiğini söylüyor.
Sidelya: Ah, zaten yeteri kadar aldık. Ama ben pastaya doyamadım doğrusu. Masaj eşliğinde bir tur daha yiyeceğiz. Çalgıcılar ve hamam görevlileri! Rengin hemen onları çağır! Dilruba sen de eşlik et ardından Mahfiruz neredeymiş öğren, kitap seçeceğim.
O sırada yılanı güneş hatunun pahalı elbisesinden yukarı tırmanmaya başladı.
Güneş: Güzel varlık seni, gel buraya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Çiçeği
Hayran KurguSidelya, Annesi Hürrem Sultan'ın gölgesi. Onun ruhunun bir parçası. İkizi Şehzade Selim ile annelerinin kudretli yükselişini sağladıktan sonra kendisini tarihin unutulmaz sayfalarına yazdıracak yıldız çiçeği. Yok olsa bile tarihin sayfalarında hep...