Karşımdaki koltukta yerdeki halı desenlerini inceleyerek oturmuş Minho benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu." daha ne kadar susacaksın? olan neyse açıklamayacak mısın?" Odadaki sessizliği bozmamla halıdaki bakışları bana döndü.
" Peri çocuk, anlatacağım ama lütfen bana kızma ve küsme. Ben seni çok seviyorum" oturduğu koltuktan kalkıp önümde diz çökerek bacaklarıma sarıldı.
" Minho yalan çok kötü bir şeydir biliyorsun değil mi? ve sen bana yalan söyledin. Şimdi anlatacaklarına nasıl güveneyim" dediklerimle bacaklarıma sarılmış kolları sıkılaştı. Alnını bacağıma dayayıp kafasını iki yana salladı.
" biliyorum.. biliyorum yalan çok kötü. Ben yalan söylemek istemedim, gerçekten. Sadece seni ve seungmini, çevremdekileri üzmekten çekindim"
Ayaklarımın dibinde çökmüş bedenine eğilip onu yerden kaldırdım.
" anlat Minho, anlat ki içime düşen şüpheden kurtulayım"" ne şüphesinden bahsediyorsun peri çocuk" gözleri kızarmıştı buna daha sonra üzülecektim. Öncesinde öğrenmem gereken boşluklar vardı.
İmayla baktım " sen ve hyunbin mesajlaşıyordunuz gördüm. Hatta onunla mesajlaştıktan sonra aramama cevap vermedin bunu da hyunbin gördü. Ne zamandır mesajlaşıyorsunuz? Ona yazdığın iyiyim merak etme mesajları neydi?"
Minhonun gözleri irice açıldı ve telaşla kafasını iki yana salladı.
" Peri çocuğum, ara sıra toplum içinde tetikleniyorum" duyduklarımla kaşlarım havalandı. Bu ne zamandır oluyordu?uzun zamandır Minho tetiklenmiyor ve durumu iyiye gidiyor diye biliyorduk." nasıl? bunu Changbin hyung biliyor mu?" Kafasını iki yana salladı.
" hiçbirinize söylemek istemedim çünkü siz benim iyi olmama bu kadar mutlu olmuşken her şeye en başından dönmenizi, benim için endişelenmenizi istemedim." Yanaklarından akan yaşlarla hızla ellerimi yanaklarına atıp sildim.
" bu sabah kütüphaneye gitmek için evden çıktım ve bu sefer toplu taşımayla tek başıma gitmek istedim. Araba kalabalıklaştıkça insanlar üstüme geliyormuş gibi hissettim, o kadar çok temas vardı ki bağırıp ağlamaya başladım. Arabayı kenara çekip polislere haber verdiler. Çok kötü durumdaydım felix ve sizin beni o halde görmenizi istemedim. Hyunbin çok iyi bir çocuk onun yanında sizinle olduğum kadar rahat olabiliyordum ve aklıma o geldi. Lütfen ona da kızma, saklamasını ben istedim. Sizi, seni üzmek istemediğim için verdiğim kararlar, yanlış anlaşılmalarla seni daha fazla üzdü."
Kollarını boynuma dolayıp kafasını da oraya gömdü ve hıçkırarak ağlamaya başladı." Peri çocuk.. beni affet söz bir daha senden hiçbir şey saklamayacağım. Ben çok kötü bir şey yaptım, seni çok üzdüm"
Elimi sırtına atıp sıvazladım. Böyle bir şey beklemiyordum ne diyeceğimi bilememiştim. Hıçkırıkları biraz dindiğinde boğazımı temizledim." Minho, sana çok kızdım" dediğimle yine hıçkırarak ağlamaya başladığında onu kendimden ayırdım.
Elleriyle yüzünü kapatarak ağlamaya devam etmek istemesine derin bir nefes verip ellerini yüzünden ayırdım.
" kızmamın sebebi, sana yaklaştım derken kendini benden uzaklaştırman. Sen bu yolda ilerlerken mutlu olmamızın sebebi senin mutlu olmandı. Yaşadıklarını benden gizleyerek nasıl mutlu olmamı bekledin. Çok kırıldım Minho"
" hiçbir şeyi beceremiyorum. Ne düzgünce yaşamayı ne sevdiğim kişiyi üzmemeyi. Etrafımdakileri üzmekten başka becerebildiğim bir şey yok"
Elleriyle kafasına vurduğunda hızlıca kollarından tutup durdurdum.