🔫 2.Bölüm

207 27 9
                                    

Ertesi gün Felix abisiyle beraber gecenin en sessiz saatlerinde evden çıkıp bir alt sokaktaki parka gelmişlerdi. Kendilerinden başka kimsenin olmadığı parkta Minho boş salıncaklardan birine oturmuşken Felix hemen karşısındaki kaydırağın kayma yerine uzanmıştı.

"Niki'yi dolandırmak istiyorum." Felix'in aklından geçenleri söylemesiyle abisi ona dönerek göz devirdi. Kendilerine dolaylı yoldan bir zararları dokunan insanları dolandırmayı ya da hastanelik edene kadar dövmeyi seviyordu kardeşi. Bazı küçük uyarılarda bulunsa da kardeşinin huyunu bir türlü değiştiremediği için boş vermişti. Artık umursamıyordu.

Bir süre ikili konuşmadığı için parkta oldukça sinir bozucu bir sessizlik vardı. Arada bir gelen çıtırtılar ve hayvan sesleri dışında duydukları tek ses kan dolaşımlarının sesiydi.

"Ooo benim bebek ve abisi de buradaymış." Hyunjin'in sesli bir şekilde parka girmesiyle sessizlik bozulmuş, ikilinin gözleri ona çevrilmişti. Felix bıkkın bir şekilde nefesini vererek önüne dönerken abisi kafasını sallayarak kısaca selam vermiş ve önüne dönmüştü.

"Siz abi kardeş çok sıkıcısınız. Ne bu düz surat?" Adımlarını kaydırağa yönlendirerek kaydırakta uzanan bedenin başına dikildi yüzündeki aptal sırıtmayla.

"Off bebeğime bak!" Eğilerek Felix'in gözlerine daha yakından baktı. "Her zaman ki gibi çok güzelsin."

Elinin tersiyle mavi saçlının yanağını okşarken elinin itilmesiyle üzgün surat yaparak dudaklarını büzmüştü.

"Ya abi şu sapığı al başımdan!" Felix'in abisine bağırmasıyla gülmüştü sarı saçlı. Ellerini kaydırağın iki yanına koyarken Minho onlara kısaca bakmış ve omuz silkmişti.

"Felix çocuk değilsin, kendi başının çaresine kendin bak." Abisinden aldığı geri dönütle göz devirerek kollarını göğsünde birleştirmiş, gözlerinin içine sırıtarak bakan Hyunjin'e dönmüştü. Onu hemen burada boğmak istiyordu.

"Sinirlenince daha ateşli olduğunu söylemiş miydim? Ah evet yüzlerce kez." Kaydırağa yaslı elinin birini mavi tutamlara çıkararak okşamaya başlamışken biraz daha eğilerek yüzlerinin arasında santimler kala durmuştu Hyunjin.

Gözlerini bir an olsun Felix'in kalp şeklindeki pembe dudaklarından çekmezken Felix onun bakışlarını fark etmiş, onu kışkırtmak için dilini dudaklarının üzerinden gezdirerek ıslatmıştı.

"Beni çok zorluyorsun Felix." Hyunjin'in dudaklarına doğru fısıldamasıyla dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılmış, göğsünde birleştirdiği elinin birini ensesine atarak sarı tutamlarını okşamıştı.

"Canım sıkılıyor... Beni eğlenebileceğim bir yere götür."

"Yatağıma ne dersin?" Felix göz devirerek derin bir iç çekti. Gözleri Hyunjin'in arkasında kalan sokağın başındaki barı gördüğünde abisine döndü.

"Birlikte içelim mi Minho hyung?" Minho oturduğu salıncakta ileri geri sallanırken kardeşinin sorusuyla yerdeki bakışlarını ona çıkardı ve omuz silkerek reddetti.

"İstemiyorum."

"Neden hyung? O da orada diye beni mi kıracaksın?" Kardeşinin ona attığı yalvarıcı bakışlarının ardından en sonunda dayanamayıp ayağa kalktı. Abisinin kalkmasıyla Felix'de kalkacakken Hyunjin'in bedeni yüzünden hareket edememişti.

"Çekil Hyunjin!" Ellerini onun göğsüne getirerek ittirdiğinde milim kımıldamayan Hyunjin gülümsemiş ve eğilerek mavi saçlının burnuna küçük bir öpücük bırakıp doğrulmuştu.

Felix keskin bakışlarını Hyunjin'e göndererek yerinden kalkıp abisinin yanına ilerlemiş ve koluna girerek onunla birlikte yürümeye başlamıştı.

Serseri / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin