Minhoyla salonda oturmuş seungminin gelmesini beklerken Jisungun onunla inatlaşmasını bıkkın gözlerle izliyordum.
" bak diyorum işte sana peri çocuğun ikiziyim ben, aynı karında geliştik ve doğduk" jisungun ikna cümlelerine Minho yüzünü buruşturdu.
" Minhoyu kandırma, Minho biliyor ki siz benzemiyorsunuz ikiz olamazsınız" kafasını iki yana sallayarak jisungu reddetti ve bakışları bana döndü.
" Minho peri çocuğu çok beğendi.. o çok güzel" söyledikleriyle yanaklarım kızardı çünkü ailem dışında birinden böyle bir iltifat almayalı uzun olmuştu.
" aşk olsun Minho, ben güzel değil miyim?" Jisung gözlerini kırpıştırarak Minhoya baktığında Minhonun yüzü buruştu.
" Minho aşk olsun ne demek bilmiyor.. Minho, jisungu beğenmedi.. Jisung çok sinir bozucu" kendi kendine söylenmesiyle Jisung kaşlarını çattığında ben de bu açık sözlülüğüne kahkaha attım.
" bence Minhonun zevki yok.Bang jisunga tapacak kaç kişi buraya sıralanır biliyor musun?" Jisung biraz alınmış gibiydi yanına yaklaşıp yanağına öpücük kondurdum. " biliyoruz merak etme civciv"
" Minho beğenmedi, beğenmedi" kafasını iki yana sallayarak reddetmeye devam ettiğinde Jisung oflayarak salondan ayrıldı.
Minhoyla salonda tek başımıza kaldığımızda, yüzüne bakarak küçük bir gülümseme verdiğimde hemen gözlerini kaçırdı. Gözüme çok sevimli gelmişti.
Elleri dizlerinde parmaklarını oynatarak yüzüme bakmıyordu. " Minho peri çocuğun annesini merak ediyor. Peri çocuğun annesinin karnında nasıl iki tane bebek olmuş" jisungun anlattıkları ona yeterli gelmemiş ailemi merak etmişti. Ailesini birkaç yıl önce kaybettiği aklımdan çıkmadığı için kelimelerimi seçerek konuşmaya dikkat ettim.
" annem değil babam doğurdu bizi" Minhonun şaşkın bakışlarına gülümsedim. " gerçi bizi doğurduğu için annemiz de oluyor. İki tane babam var. Onlar başka şehirdeler okul için ikizimle buraya taşındık"
" Minho anladı. Peri çocuğun da babaları uzakta aynı minhonunki gibi ama Minhonun anne ve babası hiç gelmeyeceklermiş" anlattıklarıyla boğazım düğümlendi. Gülümseyerek gözlerimin içine baktığında zoraki bir gülümsemeyle karşılık verdim.
"Peri çocuk çok güzel" onun bu saf iltifatıyla gözlerim doldu.
" Minho da çok güzel"
" Minho güzel değil" ellerini saçlarına atarak arkaya doğru yatırdı " Minho çok yakışıklı" dolu gözlerimi geri gönderip kafamı salladım.
" evet çok yakışıklı ve güzelsin"
" Peri çocuk da Minhoyu beğendi"
Gülümseyerek oturduğum koltuktan kalktım. " meyve yer misin?"
" Minho meyve çok sever. Bütün meyveleri yer" bu çocuk kalbime zarardı. Yanaklarından tutarak sevesim vardı ama temas edemezdim.
" burada bekle hazırlayıp geliyorum" hızla kafasını salladı " Minho peri çocuğu sessizce bekleyecek"
Mutfağa girdiğimde Jisung önüne koyduğu kahveyle telefonuyla ilgileniyordu. Arkadan yaklaşarak korkuttuğumda yerinde sıçradı.
" ya felix yaa" baş parmağıyla damağına vurdu.
" ne yapıyorsun öyle telefona dalmış" imayla göz kırptım.
" birazdan yengenle buluşacağım" sandalyede geriye yaslanarak dilini dudaklarında gezdirdi.
" ne yengesi sen gaysin"
" kızın muhabbeti baya sardı ve gay olduğumu söyledim. Bana yönelimimi değiştireceğini söyledi baya iddialı" yüzümü buruşturdum.