ESİR

47

Büyük oyun

"Gördün mü Yüzbaşı?Merhametin açmayacağı kapı yoktur."

Hans Yarbayın mutluluğuna eşlik edemiyordu.O da merhametli oldu ancak olaylar istediği gibi gelişmedi.

"Acılı çocuk büyüyüp Üsteğmen olmuş,hah!Aklımı kullandım ve kazandım!"

Az önceki sarılmaları,üzülmeleri yalandı.Hepsi Aleksandr'ın aklını çekmek içindi.Baba sevgisi görmeyen çocuk annesine hasretti.Yarbay onun bu zaafını kullandı.

"Anlamadım?Orduya almayacak mısınız Üsteğmeni?"

"Ne ordusu.Ben istediklerimi aldıktan sonra sen de Üsteğmenin canını alacaksın.Şimdi git Helen'i bana getir.Şu haberi güzelce patlatalım."

Yüzbaşı selam durup odadan çıkmıştı.İşler çığrından çıktı.Yeşillere uzanmaması için uğraştığı namluyu onun uzatmasını istiyordular.

"Komutanım?"

"Teğmen Luis,eve gitmeyi unut.Yarın koordinatlar çözülsün,baskını beraber yapalım."

"Hangi koordinatlar?"

Luis kaçırmıştı olayları.Hans'tan duyunca hepsini donup kalmıştı.Helen'den önce keşke Üsteğmeni öldürseydim diye düşünüyordu.

"Siz nereye?"

"Helen'le konuşmaya."

Biri arkadaşıyla konuşmaya diğeri ise Üsteğmenle konuşmaya gidiyordu.

Biri ceset bulmaya,diğeri öldürmeye gidiyordu...

Gazeteci kızı iş başında bulamayınca direkt evine gitmişti Hans.Lakin Helen'in bu gün işe gitmediğini öğrenince gerilmişti.Hastalanmadığı sürece asla böyle bir şey yapmazdı.

"Neredesin sen..."

Kapıyı kaç kez çalmasına rağmen kimse açmamıştı.

"Helen!Kızgın mısın bana?Tamam özür dilerim hadi konuşalım!"

Bir süre daha bekledi.Ancak yine ses yoktu.Kapıyı kırıp içeri girmeyi düşünüyordu.Kapının açık olduğundan habersiz...

"Helen,evde misin?Bak giriyorum içeri."

Evden gelen koku rahatsız etmişti onu.Burnunu koluyla kapatıp Helen'in odasına girdi.Bu eve bir kaç gelmesine rağmen ilk kez böyle kokuyla karşılaşıyordu.

"Helen-"

Yatağında kanlar içinde uzanan bedeni görünce koşarak yanına gelmişti.

"Helen!Lütfen uyan!Ne oldu sana Helen!Hayır... LÜTFEN!"

Ceseti inceleyen gözler daha dün bu bıçağı Aleksandr'ın ayakları altına atmıştı.Kafasında netleşen şeyler gerçekleri yüzüne çarptı.Akan gözyaşlarıyla beraber Helen'in moraran yüzüne baktı.

"Helen... Hain sensin..."

Yüzbaşı ceseti göm bir ara.Yarbayın Aleksandr'a merhamet ettiğini düşünen ben bile şoktayım sksksllsos