ÖLÜMÜN MİRASI

56 6 8
                                    

İmparatorluk filosu üç milyon ethermillik yolu binbir badire ile karşılaşmadan sorunsuz bir halde yarılamıştı ve yoluna mekan tünelinin içinde devam ediyordu.

Tünel, etherin sonsuz karanlığını süsleyen yıldızların ışığını ve tüm etherin hayret verici manzarasını perdeliyordu. Geçitte süzülen İmparatorluk filosu, iki büyük elçilik gemisi ve eşlikçi askeri kruvazörlerle birlikte otuz gemiden oluşuyordu. Senatör ve General’i taşıyan elçilik gemisinin devasa gövdesi, etrafındaki boşlukta gizlice yankılanan sessiz bir fısıltı gibi süzülüyordu.

Mekan tünelinin içinde, mavi ve morun tonlarında dalgalanan ışıklar, geminin metalik yüzeyine yansıyarak etrafında hayaletimsi bir parlaklık oluşturuyordu...

Geminin burnundaki devasa cam panelden bakıldığında etherin uçsuz bucaksız boşluğu, yıldız toplulukları ve uzak galaksilerin belirsiz parıltıları zar zor belli oluyordu çünkü tünel hepsinin ışığını soğuruyordu.

Senatör ve General elçilik görevlerinin detayları için danışmanlarıyla yemek masasına oturduklarında geminin sireni üç kez dehşetle çaldı. Bu, tünelden çıkmışlar ve Quassar galaksisine yaklaşmışlar demekti.

Senatör, yemek salonundan kendi kamarasına geçti ve tamamen camdan oluşan duvarından galaksiyi izledi...

Quassar galaksisinin sınırları, bu karanlık boşlukta adeta görünmez bir bariyer gibi duruyordu. Sınır çizgisini simgeleyen karakol limanı uzak bir ufukta kaybolan belirsiz bir nesne gibi geldi Virtus’un gözüne ama bu belirsizliğin ardında büyük bir tehlike yattığını çok geçmeden fark edecekti.

Etherin bu karanlık ve ıssız noktasında, Quassar galaksisine giden resmi ve yasaklı bu rotada, halihazırda bulundukları konumdayken sıradan insanlar tarafından hiçbir duyu organı ile fark edilemeyecek bir engelin onları durdurması ve galaksinin sınırına hangi sebep ile bu kadar fazla yaklaştıklarının sorgulanması gerekiyordu ama Senatör bunun gerçekleşmediğini fark etti.

Mekan tünelinde günlerce ilerleyen filo mürettebatı tüm hazırlıklarını bu noktaya geldiklerinde karşılarına çıkacak olan güvenlik sistemini ikna etmek üzerine planlamıştı ve bu sefer her zaman güvenlik önlemleri ve gizlilikleri ile bilinen Quassar galaksisi hiçbir önlem almamış gibi görünüyordu.

Senatör Virtus kamarasından çıktı ve gri koridordan kaptan köşküne ilerledi, oraya girdi. Geminin burnundaki devasa cam panelden yaklaşmakta oldukları Quassar 00-1 Gümrük Karakolu’na (Gümüş Karakol ya da Gümüş Liman olarak da anılır.) olanca dikkatini vererek, gözlerini kısarak, bakmaya başladı.

Üzerinde beyaz bir İmparatorluk senatör kıyafeti vardı ve siyah madalyalarını da göğsüne takmıştı. Bir şeylerin ters gittiğini hissedeli bir yirmi dakika kadar olmuştu ve neyin ters gittiğini merak ediyordu ama bu geminin içinde merakını gidermek adına yapabileceği hiçbir şey yoktu. Burası Quassar’lıların sınırıydı ve onları kızdıracak hiçbir hareket yapamazlardı.

“Yapabileceğimiz tek şey sakin davranarak o karakola daha fazla yaklaşmak.” Dedi General, kaptan köşküne girdiği esnada.

Cam panelden ether boşluğunu izleyen Senatör’e karşı demişti bunu.

Virtus onun içeriye girdiğini fark ettiği an General Tyrannus’a omzunun üzerinden baktı, ardından panele geri çevirdi yüzünü.

“Düşünmeden aldığımız tek bir karar bile hepimizi öldürecek bir felakete sebep olabilir. Dikkatli olmalıyız. Sonuçta burası...”

“Quassar galaksisi...” dedi General, Senatör’ün lafını keserek.

Virtus ise büyük bir keyifsizlikle iç çekti;

Yıldızlar Altında DevrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin