"An-anne....annemmiş"
Yanaklarına dökülen bir damla yaşla yutkundu.Cem Adrian: "Keskin"
Ahmet Kaya: "Hani Benim Gençliğim"~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yoğun bakımın önünde ellerini göğsünde birleştirip öylece duruyordu adam. Belinde his ettiği ellerle kımıldamamıştı bile. Ellerin sahipi iki kolunu adamın beline dolayıp başını sırtına yasladı. Adamsa sessizce göz yaşları döküyordu teker teker.
"Güven"
"Şu camın önünde daha fazla durma artık! İşine bak sen. Gelme buraya"
Bir zamanlar içini kıpır kıpır eden sesi bile duymuyordu sanki. Kadından ayrılıp bir adım cama yaklaştı. Elini kaldırıp cama koymak, okşamak istese de yıllardır annesiyle arasında olan engeller artık onu yormuştu. Yanaklarını silip uzaklaştı oradan.
"Güven....Güven.....Gü--"
Kadını duymuyormuş gibi gidiyor her ismini söylediğinde adımlarını hızlandırıyordu.Kendini toplamak için geldiği yere gelip deniz kenarının en dibinde durdu. Ciğerinde biriken, kalbine ağırlık eden her şeyi atmak için başını sonsuz gökyüzüne kaldırdı ve genzini yakacak kadar yüksek sesle bağırdı.
☆☆☆
"Güven, Yıldız hanımı ameliyata aldılar"
Zar zor şekilde söylediği cümleyle adam koşarak odadan çıktı.
"Güven, dur"
"Ameliyata girmeliyim"
"Hayır dur"
Adamın elinden tutup durdurmaya çalışsa da, durmuyor ameliyathanenin kapısını açmaya çalışıyordu.
"DURAMAM!"
Önüne geçip durdurdu adamı.
"Sevgilim, lütfen"
"NE LÜTFEN?! SEN O AMELİYATA GİREYİM DİYE ÇAĞIRMADIN MI?!"
"Güven, bilmiyordun o zaman ama şimdi her şey farklı"
Kadının elini tutup aşağı indirdi.
"BEN OĞLUMU AMELİYAT ETTİM. FARKINDA MISIN ?!"
Adamın aksine oldukca sakin olan kadın elini göğsüne koydu adamın.
"Evet, ama o zaman böyle değildin, Güven. Şimdi gözlerindeki duyguyu ben bile çözemiyorum. Lütfen"
Ameliyathanenin kapısı açılmıştı içeri girmeye çalışan adamı durdurdu.
"DUR DEDİM DEĞİL Mİ ?! DUR! İŞİ YOKUŞA SÜRÜKLEMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMAYACAKSIN!"
"DOKTORU KİM?! KİM DOKTOR?!"
"Fatih"
İçeriden sesi duyulsun diye daha yüksek sesle konuştu adam.
"Fatih, o kadın yaşayacak duydun mu?! DAHA ONUN VERMESİ GEREKEN HESAP VAR! DUYDUN MU YAŞAYACAK!?"
Kolundaki kadının elini çekti sertce ve yüzünü sıvazlayarak bir ileri bir geri gitmeye başladı. Yıllardır adamı ilk defa kendisine karşı böyle davrandığını gören kadının gözleri doldu. Gitmek istese de adamı yalnız bırakmak istemedi öylece ameliyathanenin önüne çöküp oturdu.☆☆☆
•••••
Anne! Anne! Kırk sene sonra hayatıma dahil olan canından parça olduğum kadın! Yıllardır asla görmediğim, özlemini her gece, her sabah hiss ettiğim kadın. Denizin dalgalarına bağırdım.
"Ulan! Benim de annem varmış! Kimsesiz değilmişim ben!"
Dalgalar sanki gerçekleri yüzüme vurur gibi dalgalandılar. Bacaklarımın ipi çözüldü kendimi taşımayacak hale gelmiştim artık.
"Ama yaşayacak mı belli bile değil."
Niye her şeyi hep zorluklarla kazanıyordum ben ? Neden bir kere yüzüme gülmüyordu hayat ? Kendi ailemi bile kurmak isterken izin vermediler, sevdiğim kadını, oğlumu aldılar benden.
"Ulan! Ulan, hayat! Bir bana mı çok görüyorsun mutluğu lan!"
Çok görüyordu, mutluluğu çok görüyordu sana bu hayat.
"Nereye aitim ben ?"
"Ailenin yanına"
Yaman beni bulmuştu, gelip yanıma oturdu.
"Baba"
"Oğlum"
Kızlar annelerin oğullarda babaların mı kaderlerini yaşardı ?
"Babam"
Kendisine çekip sarıldı sımsıkı bana. Ait olduğum yeri gösterir gibi sımsıkı sarıldı.
"Yaman, annem var artık benim, çocuk gibi ağlaya bilir miyim ?"
Ayrılmış dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Belki de anne diye ağlarım. Ben de artık bir çocuğum sonuçta"
Gülümsemeye zorlayarak kendini bana baktı.
"Ağla, baba hıçkırarak hem de. Ağla ben yanındayım"
Yaman'a sımsıkı sarılıp başımı omzuna yasladım. Dediği gibi hıçkırırarak ağladım. Çocukluğuma, gencliğime ağladım. Annesiz geçen her günüme, ağlamadığım her günüme ağladım. Yılların birikmişliğiyle ağladım. Hani derler ya göz yaşları sel oldu. Tam öyle ağladım. Başımı kaldırıp Yaman'a baktım. Gözlerinin dolmasına rağmen gülümsemeye çalıştı.
"Yaman...."
"Babam. Canım, babam"
Alnını alnıma yasladı.
"Seni en iyi ben anlarım. Ait değilmişsin gibi, hiç bir yere ait değilmişsin gibi his ediyorsun. Yaşadığın acıların hepsinin yalan olduğunu düşünüyorsun. Kendi kendine ya ben bunca yıl bu acıyı boşuna mı çekmişim diyorsun"
Gerçekten anlıyormuş beni, konuşmadan kendimi ifade etmiştim.
"Ama bir tarafında mutlu, annen oldu ailen oldu hatta belki baban ve kardeşlerin de var, baba"
Bir şey demek istesem de izin vermemişti.
"Senin zaten bir ailen var biliyorum, ama o ailene bir kişi daha ekleye bilirsin, baba. Anneni ekleye bilirsin"
"Yaman, sana anlamıyorsun diyemiyorum, anlıyorsun ama şimdi olmaz belki senin yaşında olsaydım"
"Baba"
Başını dikleştirip elini omzuma koydu.
"İçinde olan çocuk ister yirmi ister kırk yaşında ol, yine de çocuk. Ailesi olsa bile ailesini arayan çocuk."
"Ama yoktu, bunca zaman yoktular, Yaman"
Bakışlarını yere eğdi.
"Sen de yoktun, annem de yoktu, ama ben sizi anladım. Anlamaya çalıştım, yargısız infaz yapmadım."
Sonra tekrar bakışlarımızı buluşturdu.
"Hatta, sana hiç anneme kızsam bile sana hiç kızamadım. Sen de dinlemeye, anlamaya çalış."
Bakışlarımı denize taraf çevirdim. Derin iç çektim.
"Komada, Yaman. Sağ çıkacak mı belli değil."
"Çıkar, iyileşir kavuşursunuz yine"
Alayla güldüm. Kavuşmak ? Kavuşmaktan önce ayrılmak gerekiyor ondanda önce birleşmek. Ben annemi hiç tanımıyordum, sesini, kokusunu, yüzünü, bakışlarını. Bizimki başlamadan biten ilişki olur ancak.
"Gülme öyle. Eninde sonunda"
"Hiç bir şey olmayacak, o kadın iyileşecek ve gidecek"
Ayaklanıp gitmek isterken durdurdu beni.
"Orası sana kalmış, baba. Bu durumda mağdur olan sen ola bilirsin. Üzülen sen ola bilirsin haklısın, ama anneme dikkat et"
Anlamazca ona bakarken ceketimden hafif kendisine çekti.
"Diyorum ki, annemi üzersen karşında beni bulursun"
Ceketimin yakalarıyla oynamaya başladı.
"Hem sen bana dedin, yüzünü sevdiğine çevir ilacın onda diye. Şimdi ben sana diyorum; ellerini ellerinden, gözlerini gözlerinden, başını da dizinden ayrıma annemin. İlacın da dermanın da orda"
Gözlerimi kapatıp derin nefes verdim. Eşek kafam! Üzmüştüm Neslihan'ı hem de hiç bir suçu yokken. Bir anda Yaman'ın çeketimden kendisine çekmesiyle irkildim.
"Bak babamsın diye kıyamayacağımı düşünme, hem ben yoksam Alaz var o da zaten behane arıyor"
Ellerinden vurup ayrıldım.
"İster sen, ister Alaz ister bir dünya karşıma gelin bu saatten sonra kimse anneni alamaz benden. Ha üzmeye gelince eğer onu üzersem sizden önce kendim hal ederim kendi işimi. Eyvallah"
Hızlı adımlarla uzaklaştım oradan. Bok hal edersin! Üzmüşsün kadını işte. Ki haklı da üzülmekte kötü davranmıştım. Of of! Arabaya binip hasta haneye doğru gittim
"Ulan, Güven adam olacak mı lan senden ?"
Mechul bir durumdu. Kesinlikle mechul bir durumdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler"
ChickLitAşk okyanusları aşamayacak kadar değil, cehennemin dibine bile gidecek kadardır. Umarım beğenirsiniz, her salı paylaşmaya çalışacağım.🫂