Felix salonda oturmuş tek başına televizyon izlerken kapının çalınmasıyla evin çalışanlarından biri kapıyı açmaya gitmiş, Chris ise çalışma odasından çıkarak salona gelmişti. Bir süre sonra içeri arkasında iki korumayla giren takım elbiseli adamla ikilinin gözleri o tarafa çevrilmişti.
"Hoş geldin Seungmin biz de seni bekliyorduk." Seungmin Chris'e küçük bir gülümseme sunduktan sonra yüzü ifadesizleşmiş ve gözlerini kendini dikkatle izleyen bir çift göze çevirerek elini uzatmıştı.
"Ben Seungmin. Mafya lideriyim." Kısaca kendini tanıttıktan sonra Felix, elini tuttup sıkarak "Bende Felix." Demesiyle başını onaylar anlamda salladı. Ellerini ayırdıktan sonra Chris'in oturması için gösterdiği tekli koltuğa oturup hâlâ başında bekleyen adamlarını dışarı gönderdi.
Chris Seungmin'in karşısında Felix'in yanına oturmuş ve koltukta rahat bir şekilde oturarak Seungmin'in aksine iyice yayılmıştı.
Ortam oldukça gergin duruyordu Felix'e göre. Chris'in de dediği gibi galiba kimse Seungmin ile iyi anlaşamıyordu çünkü Chris'e sevecen bir şekilde bakarken kendine döndüğüne ifadesizleşiyordu yüzü. Belki de Felix'ten hoşlanmamıştı.
İkili bir iş hakkında konuşmaya başladıklarında Felix, ilgisini çekmediği için kafasını koltuğun sırtına yaslayarak gözlerini kapatmış dinlendiriyordu. Bu kadar sıkıcı olacağını düşünememişti.
Az uyuduğu için üstüne ağırlıkta çökünce iyice mayışmıştı. Boynunu dik tutamadığı için kafası sürekli sağ tarafına düşerken en sonunda kafası Chris'in omzuna yaslanmıştı. Chris bozuntuya vermeden konuşmaya devam ederken Seungmin onu dinlemeyi bırakmış gözlerini uyuyan Felix'e çevirmişti.
Kaşları çatık bir şekilde mavi saçlıyı süzmüş ve ayağa kalkmıştı.
"Benim işim var gidiyorum." Seungmin'in ayaklanmasıyla Chris omzuna yaslanan Felix'in başını kaldırıp ayağa kalkmak istemiş fakat Felix uyku sersemliğiyle kalkmaması için koluna sımsıkı sarılmıştı. Bunun üzerine Seungmin yumruk yaptığı elini sıkmış, yüzüne yerleştirdiği sahte bir gülümsemeyle kapıya yönelmişti.
"Sonra yine gelirim." Seungmin'in evden çıkmadan önce kapıdan seslenmesiyle daha konuşmak için ağzını bile açamamışken çoktan gitmişti. Neden aniden gittiğini anlayamamıştı.
"Felix." Uyandırmak için kolundan dürtmüş fakat uyanmamıştı. Uyanmayacağını anlayarak uyuyan bedeni kucağına alıp onu odasına götürdü ve yatağına yatırdı.
Odadan çıktıktan sonra bir sorun olup olmadığını öğrenmek için Seungmin'i aradı ancak açmadı. Normalde her aradığında geç de olsa açardı telefonunu ancak bu sefer geri bile dönmemişti.
Önemli bir işi çıktığını düşünerek çalışma odasına geri döndü ve umursamamaya çalışarak kendini işine verdi.
...
"Hyunjin!" Changbin'in sinirli çıkan yüksek sesi evin her yerinde yankılanıyordu. Uyandığında evde Felix'i bulamamıştı ve kamera kayıtlarından kontrol ettiğinde evden kaçtığını görmüştü. Tabii Hyunjin'in o kaçarken bir şey yapmamasını da. Hızla odasından çıkarak bu sefer Hyunjin'i evde aramaya başladı.
Bu onun gözünde bir ihanetti. Felix evden kaçarken ona engel olması gerekiyordu. Düşündükçe delirirken aşağı kata inmesiyle Hyunjin'i balkona açılan sürgülü camın önüne oturmuş dışarıyı izlerken görmüştü. Adımlarını o yöne çevirerek yanına ilerledi ve sarı saçlarından kavrayıp kendine bakması için aşağı doğru çekti.
"Ne sikim oldu dün gece!" Hyunjin Changbin'in öfkeli gözleriyle karşılaşınca zaten bunu biliyormuş gibi herhangi bir tepki vermedi. Ellerini acıyan saçlarına götürdü ve bırakması için elini sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri / Hyunlix
Fanfiction"Eğer o çeneni kapatmazsan vururum seni." Elime aldığım abimin susturuculu silahını ona doğrultmamla birlikte alayla salladı başını Hyunjin. Sanırım yapamayacağımı düşünüyordu. "Sıkıyosa vursana." Beni kışkırtmak için söylediği şeye karşılık hiç düş...