lütfen yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyinn!
bu bölüm sınır var ve dolmadan yeni bölüm gelmezz.
keyifli okumalar!
"Hadi Çiçek seni mi bekleyeceğim?" Kulaklarıma dolan Hasan'ın sesi ile büyük bir of çektim.
Eğer babama itiraz etseydim, hayır demeye kalksaydım beni bu evden dışarı salmazdı. O yüzden susup, dediği şeyi yapmam gerekiyordu.
Tabii Hasan ile mi diye düşünmüyor değildim. Gerizekalı Hasan orada beni rezil edecekti biliyordum ama yapacak başka bir şeyim yoktu.
Tezgahın üzerinde duran tencereleri dikkatlice poşete yerleştirdim. Dökmemeye özen göstererek elime alıp, aheste aheste mutfaktan çıktım.
Belki gelmekten vazgeçerdi.
Hemen yan tarafımda duran aynadan üzerime baktım. Üzerimde ki çiçekle, askılı elbisenin üzerine, pembe bir hırka giymiştim. Askılı ile çıkacak değildim, doğru karşılanmazdı.
Saçlarımda ki tacı bir elimle düzeltip, kocaman gülümsedim. Çünkü çok güzel olmuştu.
Her ne kadar Gül Teyze'yi düşünsemde, aklıma Demir'i göreceğim geliyordu ve bu ekstra özenli davranmama sebebiyet veriyordu.
"Çiçek!" Adımın tekrar zikredilmesiyle, fazlaca beklettiğimin farkına varmıştım.
"Geliyorum." Evden çıkıp, terliklerimi ayağıma geçirdim. Bir eli cebinde, diğer elinde de sigara vardı. Kokusunun yüzüme çarpması ile yüzümü buruşturdum.
Benim yüzümü buruşturmama rağmen sigarasını asla söndürmüyordu. Bir kaç adımla yanıma gelip, sigarasından bir nefes çekti.
Ona gözlerimi ihmal etmedim. Tam bir saygısızdı. Rahatsız olduğumu anlamasına rağmen daha da dibime giriyordu.
Tam yanından uzaklaşacakken, yüzüme doğru üflediği duman ile midem ağzıma gelmişti.
"Pislik." Hızla yanından geçip gittiğimde duymuş olmasını umdum.
Arkama bakmadan basıp gidiyordum. Elimden gelse onu eve bile kilitlemek istiyordum.
"Az yavaş be güzelim." Dediği şeyler bana tam aksi gibi geliyordu. Zaten hızlı olan adımlarımı daha da hızlandırdım.
Sonunda yanıma yetiştiğinde, ona bakmamaya özen gösterdim. Elime ağır gelen poşeti diğer elime aldım.
İçinde çorba, karnıyarık ve pilav vardı. Ve birde sarma unutmayalım onu. Demir teşekkür anlamında istemişti benden. Yapmasan ayıp olurdu, o yüzden bugün yapmam için en uygun gündü.
"Kime diyorum?" Onun söylediği her şeyi yanıtsız bırakmam canını sıkmış olacak ki tekrar bir şeyler söylemişti.
"Ne var?" Gül Teyze'nin evinin önünde durdum. Kapıyı açmak yerine ilk önce ona cevap verdim. Ellerini arkasında birleştirmiş arsız gibi bana bakıyordu.
Bakışlarının değdiği yere bende baktığımda göğüslerime bakıyordu. Zaten kapalı olan göğüslerimi, hırkamla daha çok kapatmaya çalıştım.
"Ne o öyle önden önden gitmeler? Çok mu özledin Gül Teyze'ni?" Elini yan tarafımda ki duvara yasladı.
"Aynen." Onunla daha fazla muhatap olmak benim zararımaydı. Hızla elimi kapının koluna atıp, kapıyı açtım.
Adımlarım çoktan yolunu bulmuştu. Ağır ağır ilerlerken, Hasan da peşimden geliyordu.
"Allah'ıma ben böyle bir güzellik görmedim be!" Hasan'ın sesi yankılanmıştı kulaklarımda. Ben böyle bir yavşak görmemiştim hayatımda.