27. BÖLÜM

450 57 35
                                    

Parmaklarım klavyede hareket ederken gözlerim ekranın sağ alt köşesine kaydı.

02.02

Çok fazla gelişme kaydedememiştim ve bu sinirimi bozuyordu. Bu kadar yavaş ilerlememin sebebini artık kabul ediyordum.

Değişmiştim.

Şu sıralar yapmamam gereken bir şey yapmıştım. Pişman olmayabilirim ama olmayacağım anlamına gelmezdi. Yine de artık iş işten geçmişti.

İzin süresi bittiği için Alp görev yerine dönmüştü. Açıkçası onun yokluğunun bu kadar fark edeceğini bilememiştim. Onunla atışmayı özlemiştim. 3 gündür görevde olduğu için mesajlarıma bakmıyordu. Yine de ona yazmaya devam ediyordum.

Sıkıntıdan ofladığımda Alp'e yazmak için telefonu elime aldığımda Burak'ın görüntülü araması le yüzümde gülümseme oluştu. Aramayı cevapladığımda bir elini kafasına dayamış olan Burak ekranda göründü.

Burak uzun süredir yurt dışına gitmek için uğraşıyormuş. Girdiği sınavların sonuçlarının iyi gelmesiyle yurt dışına gitmişti. Gitmeden önce kesin bir tavırla aramızdaki ilişkinin etkilenmeyeceğini söylemişti.

Ama iyi yönde etkilenmişti. Neredeyse her gün boşluk bulduğu zaman beni arıyordu. Onunla konuşurken daha çok akıl alacağım, danışacağım bir arkadaş gibiydi. Daha da güzeli sanki bir şey yapsam ilk anlatabileceğim iki kişiden birisiydi.

"Işıklar niye açık. Off! Ben yine saat farkını unuttum değil mi?" Bu haline kahkaha atacaktım neredeyse.

"Yok yok, zaten uyumamıştım." Gülümsemesi hafif sekteye uğrasa da bozmadan bana bakmaya devam etti. Uyku problemim için çok uğraşmıştı ama onun yapabileceği bir şey yoktu.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç öyle takılıyorum. Sen ne yapıyorsun?"

"Gün sayıyorum, sizi özledim." Yüzümde ufak bir gülümseme olduğunda bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapattık. Bilgisayarda işim bittikten sonra diğer masadaki test kitaplarına baktım.

Eskiden tek amacım ünlü bir yazılımcı olmaktı, ama artık içimden gelmiyor. Yazılım benim artık bir parçam olsa da onun üzerine okumak istemiyorum. Hayatımda başka bir şey istiyorum artık çünkü ben saatlerce bilgisayar ile uğraşabilsem de, sosyalliği çok sevmesem de aynı işi yapmaktan keyif alacağımı sanmıyorum.

Düşüncelere daldığım sırada bilgisayarıma gelen mesaj ile kafamı iki yana salladım. Bunu daha sonra halledilecek defterine yazmam gerekiyordu. Şimdi ise önümdeki bilgisayarda bulunan yazılara baktım.

Galiba yanlışlıkla bir şirketin terörle bağlantısını bulmuştum.

Ne yapacağımı düşünerek ekrana bakakaldım. Bir dizim stresle sallanırken ekrandan gözlerimi alamadım. Eğer bir şekilde ihbar etsem üstü kapatılırdı ve bana gelip sen nasıl buldun diye sorarlardı. Ama ihbar etmeme gibi bir ihtimal de yoktu. Gözlerimi kapatarak ellerimi alnıma yasladım.

Aklıma gelen fikir ile ayağa kalktım. Yatağın altına koyduğum valizi açarak içindeki kutuyu çıkardım. İki bilgisayar ve bir kasanın zarar görmediğini görünce derin bir oh çektim. Sıkış tıkış yerleştirmiştim.

Kendi bilgisayarımın içindeki her şeyi bir belleğe aktardıktan sonra sildim. Dijital ortamda hiçbir şey tamamen silinmezdi. Ama sonsuza kadar kaybolmasını sağlamaya çalışırdım.

Diğer bilgisayarları da kurduğumda içinde çok az kullandığım bazı yazılımları açtım. Bana Gölge olarak gelen işte fark ettiğim için o şirketi sıfırdan hacklemem gerekiyordu. Bugün sabaha kadar evde ben Laçin ve Yaman dışında kimse yoktu. Bu bana avantaj sağlamıştı.

KAYBOLAN HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin