Seni seviyorum
"Benim evladımı bıçakladılar!Kadın gelip karargahın önünde Yüzbaşı bıçaklıyor!"
"Tek suç bizim mi?Yüzbaşı neden silahsız çıkıyor dışarı?"
"Çünkü kadın karşısına çıkıyordu.Erkek adam kadının karşısına silahla çıkmaz General."
Albay kızıyordu kendisine.Keşke son konuşmalarında Aleksandr'ın üzerine gitmeseydi.Oğlunun evlenmeyeceğini bilmesine rağmen onu seçim arasında bırakmıştı.Şimdi koridorda oturmuş Aleksandr'ın uyanmasını bekliyordu.
Hans,Albay ve Dmitri.Üç kişinin tek ortak noktası uyuyan yeşillerdi.
"Sen neden buradasın Yüzbaşı?"
Hans cevap vermeden gözlerini kapattı.Arada Dmitri olmasaydı Albay onu konuşturmasını bilirdi elbet.
"Lena'yı Almanyaya götürmene izin veriyorum.Lakin cesedini."
"Oğlun uyanmadan ona dokunamazsın."
"Aleksandr'a yalvarıp onu ikna mı edeceksin?"
"Lena'nın cezasını Yüzbaşı kendisi verecek.Bu işe karışırsanız eğer karargahı başınıza yıkarım."
Albay anlamıştı... Karşısında artık Almanya ordusunun Yüzbaşısı yoktu.Karşısındaki adam sadece bir Almandı,o kadar.
"Oğlumu sana kurban etmem."
Hemşirenin odadan çıktığını gören Dmitri ayağa kalkmıştı.Kadın çocuğun mavilerine gülümseyip Albaya bakmıştı.
"Yüzbaşının durumu gayet iyi."
"Oğlumu görebilir miyim?"
"Elbette.Lakin Yüzbaşı önce Hans diye birini görmek istedi.Burada mı?"
Hans derin nefes verip Dmitri'ye sarıldı.Bunu da atlattılar.Sıra da neyin olduğunu umursamıyordu artık.Odaya girmeden önce dönüp Albaya bakmıştı.
"Ben onun yeşillerine kendimi kurban ettim.Emin ol gerisi umrumda değil."
Odaya girdiği an derin nefes aldı.Yeşiller gözleriyle buluştuğunda hızla onlara doğru adımladı.Aleksandr'ın alnına öpücük kondurup kafasını yasladı.Elleri yanaklarını okşuyordu ve nefesleri birbine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.
"Çok özür dilerim.Çok özür dilerim."
"O yüzüğü takmayacaksın dimi?"
"Takmayacağım.İyisin dimi?"
"Çok iyiyim."
Aleksandr hafif kafasını kaldırıp Hans'ın dudaklarına kapanmıştı.Ölmeden önce mutlaka kavuşmaları gerektiğini düşünüyordu.
"Her şeyi siktir ediyorum.Artık sadece sen varsın."
"Senin için hep sadece ben vardım Hans."
Bu gerçeği kabulleneli uzun zaman olmuştu.Hans hayran olduğu yeşiller için gerektiğinden fazla şeyler yapmıştı.Ne öfke,ne sinir... Kalpteki aşkı hiçbiri yok edemedi.
"Seni seviyorum Aleks."
"Parmağına bir daha yüzük takarsan bu kez kırarım."
Hans gülümseyip tenlerini birbirinden ayırdı.Sarı saçları okşayıp gözlerini yeşillerden ayırmadı.
"Hans."
"Söyle."
"Ben de seni çok seviyorum."
Bu kez yeşiller uyumak için kapanmıştı.Uyandığında mutlu günlere uyanacaktı.
Ayrılık yeter artık! Mutlu olalım hadiiiiiiii🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
Ficção HistóricaII Dünya savaşı... Esir düşen Üsteğmen ve onu konuşturmaya çalışan Yüzbaşının hikayesi. Dikkat:Şiddet,küfür içerir.