🔫 14. Bölüm

82 14 23
                                    

Felix'ten

Kulağımın dibinde çalan alarmı elimle bulmaya çalışırken gözlerim kapalı olduğu için ayrı bir zorlanıyordum. En sonunda elime gelen telefonla gözlerimi hafifçe aralayarak alarmı kapattım ve kollarımı esneterek doğruldum. Tabii doğrulmamla birlikte kendini gösteren kalçamdaki ağrıdan dolayı küçük bir inleme kaçmıştı dudaklarım arasından. Dün gece sabaha kadar Hyunjin'le terasta sevişmiş, sonrasında abimin yokluğundan dolayı rahatça girmiştim eve.

Kalçamdaki ve belimdeki ağrıdan dolayı arka arkaya küfürlerimi sıralayarak kalktım yataktan. Aslında Hyunjin'e sinirlenmeye hakkım yoktu ne de olsa ondan sert olmasını ben istemiştim ama yine de ondan başka sinirlenecek kimse olmadığına göre bütün küfürlerimin hedefi o oluyordu.

Küveti ayarlayıp içine girdiğimde bütün kaslarımın gevşediğini hissetmiştim. Şimdi Hyunjin olsa şu küvetin içinde ne güzel sevişirdik diye aklımdan geçmiyor değildi. Asla akıllanmayan ve yaptıklarımdan pişman olmayan bir kişiliğim vardı ve abim bu kişiliğimden nefret etse de ben seviyordum.

Ona ne zaman bu denli bağlandım bilmiyorum ama bir türlü aklımdan çıkmıyordu artık. Nereye baksam onu görüyordum. Bir ay öncesine kadar ondan nefret eden ben şimdi onu düşünmeden edemiyordum. Aşk böyle bir şey miydi? Onu her saniye özlemek, her nefesinde kokusunu içine çekmeyi istemek...

Suyun içinde yeterince vakit geçirdikten sonra sarı bornozumu giyerek odamdan çıktım. Abim ve Jisung evde olmadığı için oldukça rahattım. Mutfağa geçerek bir şeyler atıştırdıktan abimin odasına geçerek dolabının önüne geçtim. Onun kıyafetlerini giymeyi çok seviyordum. Siyah uzun bir tişörtünü aldıktan sonra kendi odama geçerek tişörtü üstüme geçirdim ve altına da siyah bir boxer giyerek yatağıma uzandım.

Gün boyu dinlenmeyi düşünürken kapının çalmasıyla oflayarak kalktım yataktan. Biraz daha geç gelemiyorlar mıydı sanki?

Kapıyı açıp kimin geldiğine bakmadan mutfağa geçtim. Bu saatte eve gelse gelse ya abim ya da Jisung gelirdi zaten. Kahve yapmak için gerekli malzemeleri tezgahın üstüne bıraktıktan sonra bardak almak için dolaba uzandım ancak boyum yetmedi. Söverek parmağımın ucunun değdiği bardağı almaya çalışırken belimi saran elle irkilerek kafamı yana çevirdim.

Hyunjin'le burun buruna gelirken aldığım erkeksi kokusuyla anlık gözlerim kapanmıştı. Bardağa uzanan elim yavaşça inerken belimdeki kolunu daha sıkı sararak kendine çekmiş ve bedenlerimizi birleştirmişti. Elini kısa bir anlığına belimden çekerek az önce alamadığım bardakları tazgahın üstüne koydu ve elini tekrar belime sararak kulağıma yaklaştırdı yüzünü.

"Napıyormuş benim bebeğim." Kulağıma fısıldamasıyla belime sardığı kolu arasında dönerek kollarımı boynuna doladım. Büyük eli bel kıvrımımı okşarken dudaklarını yüzümde sürterek gezdiriyordu. İçki içmediğim halde kendimi sarhoş hissediyordum. Kokusu beni sarhoş ediyordu.

"Neden geldin?"

"Özledim seni." Dudaklarıma ıslak bir öpücük bırakmasıyla gülümsedim. O dolgun dudaklarını emip ısırmak istiyordum.

"Abim seni görürse belanı siker, benden uzak durmanı istemişti."

"Sence senden uzak durmak mümkün mü?" Eli kalçama inerken parmaklarım üzerinde yükseldim. Yüzündeki hafif gülümsemesiyle bir süre yüzümü izledikten sonra ekledi "Abin belamı sikerse bende seni sikerim nasıl fikir?"

"Güzel fikir."

"O zaman..." Büyük eli arasındaki kalçamı sıkmasıyla ağzımdan birkaç mırıldanma çıkarken omuzlarını sıktım. Eğer bana dokunmaya devam ederse abimi siktir edip saatlerce sevişirdim onunla. Ama sonrasında abimin gazabından nasıl kaçardım orası merak konusuydu.

Serseri / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin