Bana Bir Şarkı Söyle, Gece
Devasa tiyatro salonu izleyicilere açılmıştı. Gösteri, sahnenin ortasındaki şahane figürler, muazzam kıyafetler ve harikulade oyuncularıyla devam ediyordu. Gören gözler ortamın büyüsüne kapılarak izlemeyi sürdürdüler. Bakışlarını bir an olsun çekemiyorlardı. İzledikleri en iyi Romeo ve Juliet performansı olmasından gurur duyuyorlardı adeta.
"Ey gözler son kez bakın! Kucaklayın ey kollar!" diye haykırdı çocuk. Kollarının arasında tuttuğu narin kıza zarar gelmesinden korkarcasına. "Ve siz ey nefes kapıları, yasal bir öpüşle mühürleyin
Doyumsuz ölümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı!
Gel, acı ölüm; gel ey rezil yol gösterici!
Sen, umutsuz kaptan, deniz tutmuş şu yorgun tekneyi
Yalçın kayalara bindiriver artık! Sevgilime! Aşkıma!" Zehiri dudaklarına karıştırarak içti.
"Ey doğru sözlü eczacı gerçekten çabuk etkiliyor ilacın.
Ölüyorum işte bir öpücükle."Bedeni aşığının yanına yığıldı.
Kız hıçkırıklarla açtı gözlerini, devam ettirdi sözlerini, "Cimri! Hepsini içmiş; bir damla bile
Bırakmadın demek kavuşabilmem için sana?
Öyleyse dudaklarından öperim,
Orada bir parça zehir kalmıştır belki;
Bir zamanlar hayat veren dudakların
Bu kez son versin hayatıma." Adamın dudaklarını öptü. "Senin kının burası. Orada paslan,
Ben de öleyim." Hançeri göğsüne sapladı ve aşkının cesedinin üstüne düştü.Salon alkışlarla, sevinçlerle, desteklemelerle dolarak canlandı. Ayağa kalktılar, birbirlerinin ellerini tutarak selamlarcasına eğildiler. Tiyatro kulübü bütün alkışları kabul ederken gülümsediler.
Sahne kapandı.
❄️
Sona geldik. Artık bitti. Bu hikaye, çocukluğundu.
Ama yıldızımızı söndürmeden önce son bir şey söylemek istiyorum.
Bu kitap senin için; laravasya
Güzel ruhun, özel zihnin, harika dostluğun, muazzam ablalığın ama en önemlisi, yemin ederim en önemlisi senin için. Sırf sen olduğun, sadece sen olduğun için. Hiçbir kalıba sığdıramayacağım, gördüğüm en uzun ömürlü ve en harikulade kelebek için.
Senin için.
Sen en güzellerini vermek istediğin insansın. Bana sevginin ne demek olduğunu öğrettin. Sevmeyi, sevilmeyi... Sen bana sevgiyi öğrettin. Bütün kalbinle hem de. Sonsuz kere minnettar olacağım peri kızı. Elini her zaman tutacağım. Küçük bir kardeş gibi gittiğin yolları seyredeceğim ve okurun olarak seni hayranlıkla izleyeceğim.
Ben karanlık bir odadaydım ve gelip ışığı açtın.
O günden sonra bütün ışıklarımı sana emanet etmek istedim. Bütün ışıklarını sevmek istedim. Gökte milyonlarca yıldız var ama sen benim için en parlağısın, her zaman da öyle olacaksın.
Çocukluğumu bırakabileceğim tek kişisin. Çocukluğuna hep gülümseyeceğim, sonsuza kadar sarılacağım tek kişisin. Dostluğun benim için evrende tek.
Sen benim için evrende teksin.
Saçların hep uçuşsun, dudakların hep kıvrılsın, gözlerin hep parlasın, ruhun hep ışıldasın.
Yine o tren raylarının üstünde hissedersen bu sefer arkanda bir kız olduğunu bilmeni istiyorum. Günün sonunda, sen ve ben kaldık daima. Ve kalacağız da, daima.
Seni seviyorum, ruhum.
Unutma, biz doğmadan önce evren...
Devamını biliyorsun :)
Deniz kızının satırlarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR TANESİ | Texting
Teen FictionGörkem: Keşke geçmişe gidip o ağlayan küçük kıza sımsıkı sarılabilsem. Ada: Geçti zaten. Görkem: Ama izi kalır, Ada. Görkem: İzler hep kalır.