25.1

649 45 88
                                    

Neslihan'ın anılarla dolu kutsunun açılması.

♬♬♬

Yalın: "Halbuki"
Yalın: "Her Şey Sensin"
Buray: "İstersen"
Ziynet Sali: "Deli Divanenim"
Mabel Matiz: "Kömür"

♬♬♬

Çok bekletsem de sırayla yazıp paylaşmaya çalıştım Babatiodsviripicino için.

Not: Satır arası yorumlarınızı esirgemeyiniz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bornozuyla yatakta oturan kadın adamın çıkmasıyla bakışlarını telefondan ona yönlendirdi. Bir süre adamın her haraketini izlerken yükselenen sesle sanki irkilip ayılmıştı.
"Bakmalara doyamadınız, Neslihan hanım. Hayırdır ?"
Beline sarılı havludan bakışları yukarı doğru yönlenince saçlarından göğüslerine damlayan su damlacıklarını umursamadan havluyla saçını kurulamaya çalışıyordu.
"Doyarım canım akşam ben, merak etme"
Kadının özgüvenli haline gülümseyip yanındakı boşluğa oturdu. Uzanıp dudaklarına sakin ama uzun sayıla bilecek derin bir öpücük kondurduktan sonra dudaklarını ayırdı. Alnını onun alnına yaslayıp harelerini tüm yüzünde gezdirdi kadının.
"Akşamı iple çekiyorum o zaman"
Kıkırdayan kadın alnını çekip uzaklaştı.
"Üstümü değiştirmem gerekiyor"
Başını tamam anlamında sallayan adam, kadının yatakta doğrulup çıkmasına baktı.
Bu gün ikili evlerini yeniden kendi düzenlerine uygun şekilde dekore etmiştiler. Üstünü değişip odadan çıkmak için hamle yapan kadın ayağına takılan koliyle kaşlarını çattı.
"Güveeenn!"
Kapının kapanma sesinden beş altı saniye sonra gelen adam meraklı bakışlarını kadına yönlerdi.
"Noldu, sevgilim ?"
"Bu kutuyu unutmuşuz. Ne ki bu ?"
Ensesini sıkan adam mırıldandı.
"Sen içeri geç ben de kutuyu alıp geleyim bakalım neymiş"
"Allah Allah merak ettim bak"
Kadın önde adamsa arkada irelileyip odaya geçtiler. Yan yana yatakta oturup sabırsız şekilde kutunun açılmasını bekledi kadın. Kutunun içindeki eşyalara bakınca ağzı şaşkınlıktan aralanmıştı.
"Bizim eşyalarımız ?"
"Hm hm"
Kadın gülmesine adam da eşlik etmişti.
"Neden söylemedin ?"
"Sen gelmeden dizecektim süpriz gibi ama kahinlik yapıp önceden öyrendiniz, küçük hanım"
Kadının burnunu işaret ve orta parmağıyla sıkıp gülümsedi.
"Yaaa hâlâ mı küçük hanım ? Ben kocaman kadın oldum"
"Bakayım, yoo hâlâ miniciksin"
"Güven!"
Kadının bir anda ciddileşmesine gülümseyip kutuya çevirdi bakışlarını.
"Tamam, tamam hadi bakalım"
"Bakalım"
Kutuya her bakışında gözleri parlıyor, dudakları kıvrılıyordu. İçini kıpır kıpır eden duygu aşktan ziyade sevilmek ve değerli hiss etmekti. Yıllardır bu duygulara nasıl da uzakmışım diye içinden geçiren kadın gözüne çarpan kar küresini aldı eline. Hafif adamın göz hizasında sallayıp içindeki minik oyuncaklara baktı. Parmağını yazının üstünde gezdirerken gülümsedi.
"Hatırlıyor musun ?"
"Unutur muyum ?"
Karşılıklı bir birilerine bakıp gülümsediler.

☆☆☆

El ele sokakta gezerken kadın başını adamın koluna yaslamış ve elini koluna koymuştu. Etrafa bakınca camdan gördüğü yüzüğün güzelliğiyle büyülenmişti.
"Güveenn"
Heyecanı sesine yansıdığı için adam hemen kadına baktı.
"Noldu ?"
"Güven, yüzüğe baak!"
İşaret parmağıyla vitrindeki yüzüğü gösteren kadının gözlerindeki parıltıyı görmesiyle gülümsedi. Yüzüğe bakınca gerçekten aradığı yüzüğü bulmuştu. Hem de Neslihan beğenip beğenmeyecek diye düşünmekten kurtulmuştu hem de Neslihan kendisi gibi zarif ama asil ve güzel yüzüğü bulmuştu.
"Çok güzel değil mi ?!"
Ellerini birleştirip dudağına yasladı gülümseyerek vitrindeki yüzüğe bakıyordu.
"Alalım bu yüzüğü hem de hemen"
Sevgilisinin elini tutup içeri çekiştirdi.
"Biri yok mu ?"
Eski eşyaların arasından yaşlı adam çıkıp gülümseyerek ikiliye baktı.
"Merhaba, gencler. Buyrun"
"Merhaba, beyefendi. O vitrindeki yüzüğü almak istiyorduk"
"Ta--"
Arkasındakı adamın anlattığını anlamaya çalışır gibi bakıp kaşlarını çattı. Güven'in dediğini anladıktan sonra cümlesini değiştirdi.
"Ha o yüzük malasef o yüzüğün sahibi var"
Kadının yüzü düşmüştü. Dudağını büzüp adama döndü.
"Güven, yüzüğün sahibi varmış"
"Duydum, güzelim"
Kızı kolunun altına alıp saçlarından öptü.
"Ama çok güzel yüzüktü"
"Olsun, başkasını buluruz biz"
Üzgün gözlerle bakan sevgilsine bakıp yanağını okşadı.
"Üzülme ama, sevgilim"
Kadının üzüldüğünü fark eden yaşlı adam ikiliyi yanlız bırakıp içeri girdi.
"Ama ben off--"
Dudağını büzen kızın alnına alnını yasladı.
"Kıyamam sana söz veriyorum ben daha iyisini sana alacağım güzel yüzünü düşürme bi'tek"
"Söz mü ?"
"Söz"
Gülümseyen kız başını tamam diye salladı. Alnını öpüp elinden tuttu sevdiği kızın. Antikacıdan çıkmak isterken yaşlı adamın sesiyle durdular.
"Bir dakika, çoçuklar"
İkisi de aynı anda adama döndü.
"Bu kar küresini..."
Küreyi kadına uzatıp devam etti.
"Yaşlı bir adamla kadın getirdi. Eskiden çok fırtınalı aşk yaşamışlar hâlâ da bir birilerine deli gibi aşıktılar, gözlerinden belliydi. Sizin gibi"
Kürenin üstündeki yazını okşayan kadın adama baktı.
"Peki neden getirdiler ?"
"Bir kaç eşyalarını getirdiler, yüzüğünde sahipi onlar. Özellikle kar küresini ve yüzüğü sizin gibi bir birine aşık çifte vermemi rica ettiler. Aşklarını simgeleyen eşyalarını aşıklara miras bırakmış istemişler"
Gözleri dolan kadın kocaman gülümseyerek yaşlı adama baktı.
"Teşekkür ederiz, umarım o yüzükte"
Yüzüğe kısa bakış atıp tekrar bakışlarını adama çevirdi.
"Gerçekten âşık birilerine gidiyordur"
"Emin ol, güzel kızım"
Çoçuğa göz kırpıp içeri geçerken Güven'in sesiyle durdu.
"Borcumuz ne ?"
"Sevdalıların borcu olmaz, evlat bizim onlara borcumuz vardır. Ha illâ karşılığını ödemek istiyorsanız, bir birinizi çok sevin yeterli."
"Bundan hiç şüpheniz olmasın"
Başıyla selam verdikten sonra çıktılar. Kızı kolunun altına alıp beraber ilerilemelerini sağladı.
"You are the meaning of my world"
Kürenin üstündeki yazıyı okuyunca saçlarında his ettiği öpücükle gözünü kapattı bir kaç saniyeliğine.
"Sen de benim, güzelim"
Kıkırdayarak adamın boynundan öpüp küreyi kırılmayacak şekilde ama bir o kadarda sımsıkı sıktı.

~GüvNes~/ "Tek Bölümlük Hikayeler"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin