SÜRGÜN GEMİSİ KUWAİKH
Mirajin'e giden rotanın yarısından fazlası kat edilmişti ve inmeye yirmi dakika kalmıştı. Nero ve Hornatellus onları bu yapay uyduda nelerin beklediğinin farkında değildi. Nero hiçbir şekilde Vekil'den haber alamadığını söylediğinde Hornatellus Mirajin'e inmemeleri gerektiğini söylese de Nero oradaki kölelerin mutlaka kurtarılması gerektiğini yineledi.
Kuwaikh ağır bir vasıta gibi sallana sallana Mirajin'e inişini gerçekleştirip iniş kapaklarını açtığında Mirajin limanındaki yüz kadar asker geminin içine akın ettiler...
Hornatellus ve Nero kaptan köşkünde askerler gelene kadar bunun hakkında konuştular.
''Açığa çıktık!'' diye bağırdı Nero.
Horna onu omuzlarından tuttu ve;
''Bunu sana düşündüren ne?'' dedi, askerler gemiye akın ettiği sırada bunu diyecek kadar sakin kalabiliyordu.
''ASKERLER! Bana bunu düşündüren şey onlar!'' dedi Nero bağırarak.
''Korkuyorsun... Vekil senin gibi korkak birine güvenmekle hata etmiş! Vekil'in senin için pişmanlık duymasını mı istiyorsun? Bu yolda ilerleyeceksen cehennemin ortasında sakin kalmayı öğreneceksin Nero!'' dedi Horna.
''Nasıl sakin kalabilirim? Tüm o insanlar bizim yüzümüzden, biz burada olduğumuz için ölecekler!'' diye haykırdı.
''Onlar biz burada olmasak da ölecekler altınayak! Gittikleri yer Nivalis! Biz buradaysak hala bir şansları var demektir, bunu kavra. Askerler geliyor evet ama emin ol hafiyelerin kim olduğunu bilmiyorlar. Bilseler bize bu fırsatı verirler miydi?'' Horna mantığını konuşturuyordu.
''Ne? Ne fırsatı?'' diye kekeledi Nero.
''Kurtulmak için bir fırsat...'' dedi ve devam etti;
''Bize zaman veriyorlar Nero, farkında bile olmadan. Emin ol açığa çıkmış olsaydık hiç beklemediğimiz bir anda ensemizde silahlarının kabzasının sertliğini hisseder ve gözümüzü Zenithon'da açmış olurduk. Hala bizim kim olduğumuzu bilmiyorlar. Yapacağımız tek şey her zamanki gibi davranmak, senden başka bir şey istemiyorum.'' dedi ve ellerini sonunda karşısındaki çaylağın omzundan çekti.
''Tamam ama Vekil'den haber alamıyorum, konuşmuyor. Olağanüstü bir şey olmuş olmalı!'' dedi Nero ve hala sakinleşememişti.
''Vekil işini şansa bırakmaz, altınayak.'' dedi Horna yalnızca.
Ve askerler içeriye girdi...
''Komutan Hornatellus! Geminizde iki hafiye var efendim!'' dedi Zenithonlu erkek asker.
''Bu istihbaratı kim götünden uydurdu?'' diye tersledi Horna onu.
Zenithonlu erkek askerin yanındaki Synthoid asker de;
''İmparator.'' dedi yalınlıkla.
''Sen bunu söylerken...'' erkek asker Horna'nın sözünü kesti ve;
''Efendim, onları bulmak için işbirliğinize ihtiyacımız var.'' dedi sert bir tavırla.
''Ben elimden geleni yapacağım.'' Horna bunu dedikten sonra kaptan güvertesindeki masasına gidip telsiz tuşuna bastı ve seslendi;
''Tüm Synthoidler son iki gün içinde gemiye ayak basmış her yabancı yüzü zemin kata toplamalarını ve sorgu için hazır bekletilmelerini emrediyorum.'' dedi.
Zemin katta toplanan her personelin özgeçmişi ayrıntıyla incelense de kayda değer bir sonuç alınamayınca Mirajin Amiri Sithrax Kruel olaya el atmak için gemiye bindi. Kendisi Zenithonlu bir insandı, bu adamın ismi anıldığında mutlaka birkaç kişi ölür diyordu bazıları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Altında Devrim
Ciencia FicciónBir galaksi, gürültüyle kendi kaderine doğru sürüklenirken, iki eş İmparator, Diktatörlüğün soğuk elini insanları üzerinde gezdirir. Ancak devrimin sözde ışığı, beklenmedik bir karanlığa yol açar. İhanetin gölgesi Zenithon gezegeninde derinleşir ve...