UYARI! HAFİF DÜZEYDE +18 SAHNE İÇERİR.
LÜTFEN BOL BOL YORUMLARLA DESTEK OLUN ✨️
___
"Karanlıkta ilerleyen bir ruhtu, terk edilmiş, yalnız ve kayıp bir ruh..."
___
Yıldızına en uzak olan gezegenlerden biriydi Alcarre dünyası. Tamamen donmuş buzdan oluşan bu gezegende, katı başka bir yüzey yoktu. Ne bir kayalık, ne bir orman, ne de bir kıta; yalnızca donmuş buz...
Alcarre dünyası tüm bu olumsuz koşullara rağmen yine de içinde yaşamı barındıran nadir gezegenlerden biriydi ve içindeki kültür de çok zengindi. İnsansılar bu gezegene çok sonraları yerleşmişti ve Alcarre yerlisi olan diğer türlerle birlikte bu dünyanın kültürüne katkı sağlamışlardı.
İnsansılar, balığımsı türler ve havada yaşayanlar, hepsi İmparatorluk'tan bağımsız bu gezegenin bir parçasıydı. Alcarre, İmparatorluk'un tehdidinden uzak, içidekilerin kendi dillerini konuşabildikleri bir gezegendi çünkü İmparatorluk burayı hiçbir zaman kıymetli görmemişti.
Altı üstü balıkçılık ile uğraşan, kültürü ilkel düzeyde sayılabilecek bir topluluğun kendilerine karşı bir tehdit oluşturmayacağını düşündüklerinden, sadece galaktik yılın yılbaşlarında aldıkları haraç haricinde bir etkileşime girmiyorlardı bile.
Alcarre dünyası ise bu pis ve yozlasmış düzenden iğreniyordu ama, yapabilecekleri hiçbir şey de yoktu. Suyun içinde yaşadıkları tüm gün öğle vaktine kadar deniz tarımı yapıyorlar, güneş batıp denizleri karanlığa büründüğünde de ya evlerinde ya da sualtı tavernalarında kafayı buluyorlardı. Tüm gezegende durum birbirinin aynısıydı, miskin bir yaşam sürmelerinin ünü de tüm yıldız sistemlerine yayılmıştı ve balıkçılık ve çiftçilik özelliklerinden çok bu konuşuluyordu.
Yine bir sualtı gecesinde, bir sualtı tavernasında iki Mahro'lux kafayı bulmalarına az bir hal kala sohbet ediyorlardı.
Solungaçları, yüzlerinin ortasındaki tek gözlerinin hemen üzerindeydi ve konuşurlarken yüzgeç şeklinde ellerini bir havaya kaldırıp bir yere indiriyorlardı.
Tamamen camdan oluşan bir tavernanın içindeydiler. Zeminde, tavan da, duvarlar da camdı ve su geçirmez kapların içinde yanan ateşin aydınlattığı dışarıdaki su altı dünyasının manzarasının tadını çıkarmıyorlardı. Onlar buna alışmıştı, farklı ve büyüleyici bir şey olarak görmüyorlardı çünkü onun içine doğmuşlardı.
Diğerinden bariz şekilde belli olacak derecede daha yaşlı olanı;
"İmparatorluk yarrağı yemiş, diyorlar." dedi kıkırdayarak.
"He, öyle olmuş! Ben de duydum ama yalan olduğunu düşünmüştüm." dedi genç olan Mahro'lux.
"Yalan değil ama korkutucu bir gerçek."
"Neden? Bu pisliklerin başına gelecek her şeye sevinirim ben." Genç Mahro'lux yaşlı adamın zihniyetini bir türlü anlayamıyordu.
"Evlat... İmparatorluk çöküyorsa bu ondan daha güçlü bir şeyin gelmekte olduğunu gösterir. Bu olasılığı düşün, sonra korkunun içinde yayıldığını hissedeceksin."
"Neden en kötüsünü düşünüyorsun ki? Belki de İmparatorluk sandığımız kadar güçlü değildi ve birileri ona savaş ilan etti. Bu bizim için daha iyi bir şey değil mi? En azından artık biraz daha rahat içinde yaşayabileceğiz."
"Belki de daha çok korkacağımız günler yaşayacağız? Bilemeyiz. Sonucu ne olursa olsun, bu son gelişmeler beni korkutuyor."
Genç olan bunu duyduktan sonra karşısındakinin omzunu tuttu ve gülümseyerek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Altında Devrim
Fiksi IlmiahBir galaksi, gürültüyle kendi kaderine doğru sürüklenirken, iki eş İmparator, Diktatörlüğün soğuk elini insanları üzerinde gezdirir. Ancak devrimin sözde ışığı, beklenmedik bir karanlığa yol açar. İhanetin gölgesi Zenithon gezegeninde derinleşir ve...