Duralım dedi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Duralım, Güven. Biz duralım."
"Nas-nasıl yani, Neslihan. Neden ? Bak tamam haklısın içimdeki yabaniyi kontrol et--"
"Güven, lütfen duralım."
"Sevginden, benden vaz mı geçiyorsun ? Bu kadar basit mi ?"
Kadın adama yaklaşmış ve tam dibine girmişti. Yanaklarını ellerinin içine alıp baş parmağıyla okşuyordu.
"Ben ne senden ne de sevginden vazgeçe bilirim, sevgilim. Ben bizden vazgeçiyorum, bizim mutluluğumuz başkalarının mutsuzluğu olacak çünki."
Kadının ellerini tutan adam okşadı.
"Biz yeterince mutsuz olmadık mı? Mutluluğu hiç mi hak etmiyoruz, Neslihan"
"Güven...."
Kadını belinden kendisine çekip alnını alnına yasladı.
"Bizden bu kadar çabuk vaz geçme nolur"
"Özür dilerim..."
Dudağı ve yanağı arasındakı yere öpücük kondurmuş ve gitmişti kadın.•••••
Gitmişti, beni öylece orda bırakıp gitmişti. Bizden vazgeçiyorum, duralım diyip gitti. Bense ondan kaçayım derken yine ona sığındım, yine onunla anımız olan mekana, 20 sene sonra evlenme teklif ettiğimiz mekana geldim. Doldurduğum, içtiğim kaçıncı kadehdi hiç bilmiyordum, ama başım dönüyordu. Yanımdakı sandalyenin çekilmesiyle başımı çevirdim. Biliyordum o değildi o olsaydı kokusundan tanırdım. Yaman'ı görmemle kadehimi yenileyip tekrar manzaraya baktım ve kadehi dudaklarıma götürdüm. Tam içecekken Yaman kadehi almış masaya bırakmıştı.
"Baba, noluyor ?"
"Karışma, çoçuk sen"
Tekrar kadehi almak isterken durdurdu beni.
"Karışırım, ne oluyor ? Annem de evde perişan"
Öyle demesiyle gözlerim dolmuştu istemeden.
"Duralım dedi, Yaman duralım"
Anlamaz gözlerle bana bakarken bense eskilere dalmıştım.☆☆☆
Arkadaşıyla sahilde yürüyen kız arkasındakı çoçuktan haberi yoktu. Aralarındakı bu anlamsız soğukluk onlar için çok zordu.
"e ayrılacak değilsin dimi, Nesli?"
"Hayır tabi ki, Şebo ayrılamam ondan ben, fakat bir az soğuk davranıyorum ki, içindeki o "yabani"yi durdurmaya çalışsın yoksa zor olacak bizim için. Her seferinde korku içinde yaşamak istemiyorum."
Arkadaşının sırtını anlayışla sıvazlayıp koluna girip, ilerilediler. Bir az daha ileriledikten sonra peşlerine takılan serseriler yüzünden bir kaç metre uzaklıkta duran arabaya gitmek için adımlarını hızlandırdı kızlar. Bir az daha hızlı adımlarla giderken kavga bağrış seslerini duyup durdular. Kız üçlüyle kavga eden sevgilisini görür görmez onlara taraf gitmek isterken Şebnem kolundan tuttu
"Neslihan, dur napıyorsun ?"
"Duramam, Şebnem baksana"
Kolunu arkadaşından kurtarıp kavga edenlerin yanına gitti.
"Güven! Güven dur!"
Çoçuk kızı duymuyor gibiydi. Karşısındakı adamlarla var güclüyle kavga ediyordu. Şebnem'in hemen gidip korumaları çağırmasıyla gelen korumalar araya girip durdurmştu kavga eden gencleri.
"Güven, iyi misin?! Hm?! İyi misin?!"
Sinirden sesli nefes alıp veren çoçuk sevgilisinin gözlerine bakmıyordu. Biliyordu bakarsa eğer içindeki o asla sönmez dediği vulkan söner, dünyayı alt üst edecek hırsı yok olurdu.
"Güven! Sana diyorum!"
Kızın gözleri çoktan dolmuş, sesiyse titremişti. Korkudan titreyen elini sevgilisinin kaşına dikkatlice dokundurdu.
"Aslan, sen bana ilk yardım için gerekli şeyleri al getir"
Diğer iki adam Neslihan'ın peşine düşen adamların işlerini hall etmek için gitmiştiler.
"Gerek yok! Sen o şerefsizler nerde onu bana söyle!"
Gitmek için adım atarken koluna sarılan ellerle durdu.
"Dur artık, Güven! Dur!"
Ağlayarak ama içindeki siniri dışa vurarak demişti kadın.
"Otur şuraya hemen!"
"Ağ-ağlama...."
Kadının dediğini yapıp oturdu adam. Kadının da onun yanına oturmasıyla hemen sokulmuştu sevgilisine. Yanağına düşen yaşları parmağının tersiyle siliyordu.
"Ağlama, birtanem lütfen"
"Ağlatma o zaman, Güven! Ağlatma!"
Aslan Neslihan'ın istediklerini alıp getirdi.
"Sağ ol, yanlız bırakın bizi lütfen"
Her kesin gitmesiyle kız çoçuğun yaralarına pansuman yapıyordu.
"Sevgilim, boşuna pansuman yapıyorsun, ağlayarak acıtıyorsun zaten canımı. Lütfen, ağlama. Özür dilerim, çok özür dilerim"
Hiç bir şey demeden pansumanını yapıp bitirmişti Neslihan.
"Peki sen, Güven?! Sen?! Acıtmıyor musun benim canımı hm?! Acımıyor mu canım?!"
"Neslihan...?"
"Ne?! Ne Neslihan?! Ya ben ben her gün ölüp ölüp diriliyorum ya, Güven! Kaçıncı bu ya kaçıncı bu!?"
"Sizi rahatsız ediyordu, Neslihan. Napsaydım?"
"Sen...sen beni mi takip ediyorsun?!"
Çoçuktan ses çıkmayınca bağırarak tekrar sormuştu.
"Evet ediyorum! Sen soğuk yaptığın için bana bir şey söylemiyorsun ben de merak ediyorum seni ve takip ediyorum. Tamam mı?!"
"Değil! Değil! Acaba neden soğuk yapıyorum ben sana ?! Neden ?! Ben ben diyorum ki belki soğuk yaparım belki dayanamaz bensiz kalmaya da düzelir diyorum, sen ne olduğu belirsiz 3 tane insana tek başına dalıyorsun!"
"Ağlama"
"Seni ilgilendirmez! Tamam mı seni bu saatten sonra ilgilendirmez benimle ilgili olan her hangi bir şey!"
Her kelimesinde çoçuğun göğüsüne vuruyordu Neslihan. Sevgilisini bu halde görünce içi parçalanan Güven onu göğüsüne sardı hemen.
"Şşş, özür dilerim, bebeğim. Özür dilerim bir daha yapmayacağım. Duracağım söz---"
Çoçuğu itip uzaklaştı kız.
"Duralım, Güven. Sen de ben de biz de duralım. Senin içindeki yabani durmayacak biz duralım"
"A-anlamadım ?"
"Anladın sen, duralım. Kendine iyi bak!"
Bu sefer giden kızken durduran çoçuk olmuştu.
"Böyle yaparak içimdeki yabani duracak mı? Hm? Sensizken hem de. Sensin onu durduran sen!"
"Pek bir ise yaramıyor belli! Eğer durduysaydım, sen bu halde olmazdın. Hoşcakal"
Çoçuk öylece sevdiği kızın gidişini izlemişti. Elinden bir şey de gelmiyordu, zira kız haklıydı oldukca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler"
ChickLitAşk okyanusları aşamayacak kadar değil, cehennemin dibine bile gidecek kadardır. Umarım beğenirsiniz, her salı paylaşmaya çalışacağım.🫂